Zübdei Vekaiyat- Olayların Özü

İskender Öksüz

Bilim adamları sistemleri incelerken nelerin, nasıl değiştiğini öğrenmek isterler. Bu hüküm, fizikten sosyolojiye hemen bütün bilimler için doğrudur.

Ben en çok bildiğim tabiat bilimlerinden örnek vereyim. Cisimlerin hareketini inceleyen bilim dalını ele alalım. Adına mekanik diyoruz. Gök cisimlerinin yörüngesinden, taşın düşüşüne kadar bütün hareketler mekaniğin konusudur. Mekaniğin temelindeki Newton kanunları da, birçok kuvvetin etkilediği cisimlerin zaman içinde nasıl yer değiştirdiğini bulmak peşindedir. Bilimin çeşitli dallarında kullanılan diferansiyel denklemler sistemlerin zaman içindeki değişimini tahmin etme formülleridir.

Değişimi çözmek önemli. Ancak değişimin nasılını ve niçinini kavramak için değişmeyenleri de bulmak gerekir. Yine Newton mekaniğinden örnek vereyim: Kütle değişmez. Sistem dışından bir müdahale olmazsa daha birçok şey değişmez. Mesela momentum, mesela enerji. Bunlara korunum kanunları deriz. Enerjinin korunumu, kütlenin korunumu, vs.. Bunlara invaryantlar denir. Varyans değişim; invaryant, değişmeyen demektir. (Şimdi yorumcularımdan biri, olur mu, kütle değişir derse, haklıdır ama Newton’da değişmez.)

Hakan Paksoy’un Türkiye’nin Rotası

Dostum Hakan Paksoy’un bu yıl yayımlanan Türkiye’nin Rotası kitabından söz edeceğim ama bu yazıyı herkes okumasın diye yukarıdaki girişi yaptım.

Şaka bir yana, Hakan Paksoy’un kitabı boyunca sorduğu soru da bu: Yirmi yıla yaklaşan AKP ve Erdoğan iktidarı döneminde neler değişti? Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi dönemi Paksoy’un odağında. Bilhassa o 500 günde neler değişti? O 500 gün boyunca olup bitenin özünü, bir vakanüvis gibi kaydetmiş. Hani insanın aklına, Defterdar Sarı Mehmed Paşa’nın 1656-1704 arasını zapt ettiği Zübdei Vekaiyat’ı (Olayların Özü) geliyor. Yazar tam da bunu yapmış. Ak Parti iktidarında olup biteni art arda yazıp seyredince bir değişim furyası gözlüyorsunuz. Bunların tamamı şuurlu değil; bir kısmı, fırtınanın önünde savruluşa benziyor.

Fakat tıpkı bilimin incelediği sistemlerdeki gibi AKP iktidarının değişmeyen yönleri de var. İnvaryantları. İşte Türkiye’nin rotası, bu değişmeyen şey. O rota daha AKP iktidara gelmeden belirlenmiş. Kitapta, iktidarın ileri gelenlerinin, en önemli kanaat önderlerinin 20. asrın son çeyreğinde ifade ettikleri düşüncelere kadar gidiliyor. Hatta 20. asrın başında, Türk devleti, Türk milleti ölüm kalım mücadelesi verirken söylenenlere. Yine de Paksoy aktüel bir kalem; geçmişi ancak ana fikri destekleyici ikincil delil olarak kullanıyor. Asıl mercek altına alınan vekaiyat, Ak Parti iktidarı dönemi ve özellikle Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi devri.

Eski dostlar yeni düşmanlar

Önce değişenlere bakalım. En hayret verici unsurlardan biri, AKP’nin bir zamanlar dost edindiklerinin daha sonra baş düşman oluşu. Bu “Ne istediler de vermedik.” ve “Menzilimiz birdi.” gibi ifadelerde belirginleşiyor. Ben “Ne istediler de vermedik”in sadece FETÖ için kullanıldığını sanıyordum. Meğerse HDP, PKK kast edilerek de kullanılmış. Vakanüvis zaptetmiş:

“Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan: ‘…bu hasretle beklediğimiz çağrıdır. (…) Ne istendi de bu ülkede hükûmet, 12 yıllık başbakanlığım döneminde verilmedi?’”

Ayrıntısını, TC Cumhurbaşkanlığı sitesinde “Silahların Bırakılması Çağrısı Çok Önemli Bir Beklentiydi; Ancak Uygulamasını da Görmemiz Lazım” başlığı altında bulabilirsiniz (https://bit.ly/3DycN44):

Yani ne istendi de bu ülkede Hükümet 12 yıllık Başbakanlığım döneminde verilmedi, yani altyapısından, üst yapısından. Mesela bugün söyleniyor, ‘kimlik’. Ret politikalarını biz kaldırdık, asimilasyon politikalarını biz kaldırdık, inkâr politikalarını biz kaldırdık, işte bunlar kimlik sürecidir, bunları getiren biziz. Olağanüstü hal, bunu halleden biziz. Ve insanca yaşama erdemini getiren biziz, televizyonlarda kendi dillerinde yayın yapma imkânını getiren biziz, bunlar yoktu, istedikleri gibi yayın yapma noktasında, yazılı, görsel, bizim iktidarımızda oldu bunlar, biz bunları yaptık; bunlar saymakla bitmez.” (28 Şubat 2015, Suudi Arabistan’a giderken havaalanında)

Sayın Erdoğan, FETÖ için “Menzilimiz birdi!” diyordu. Sayın Bülent Arınç’ın, menzil birliğinin ötesinde, yol birliğini ifade eden bir ifadesi vardı: “Ama biz yıllarca sizinle birlikte, sizin menfaatinize, her zaman sizin hizmetinizde olduk. Siz ne derseniz yaptık. Siz neyi gösterdiyseniz oraya gittik.” Ayrıntısı Anadolu Ajansı’nın sitesinde: https://bit.ly/3ByPEO1

Şu anda, biliyorsunuz, aynı iktidar, aynı insanlar, muarızlarını, muhaliflerini, HDP’ye, PKK ve FETÖ’ye yakın durmakla suçluyor. Muhalefetin bu kötülere, her istediklerini vereceklerini, onlarla menzil birliği içinde olduklarını söylüyor. Bu az buz bir değişme değil!

Dostum Servet Avcı, bir sohbette, “Bunların” demişti, “muhaliflerini suçladıkları konular arasında, kendilerinin daha önce yapmadığı tek şey yok.

Yorum Yap
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
Yorumlar (34)
Yükleniyor ...
Yükleme hatalı.