Listeyi, Wikipedia’da, bulabilirsiniz: https://bit.ly/3dlkZZo 200’ün üstünde patenti olanlar bu listeye giriyor.
NİÇİNLERİN BANA YAPTIĞINI SORMA!
Fakat kafam maalesef durmuyor. Hemen sordu: Başka Türk var mı? Listeyi taradım. Hayır, Türk bayrağını o listeye çeken bir tek Burkay’dı. Biraz daha dikkatle tarayınca bir isim daha gördüm: Jeyhan Karaoguz. İngilizce’de Ceyhan’ın doğru okunması için öyle yazılmış besbelli. Başka? Maalesef başka yok ve herhalde vatandaşlık esas alındığından bir tek Türk bayrağı var. Niçin?
Hain kafam sormaya devam ediyor: O bir Türk nerede çalışıyor? ABD’de ve bir ABD firmasında . Niçin? Daha doğrusu, helal olsun gitsinler çalışsınlar da niçin Türkiye’den ve Türk firmalarından da bu listeye giren kimse yok? Niçin?
Sormaya devam ettim. Bizden başka tek patentle yetinen ülke var mı? Varmış: Bosna, Romanya, Jamayka, Libya, Suudî Arabistan falan. Suudî Arabistan bayrağını dalgalandıran kardeşimizin adı da Keith R. Walker; IBM’den.
TOPLAM PATENT SAYISINDA TÜRKİYE
Listede bir başka gariplik dikkatimi çekti. ABD orantısız ölçüde temsil ediliyordu. ABD’de velut mucit sayısı 153 iken onun arkasından gelen ülkeler arasında 15’e erişen yoktu. Bu sefer bu tuhaflığın peşine düştüm. Çünkü dünyada alınan patent sayılarında mesela Çin, ABD’nin önündeydi. Burada Çin, 13’te kalmış.
Yine Wikipedia’da dünyada en çok patent alınan ülkeleri buldum: https://bit.ly/3iPTybb Gözlerim Türkiye’yi aradı. İlk 20’de yoktuk. Sıralama Çin, ABD, Japonya diye başlıyor… Ve Çin, ABD’nin üç katı!
Niçin? Az önceki listeyle çelişki var. İlk akla gelen, dünyada firmaların ağırlığının, şahıslardan fazla olması. Daha şık tabirle, tüzel kişiler, gerçek kişilerden daha çok patent alıyor. Bu herhalde doğru ve durumu kısmen açıklıyor. Ve öyle anlaşılıyor ki, ABD firmaları mucit olduğunu belirlediği insanlara başka iş yaptırmıyor, sen otur icat et diyor. Patentleri de kendi adlarına almalarına izin veriyor.
ÇİN’DE NELER OLUYOR?
Yine de Çin’de ABD’nin üç katı patent alınıyorsa, niçin verimli mucit şahıslar listesinde Amerikanların onda biri değiller?
Benim naçiz kafam bundan öteye gidemeyecekti. Türk Patent Enstitüsü Başkan Yardımcılığından emekli, 1970’li yıllardan öğrencim Nejat Kazanc’ı aradım. O hem kendi anlattı, hem de Türkiye’nin önde gelen patent vekillerinden/ avukatlarından birine, Levent Aslan’a yönlendirdi. Levent Bey de sağ olsun birçok niçinimi çözdü… Çin’deki patentleri alanların büyük kısmı ABD ve diğer Batı firmalarıymış. Niçin? Çin’de çok yaygın olan entelektüel mülkiyet hırsızlığını, hiç olmazsa orada ürettikleri ve sattıkları ürünlerde engellemek için!
PATENTTE YOKUZ, TASARIM TESCİLİ’NDE VARIZ
Türkiye’nin ilk yirmide olması beklenmez mi? Hani biz dünyanı en büyük yirmi ekonomisinden biri değil miydik? Hayır yokuz.
Fakat başka bir kategoride, Tasarım Tescili’nde varız. (Eski adı Endüstriyel Tasarım imiş.) Anlaşılıyor ki, bunun beratını da Türk Patent Enstitüsü veriyor; fakat bu “Yararlılık Patenti ~Utility Patent” değil. Zaten buna patent demiyorlar, özel adıyla anıyorlar. Bir de Faydalı Model var.
Patent öyle bir buluşa veriliyor ki, buluşun ürünleri ve yapıp ettiği, sebep olduğu avantajlar yirmi yıl koruma altında. Mesela GSM denilen sistem. Şu bizim cep telefonları. O icat, daha doğrusu icatlar dizisi, normal patentlerle korunuyor.
Cep telefonunu çaldığı sadece sesle değil de üstündeki bir ışığın yanıp sönmesiyle da anlaşılsın... Bu Faydalı Model oluyor. Cep telefonunuzun gövdesinin görünümü farklı, dikdörtgen değil, armut gibi yapın… Buna da tasarım tescili alabilirsiniz. Başka bir örnek vereyim: Mesela buzdolabının soğutma sistemi yeni icat edilmiş olsun. Bunun patentini alabilirsiniz. Buzdolabının kapağındaki kulpu farklı yaptınız; bu Tasarım Tescili. Açmadan buz alınabilen bir kapak yaptınız: Faydalı model!
UNVANA DA YARIYOR
Patent müracaatları uluslararası hakemlere gönderiliyor. Alınması iki ilâ dört yıl sürüyor. Tasarım Tescili veya Faydalı Model’i, Enstitü kendi içinde inceliyor. Altı ay içinde alıyorsunuz. Dış hakem yok. Hani hakemli dergi-hakemsiz dergi gibi.
Patentlerde adımız yokken Tasarım Tescili’nde (Endüstriyel Tasarım’da) niçin önlerdeyiz? Efendim, doçent, profesör falan olurken bunlar yayın sayısı gibi puanlanıyormuş. Bu bir. TÜBİTAK gibi kurumlarımızın bunları teşvik ediyormuş. Bu da iki. YÖK onlarca yıl önce, yayın sayısına göre terfi yapılacağını ilan edince Türkiye’de yayın sayısı patlayıvermişti ve mesela İran’ı geçivermiştik ya! Sebep aynı sebep. İşte teşviklerde ve terfilerde Tasarım Tescili ve Faydalı Model işe yarıyor.
Bilgileri yazıda adını verdiğim uzman dostlarımdan aldım. Hata varsa benim yanlış anlamamdandır, onlardan değil.