“Beni hayli yoracağa benziyorsunuz” Cemil Meriç Millet gazetesinde dört gün üst üste yayınlanan son röportajlardan birini ben yapmıştım, sorularımı görünce bu cümleyi kurmuştu merhum hocamız.
Kemalizm eleştirisi yapmak Kemalistlerin iktidarında yürek isterdi. Cemaatin ya da İslamcıların iktidarında böyle bir şey zaten moda gibi bir şeydir ve niye kıymet-i harbiyesi olsun ki?
Cemil Meriç sadece Kemalizm için değil, benzer bütün devlet gücü ardındaki güya ideolojik çözümlemeler için ‘obskürantizm’ tabirini kullanırdı.
Bunu bir hastalık olarak tanımlamak daha doğrudur. Bu hastalık ortadan kaldırılmadıkça hür tefekküre yer yok. Bu hastalık ortadan kaldırılmadıkça çemberimizi parçalamak mümkün değil. Bu hastalığın olduğu yerde, obskürantistlerin hâkim olduğu yerde bir diriliş hayaline kapılmak çılgınlık...
Obskürantizm nedir? Her ümide, her canlanışa duyulan husumet
“Obskürantizm, dilimizde karşılığı olmayan korkunç bir hastalığın adı. Mefhumun karşılığı yok. Fakat zaman zaman belirtilerine şahit oluyoruz. Yobazlık değil; yobazlık bir nefis müdafaasıdır. Yeniye düşmanlık değil (Mizoneizm). Çünkü obskürantizm çok defa yeniye hayranlık biçiminde de belirebilir. Obskürantizm içtimaî bir davranıştan çok, içtimaîyi yok etmeye yönelen karanlık ve hayvanca bir tutumdur.”
Bizdeki belirtilerine gelirsek…
“Kovalanmaktan korkan bir avın şaşkın ve şuursuz saldırışı... Işıktan rahatsız olan bir yarasanın karanlığa sığınışı... Her ümide, her canlanışa duyulan husumet. Obskürantizm bir çeşit bukalemun hastalığıdır. Kendini korumak için her renge bürünür. Obskürantizm şahsiyetsizliktir. Düşünceden, kitaptan, güzelden, insanı insan yapan bütün vasıflardan iğreniştir. Bu hastalık fert planından cemiyet planına sıçradı. Şöyle diyelim: Obskürantizm İslâmiyetin, yani gerçek imanın zıddıdır. İman mutlak hakikate bağlanıştır. Obskürantizm için hiçbir mukaddes yoktur. Ebedî ve şifasız bir korku içinde bocalamaktır obskürantizm... Münakaşadan kaçıştır. Tevekkülden nasibi olmayan hain ve şeytanî bir acz. Bu mel’un marazı teşhis etmek son derece güç. Çünkü her kılığa bürünebilir. Kâh marksizm olur, kâh anti-marksizm. Daha çok devrimcilik maskesine bürünür ama devrim düşmanı olduğu da sık sık görülebilir. Obskürantizm samimiyetsizliktir, nihilizmden daha tehlikeli bir beliyye (bela). Çünkü nihilizm de bir rüyaya bağlanıştır. Obskürantizm ebedî bir kâbusa mahkûm olanların hastalığıdır. Ve içtimaî hayatı sonsuz bir kâbusa çevirmek için didinir durur. Batı’nın her ‘izm’i zaman zaman bu meş’um afetin maskesi olmuştur. Obskürantizm zaman zaman engizisyonun arkasına saklanmış, vicdan hürriyetini yangın alevlerinin içinde söndürmeye kalkışmıştır. Zaman zaman Haçlı orduları halinde İslâm’ın gümrah ışığını söndürmeye kalkışmıştır. Dem olmuş, hürriyetçilik adı altında nizamı yıkmaya can atmıştır. Dem olmuş, anarşizm bayrağı altında içtimaî değerlerin hepsini birden kundaklamaya çalışmıştır. Bir kelimeyle içtimaî bünyeye binbir kapıdan sokulan en tehlikeli virüstür obskürantizm. Nöbet başladıktan, tehlike bacayı sardıktan sonra farkına varırız. Bence mahiyeti ve kaynağı meçhul olan bu sosyal kanserin aldatmayan arazı şöyle özetlenebilir:
1. Her düşünceye düşmanlık.
2. Münakaşanın yerine iftirayı veya baskıyı geçirmek.
Makyavelizm obskürantizme kıyasla çok asil ve çok insanîdir. Çünkü bir devletin korunması gibi ‘meşru’ bir emeli yoktur. Düpedüz şuursuzluk ve çılgınlıktır. Putlara inanmaz fakat putperest görünmekten de çekinmez. Obskürantizm için dünya topuklarından başlar ve saçlarında biter.”
Tarihe de düşmandır, istikbale de
Bir zamanlar Kemalizm eleştirisi için çok vurucu bir kavram olan obskürantizmin başka veçhesini de bugün teşhis etmek mümkün.
Münakaşanın yerine iftira ve baskıyı koyan kim?
Hemen her düşünceye düşman olan ne?
Bütün bir bürokrasiye şahsiyetsizliği yerleştiren mekanizmanın obskürantizm olduğu açık değil mi?
Bugünkü obskürantistler hemen her görüşten, siyasetten, ideolojiden nemalanıp kendi statüsünü muhafaza ve geliştirmek adına hemen her düşünceye kâbus yaşatırken baskıcı düzenlerini tek hakikat gibi sunmuyorlar mı? Hatırlayın ma’lum cemaatin, kapitalizmin her türlüsünden Avrasyacılığın her türlüsüne ait laf, dergi, müessese ürettiğini… İktidar sahiplerinin perdeleme cihazı olan bu metod, fikir mikir değildir. Bugün de değişen bir şey yoktur.
Cemil Meriç yaşasa bu yeni obskürantsiler için ne söylerdi acaba?
“Obskürantizm, hiçbir fethin mayasına sahip olmadığı halde, kendini Fatih sanıp kutlamaları kabul eder.”