İstanbul’daki terör saldırısı pek çok kişinin aklına aynı şeyi getirdi.
Yaygın inanış, 2015 Haziran ayında yapılan seçimde Meclis çoğunluğunu kaybeden Ak Parti’nin seçimi Kasım ayında tekrar ettirip bu kez yüzde 50’ye varan bir başarıyla kazanmasının ardında, iki seçim dönemi arasında yükselen terör olaylarının büyük bir rolü olduğu yönünde.
7 Haziran 2015’te 46 milyon 163 bin 243 geçerli oy vardı; 1 Kasım 2015 seçiminde ise 47 milyon 837 bin 577. Seçime katılım oranı 7 Haziran’da yüzde 83,92 olmuştu, 1 Kasım’da ise yüzde 85,18’e yükselmişti.
Ak Parti, 7 Haziran’da 18 milyon 867 bin 411 oy almıştı, 1 Kasım’da ise oyları 4 milyon 800 bin 522 artarak 23 milyon 669 bin 933’e yükseldi.
Sadece 5 ay arayla Ak Parti’yi fazladan 4 milyon 800 bin kişi tercih ediyorsa zaten o ülkede çok önemli bir kayma yaşanmış demektir. Peki neydi bu kayma? Tek bir nedene indirgenebilir mi? Artan terörün bu oy kaymasındaki rolü ne kadardı?
Bir minik hatırlatma daha yapayım: 7 Haziran’dan 1 Kasım’a oy kazanan yegane parti Ak Parti değildi. CHP de oylarını 600 bin kadar arttırmıştı. Toplamda kayan oy miktarı aslında 5 milyon 393 bin 334’tü.
Bu oyların 3 milyon 718 bin 850’si Ak Parti ve CHP dışında kalan bütün partilerin kaybettiği oylarından geldi. Kalan 1 milyon 674 bin 334 kişi ise seçime katılımın artmasıyla hesaba girdi.
Şunu da söyleyip rakam yazmayı bitireyim: 7 Haziran’a göre 1 Kasımda Türkiye’de en çok oy kaybeden parti, 1 milyon 828 bin oyla MHP oldu. Onu 914 bin oy kaybıyla HDP izledi.
7 Haziran seçimi, Ak Parti açısından bakıldığında bir çöküşün devam etmesini simgeler. Çöküş gerçekte 2014’teki 30 Mart yerel seçiminde başlamış, bu parti ciddi oy kaybetmişti; 7 Haziranda bu kayıplar daha da ilerledi. Bana soracak olursanız seçime katılmadaki azalma da büyük ölçüde Ak Parti seçmeninden kaynaklanıyordu. Bir kısım seçmen partisine karşı derin bir hayal kırıklığı içindeydi ama eli varıp başka partiye oy da veremiyordu.
Ama Ak Parti’ye en çok kaybettiren unsur Kürt oylarıydı. Bu parti 7 Haziran 2015’te Kürt seçmenden ciddi oy kaybetmiş, bu arada Kürt seçmen de HDP’de büyük ölçüde konsolide olmuştu. (Bu seçime ilişkin bir başka şehir efsanesi HDP’ye barajı solcu Türklerin geçirttiği, hayır bu doğru değil. HDP Kürt seçmenden 3 milyon ekstradan oy alarak barajı aştı.)
7 Haziranda Ak Parti’ye çok şey kaybettiren bir başka önemli unsur Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın çıkıp açıkça AKP propagandası yapmasıydı. Erdoğan 1 Kasım seçimine giderken hemen hemen hiç miting yapmadı. Erdoğan’ın Ekim 2014’te “Kobani düştü düşecek” dediğinin düşünülmesi, büyük ihtimal Kürt oylarının HDP’de konsolide olmasına ve Ak Parti’den kaçmasına neden olmuştu.
7 Haziran gecesi sonuçlar görece erken saatte belli oldu. Gece yarısına doğru seçim sonuçlarını ilk değerlendiren lider MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli oldu ve partisinin hiçbir koalisyonun parçası olmayacağını ilan etti. Bu, Ak Parti karşıtı cepheye yaşatılan ilk hayal kırıklığıydı. Ertesi gün de HDP lideri Selahattin Demirtaş çıktı, benzer şeyleri söyledi ve Tayyip Erdoğan’ın seçimlerin tekrar edilmesini sağlayacak oyunu kurmasına yardımcı oldu. (1 Kasım’da en büyük cezayı bu iki partinin görmesi hiç de tesadüf değil anlayacağınız.)
Geri kalan yegane koalisyon ihtimali, Ak Parti-CHP koalisyonuydu; bu koalisyonun kurulur gibi olmasının Ak Parti içinde nasıl bir tepkiye yol açtığı zamanında çok yazıldı çizildi.
Seçmen evet belki Ak Parti’yi iktidardan indirmek istemişti ama şimdi hükümetsiz kalma tehlikesiyle karşı karşıyaydı. Bence gerek 7 Haziran’da oy kullanmayanları sandığa getiren, gerekse toplamda AKP’ye 4 milyon 800 bin oy kazandıran temel etmen buydu: Hükümetsiz kalma korkusu, siyasi istikrarsızlık endişesi.
Terör hiç mi rol oynamadı? Elbette oynadı, ama en çok HDP oylarında oldu bu rol. Az önce söyledim bu parti 914 bin eksik oy aldı 1 Kasımda. Çünkü Kürtlere vaat ettiği barışı sağlayamadı. İlginçtir, 1 Kasımda Ak Parti’ye esas kazandıran da Kürt oylarının kaybettiği bir bölümünü geri kazanması oldu.
Ak Parti ve Tayyip Erdoğan Türkiye’yi siyasi istikrarsızlıkla kokuttu esasen, terördeki artış o korkunun bir unsuruydu sadece.
Bugün Cumhurbaşkanlığı sistemi sayesinde hükümetsiz kalma korkumuz yok artık. Terörün yaşanması ise Erdoğan iktidarının bu alanda da başarısız olmaya başladığından başka hiçbir şeyi göstermez.