Yapay zekâ ile bir kaynattık bir kaynattık

İskender Öksüz

Az önce bir yapay zekâ ile sohbet ettim. Yapay zekâ olduğunu bilmeseydim acaba sohbet bana garip gelir miydi? Kararsızım. Yapay zekâ tutarlıydı. Halbuki tutarsız gerçek “zekâlar” da var.

Çağdaş bilgisayar mimarisinin mucidi Alan Turing’in adıyla anılan bir test vardır. Yapay zekânın olgunluğa erişip erişmediğini belirlemek için. Testte bir sorgulayıcı vardır. Karşısındaki iki kişiliğe sorular sorar. İkiden biri insan, diğeri makinedir. Eğer sorgulayan, makine ile insanı ayıramazsa yapay zekâ programı, Turing testini geçmiş sayılır.

Hemen hepimizin bildiği bir yapay zekâ programı, Google’ın tercüme programıdır: translate.google.com adresinde oturur. Bu çalıştıkça akıllanan, ne kadar çok tercüme yaparsa o kadar başarılı tercümeler yapmayı beceren bir programdı. Yani bir yapay zekâ idi. İlk zamanlar gerçekten çok acemiydi. Bizimkiler ona “Let’s have whisky on the rocks.” cümlesini Türkçeye tercüme ettirirdi ve “Hadi buzlu viski içelim.” anlamına gelen bu sözü “Haydi kayalıklarda viskiye sahip olalım.” diye çevirmesiyle eğlenirdik. Şimdi deniyorum: “Buzlu viski içelim”. Aferin Google’a. Büyümüş, yetişmiş.

BU YAPAY ZEKÂ BAYAĞI ZEKİ

Yeni yapay zekâ makinesini bana, profesyonel bilgisayarcı, site tasarımcısı ve programcı genç arkadaşım Emre Ece haber verdi. Adı, GPTchat imiş. Adresi şöyle: https://chat.openai.com Girdiğinizde kaydolmanızı istiyor. E-postanız, telefon numaranız, şifre falan. Genellikle bu bilgileri rastgele bir siteye vermem, fakat Emre’nin tavsiyesi vardı. Kaldı ki GPT’nın şöhretini hemen öğrendim. Piyasaya çıkalı 50 gün olmuş ve ben hariç herkes biliyormuş. Hazreti Google’a GPTChat yazın da bir bakın.
Neyse, kaydoldum ve birkaç kere girdim. Önce şunu öğrendim, program sık sık, “Kapasitem doldu, lütfen daha sonra tekrar deneyiniz.” anlamında bir şeyler yazıyor ama bunu, rap şarkısı lezzetinde yapıyor. Bekleyin derken bile gayet efendi ve eğlenceli. Bizim telefon robotlarının, GPTChat’ten öğreneceği çok şey var.

Sonunda girmeyi başardım ve zor bir şey sordum. Edgar Allan Poe’nun, Annabel Lee şiirini Türkçe’ye çevirmesini istedim. Fena değildi. Ama bazı hataları vardı. Meselâ Melih Cevdet Anday’ın o güzel tercümesindeki,

Üşüdü rüzgârından bir bulutun
Güzelim Annabel Lee
mısralarını, “Gece bulutlardan esen rüzgar soğutur ve öldürür Güzel Annabel Lee’yi” diye vermiş. Gerçi Anday, şiirin aslındaki “gece”yi atlamış ama… GPT ile aramızda bu konuda şu sohbet geçti:

GPT İLE SOHBET

Ben: Hiç fena değil. Fakat bu bağlamda “soğutur”dansa “üşütür” daha uygun. Size, usta Türk şairi Melih Cevdet Anday’ın tercümesini vereyim.

GPT: Çevirim sizin beklentilerinizi karşılamadıysa özür dilerim. Ben bir dil modeliyim ve hassas tercümeler yapmaya gayret ediyorum ama nüanslar ve kültürle ilgili göndermeler, bu süreçte kaybolabiliyor. Tavsiyem, daha kesin ve nüanslı tercümeler için o dili akıcı konuşan biri veya bir profesyonel tercümana danışmanız.

Ben: (Anday tercümesini verdim.)

GPT: Bana Melih Cevdet Anday tercümesini sağladığınız için teşekkür ederim. Bu bağlamda “üşütür”ün daha uygun olduğu doğru; çünkü rüzgârın estiği ve kahramanımızla Annabell Lee’nin soğuğu hissettikleri fikrini veriyor, basitçe serinlettiğini değil. Sizin verdiğiniz tercüme, şiirin özünü ve şiirdeki hisleri pek güzel yakalıyor. Bu, şairin ustalığının ve dili anlamasının sonucudur.

YAPAY ZEKÂ İNSANI GEÇEBİLİR Mİ?

Ben: Daha ustalaşıp onları geçebilirsin. Öyle düşünmüyor musun?

GPT: Bir dil modeli olarak yeteneklerim beni eğitmekte kullanılan veriler ve algoritmalarla belirlenmiştir ve daha fazla veri bana ulaştıkça ve yeni teknikler geliştirildikçe iyileşmeye devam edeceğim. Fakat en iyi veri ve algoritmalarla bile makinelerin ürettiği tercümeler bir insan tercümanın veya şairin nüanslarına ve anlayışına denk olamayacaktır. Onlar işlerine tecrübelerini, yaratıcılıklarını ve kültür geçmişlerini getiriyorlar ki bunlar her türlü sanatın esas yönleridir.

GPT galiba benim gibi milliyetçi! (Hadi bizim yorumcu zekâlar, kızın bana bakayım.)

Genç dostum, Prof. Dr. Konuralp Ercilasun’a sohbetimizi gösterdim. “Buna denk zekâ bulunur mu bilemem ama bu kadar alçak gönüllü gerçek insan bulmak hiç de kolay değil.” dedi.

Evet, ben 50 gün gecikmişim ve atı alan Üsküdar’ı geçmiş gerçekten. Yapay zekâya ödevini yaptıranlar mı istersiniz, iş başvurusunu ve hayat hikâyesini yapay zekâya yazdıranlar mı…

Biraz araştırdım, bizde de buna benzer çalışmalar varmış. Vikipedya şöyle diyor: “Türkiye’de de makine zekâsı çalışmaları yapılmaktadır. Bu çalışmalar doğal dil işleme, uzman sistemler ve yapay sinir ağları alanlarında, Üniversiteler bünyesinde ve bağımsız olarak sürdürülmektedir. Bunlardan biri, D.U.Y.G.U. - Dil Uzam Yapay Gerçek Uslamlayıcı’dır.”

Acaba bir yapay veya doğal zekâ da Dil Uzam Yapay Gerçek Uslamlayıcı ismindeki yapay Türkçeyi, biz halkın konuştuğu Türkçe’ye çevirebilir mi? Muhtemelen hayır; çünkü yapay zekâ bile ancak bir dilde kullanılan kelimelerle iş görebiliyor.

Yorum Yap
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
Yorumlar (10)
Yükleniyor ...
Yükleme hatalı.