Cuma günü anlattığım, yapay zekâ ile sohbetim bitti zannederken aklıma bir soru daha geldi. Acaba onunla Türkçe konuşabilir miydim?
Sordum. Türkçe devam edebilirim dedi ve öyle de yaptık.
Ben: Sadece bilmek istedim. Az önce makine tercümesi ile şair tercümesinin farkı hakkında söylediklerini bir de Türkçe söyleyebilir misin ?
GPT: Evet, Türkçe olarak konuşabilirim. Makine çevirisi, yazılım ve algoritmalar kullanarak verilen metinleri başka bir dille çevirirken, bir şair ya da profesyonel bir çevirmen, dilin tonunu, anlamını ve kültürel bağlamını daha iyi anlar ve çevirisinde daha derin bir anlam ve duygu yansıtabilir. Ancak, en iyi veri ve algoritmalarla bile makine[yle] üretilen çeviriler, bir insan çevirmenin veya şairin anlam ve duygularını eşitleyemez [duygularına ulaşamaz].
Ben: Sağ ol. Bunu da kullanırım.
BANA BİR TEZ YAZIVER
Geçen yazımda verdiğim sohbette, sohbet İngilizce idi ve ben çevirip yazdım. Yukarıdaki konuşma Türkçedir ve aslı gibidir; birkaç hatasıyla birlikte: Köşeli parantez içleri bana ait. Yine de birçok tanıdığımdan daha sağlam cümleler kuruyor, ne dersiniz?
Her teknoloji kendi problemleriyle geliyor. Yapay zekâ da öyle yapmış. Öğrenciler, ödevlerini GPT’ye yaptırmaya başlamış. “Bana şu konuda, şu kadar kelimelik bir deneme yazar mısın? Hay hay. Nasıl olsun, mizahlı mı, asık suratlı mı?” Bu gerçek bir konuşma değil. Şimdi uydurdum. Ama bir deneyeyim bakayım.
Derken girdim ve konuşma şöyle devam etti:
Ben: Bana Türkiye’nin hâlihazır ekonomik durumu hakkında, 50 kelimelik, Türkçe bir deneme yazabilir misin?
GPT: Türkiye’nin şu andaki ekonomik sorunları arasında en önemlilerinden biri cari açık ve döviz kurlarındaki dalgalanmalardır. Ayrıca işsizlik oranı yüksek ve büyüme hızı yavaştır. Hükümetin ekonomiyi toparlamak için uyguladığı önlemler arasında ise enflasyonu düşürmeye yönelik tedbirler ve yatırımları teşvik etmeye yönelik önlemler yer almaktadır.
Ben: Teşekkür ederim. Bunu sana referans vererek kullanacağım.
GPT: Memnun oldum, herhangi bir sorunuz olursa tekrar bana danışabilirsiniz.
Yapay zekânın şiir tercümesini gerçek insanla, gerçek şairle karşılaştırıyoruz. GPT’nin ekonomi yorumunu da mesela Sayın Nebati ile karşılaştıralım. Ne dersiniz?
DÜŞÜNCEMİZ, MERAKIMIZ KALACAK
Bundan umutlanıp bu sefer Türkçeden İngilizceye bir şiir çevirmesini istedim ve nedense bugün sabahtan beri kafamda fısıldayıp duran, rahmetli Mehmet Çınarlı’nın bir Kalacak şiirini verdim. Çınarlı, daha nice edebiyatçı gibi, solcu olmadığı için popüler medyanın demir perdesine maruz kalmıştır. Şiir şöyle:
Biz göçüp gitsek aşkımız kalacak.
Nice dillerde şarkımız kalacak.
Olsa cennet yerimiz, dünyanın
Güzelliğinde aklımız kalacak.
Açacak sözlerimiz sırrımızı:
Ne gizlimiz, ne saklımız kalacak.
Bağlar, evler değil; kâğıtlarda
Düşüncemiz, merakımız kalacak.
Ne kadar aynı görmek isteseler
Yine bir yerde farkımız kalacak.
Onların bizde bütün öfkeleri,
Bizim onlarda hakkımız kalacak.
İLGİNÇ ZAMANLARDA YAŞIYORUZ
En sevdiğim ifade, “Kâğıtlarda düşüncemiz, merakımız kalacak.” Şimdi, daha çok ekranlarda kalıyor ama… Bu harika şiiri GPT’ye verdim ve hızla İngilizceye çevirdi. Fena değildi. Birkaç yerde takıldı. “Bağlar evler değil…”deki bağları, bağlama fiili ile ilişkilendirdi, hani “düğümler” der gibi tercüme etti.
Google burada daha başarılıydı, “vineyard” (~üzüm bağı) diye çevirdi. Fakat iki yapay zekâ da bize çokça has iki kelimeyi ve bir kavramı çeviremedi. Biri, “Bizim onlarda hakkımız kalacak.” biri de “Ne gizlimiz ne saklımız kalacak.”. Bunun içinden çıkamadılar. Google iki kelimeyi de İngilizceye “sırrımız (secret)” diye çevirdi. GPT biraz daha şairane bir tavırla, “Ne gizlediklerimiz ne de açtıklarımız kalacak” diye yanlış çevirmiş.
Peki, şimdi yapay zekâya yaptırılan ödevleri ne yapacağız? Acaba akademik tez de yazar mı? Bu sorular, en çok ücreti mukabili maharetle tez ve ödev yazan firmaları etkileyecek. Problem varsa çözümü de vardır. Princeton Üniversitesi’nde bir öğrenci, 22 yaşındaki Edward Tian, yapay zekâ ile üretilen metinleri belirleyen bir uygulama (app) geliştiriyormuş.
Bu bir Çin bedduasıymış: İlginç zamanlarda yaşa! Biz de öyle yapıyoruz galiba.