Tahıl koridoru açılmazsa Karadeniz’deki sıcak savaş büyüyebilir

İsmet Berkan
Burnumuzun dibinde bir savaş devam ediyor ve biz bu savaşla nedense pek ilgili değiliz.

Oysa hem Ukrayna hem Rusya, Türkiye’nin çok yakından tanıdığı, derinlemesine ilişkilerinin olduğu, tarihi bağlarının ve çekişmelerinin olduğu ülkeler.

Bu iki ülkenin savaşması bizi sadece Rusya’dan ve Ukrayna’dan kaçıp ülkemizde hayata tutunmaya çalışanlar boyutuyla değil, hemen hemen her boyutuyla ilgilendirmeliydi.

Tabii Türkiye’nin bu savaşla tamamen ilgisiz olduğunu söylemek de haksızlık olur ama benim burada kastettiğim şey daha çok kamuoyu ilgisi ve maalesef ne bizim medyamız ne de kamuoyumuz savaşı umursuyor.

Oysa savaş son birkaç haftadır çok farklı bir boyuta tırmanmış, kim bilir belki bizim topraklarımıza kadar da serpintileri gelmiş durumda.

Geçen yıl Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın girişimleriyle ve büyük katkısıyla savaştaki iki ülke kendi tahıllarını dünya pazarlarına satmak için anlaşmaya varmıştı. Rus donanmasının Ukrayna limanlarına uyguladığı blokaj tahıl taşıyan gemiler için kaldırıldı; buna karşılık Rus tahılı da dünya pazarlarına ulaşabilir oldu, Birleşmiş Milletler de o ambargoyu kaldırdı.

Yalnız Rusya hep bu anlaşmadan bir ölçüde rahatsız oldu, üç aylık sürelerle devam eden bu anlaşmanın her uzatma döneminde Rusya kendi üzerindeki bazı farklı ambargoların da kaldırılmasını gündeme getirdi. Bu itirazlar geçmiş uzatmalarda Tayyip Erdoğan’ın son dakikada devreye girmesiyle hep aşılmıştı ama bu sefer öyle olmadı. Rusya anlaşmayı bitirdi, uygulamayı durdurdu.

Rusya durdurdu ama Ukrayna kendi tahılını yine de göndermek istedi. Bunun üzerine Karadeniz ansızın ısındı; Rusya Ukrayna limanlarını vurmaya başladı; geçen haftalarda Ukrayna da bazı Rus gemilerini ve en önemlisi Rusya’nın Karadeniz kıyısındaki önemli petrol limanı Novorosisk’i vurdu.

Biliyorsunuz, Tayyip Erdoğan, Rusya lideri Vladimir Putin ile yüz yüze görüşmek ve tahıl koridoru sorunun çözümüne bir kez daha katkı vermek istiyor. Putin de Erdoğan’ın görüşme isteğine hayır demiyor ama bir türlü bu görüşmenin nerede ve ne zaman yapılacağı konusu netleşemiyor. Ankara’dan Putin’in Türkiye’ye Ağustos ayı içinde geleceği bilgisi verildi gazetecilere ama hemen ardından Kremlin bu bilgiyi yalanladı, ‘Putin yurt dışına gitmeyecek’ dendi. Erdoğan ve Putin telefonda konuşuyor ama yüz yüze görüşme olamıyor bir türlü. Üstelik iki taraf da görüşmenin olacağını söylediği halde bu böyle…

Karadeniz’in ısınması ve giderek daha fazla sıcak çatışmanın konusu haline gelmesi bütün dünyayı ve elbette en çok bu denize kıyısı olan Türkiye başta ülkeleri ürkütüyor.

Birkaç gün önce Derince limanında bir buğday silosunda patlama meydana geldi. Silolarda zaman zaman hava ve gaz sıkışmasının ufak çaplı patlamalara yol açabildiği biliniyor ama bu seferki patlama hayli büyüktü, 13 kişi yaralandı, silolar hasar gördü.

Silodaki buğday daha yeni Rusya’dan gelmişti. Bu da ister istemez bir sabotaj, bir bomba şüphesi doğurdu. Polis ve Toprak Mahsulleri Ofisi net açıklama yapmıyor. Kim bilir belki de şüpheler doğru, silodaki patlama daha önce buğdayın içine gizlenmiş bir patlayıcı yüzünden yaşandı. Eğer öyleyse burada suçlayıcı bakışların Ukraynalı sabotajcılara dönmesi beklenmeli.

Bugün The New York Times’da çıkan kapsamlı analizde Ukraynalı askeri kişilerin Rusya limanlarına daha fazla saldırı hazırladığına ve bu saldırıları insansız deniz ve hava araçlarıyla yapacaklarına dair iddialar var.

Eğer Karadeniz ısınacaksa savaş iki ülkenin limanlarına yapılan saldırılarla kalmayabilir. Ukrayna’nın Rusya’ya ait Novorosisk limanını güvenli liman olmaktan çıkartması, uluslararası petrol ticaretini çok vurabilir.

Karadeniz’de yaşananları daha yakından izlemek gerek.

Yorum Yap
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
Yorumlar (12)
Yükleniyor ...
Yükleme hatalı.