İşte buraya yazıyorum: İktidarı eleştirmek suçtur ve her geçen gün daha bir ağır suç hâline gelecektir. Tek başına yapılırsa suçtur. Birkaç kişi bir araya gelip yaparsa terördür. Eski iktidarları eleştirmek suç değildi. Ama insaf var, onlar nerede, bu nerede! Bu iktidarı eleştirmek suçtur, hatta günahtır.
Ne demek, “Hudut namustur!” Bu sapkınlar mukaddesleri hep karıştırırlar. Bilindiği gibi namus belden aşağımızla ilgili bir kavramdır. Aslında sadece kadınlarla ilgilidir. Hudutla namusun ne ilgisi var? Bunlar bir ara yolsuzluğa da hırsızlık demişti de Karaman Hoca ağızlarının payını vermişti.
Haberler, birlik ve beraberlik içinde verilmeli
“Hudut namustur!” diye pankart asmak, açıktır ki muhterem iktidarımızı zayıf göstermek, küçük düşürmek için düzenlenmiş bir komplodur. Tıpkı yangınları felaket diye televizyonda göstermek gibi. Neyse RTÜK ağızlarının payını verdi. Yangını gösteren kanalların hepsine ceza yağdırdı. Halbuki önceden uyarmıştı: “Sadece yanan alanların ısrarla ekranlara taşınması, kaos havası beklentisinde olan çevrelerin istediği yönde bir yayıncılıktır” Bre gafiller! Bilmez misiniz ki memleketimiz içerde ve dışarda kaos havası beklentisi içindeki hâinlerle sarılıdır! Bunlara karşı birlik ve beraberlik içinde iktidar devamlı övülmelidir. Akıllı kanallardan hiç mi örnek almazsınız. Baba filminde Marlon Brando’nun fısıldadığı gibi, “Akıllı ol; akıllı!”
RTÜK aslında mutedil davranmış. Yanan alan gösterin ama söneni de gösterin diyor. Hâlbuki hiç yanan alan göstermemeliydiler. Yazın ortasında insanlara yangın göstermek tahrik değildir de nedir? İnsan serin bir şeyler gösterir; mesela penguen gösterir.
Bunlar yakında, “Afganlılar, sınırdan askerlik düzeni içinde marş marş geçiyor!” diye yalan haber yapıp sonra da yalan haberin görüntüsünü yayınlarlar. Şu hassas günlerde, televizyon haberleri iktidarımızın bilge merkezinde düzenlenmeli ve görüntülerle birlikte televizyon kanallarına servis edilmelidir. Böylelikle birlik ve beraberlik sağlanır, iktidarımızı iktidarsız göstermek suçu engellenir. Üstelik beş altı kanalın birden muhabir, çekim ekibi, kamera ve benzeri masraflara girmesine gerek kalmaz, tasarruf sağlanır. Yazılı basın için de aynı şey geçerlidir.
RTÜK’e de hudut namustur saçmalığını kovuşturanlara da müteşekkiriz.
Yanmayan, patlamayan yerleri göstersenize!
Bakın, bir hatıramı nakledeyim. Suudi Arabistan’da iken yaşadığımız Dhahran’ın birkaç kilometre doğusundaki Khobar’da büyük bir patlama oldu. Sarsıntıyı biz bile hissettik. Hemen radyo başına koştuk. O yıllar televizyonun hâkimiyeti tam kurulmamıştı; internet de henüz sivilleşmemişti. Hangi radyo başına dersiniz? Tabiî ki BBC ve Amerikanın Sesi radyolarına. Suudî Arabistan bir nevi başkanlık sistemiyle yönetilen ciddî bir ülkeydi; gerçi krallık denir ama olsun. Koskoca ülkede birçok patlamayan yer varken patlamanın haberini vermezdi.
RTÜK, daha önce de, gayet başarılı şekilde, muhalif laflar yayımlayarak suç işleyen kanalları tedip etmişti. RTÜK Hukuk Müşavirliği’nin 20.07.2020 tarihinde bu konuda mahkemeye gönderdiği görüşe bakınız:
“Medyanın iktidarın yıkılmasına sebep olabilecek, ekonomik kararlara hükmedebilecek, daha açık ifade ile, istediğini başa getirebilecek istediğini alaşağı edebilecek derecede önem arz ettiği bir durumda, her program konuğunun medya kanalı ile istediğini söyleme özgürlüğünden bahsetmek asla mümkün olmayacaktır.” https://bit.ly/2MnexYs
Yalancılık kanunu bir an önce çıkmalı
Haklı değil mi? Önüne gelen iktidarı eleştirirse, sonra da iktidar yıkılırsa- maazallah… Adı üstünde, “muhalefet”, iktidarı alaşağı etme niyeti demektir. Muhalefete televizyonlarda yer verilemez. İnternet’te ve yazılı basında da yer verilemez de o – şimdilik- RTÜK’ün görevi değil. Muhalefete hiçbir yerde yer verilemez aslında.
Şimdi de yalancıları mahkûm eden kanun hazırlanıyor. Büyüklerimizin buyurduğu gibi, “Muhalefetin her söylediği yalandır.” İşte şimdi layıklarını bulacaklar. Geç bile kalındı. İki notum var:
1-Kötü niyetliler bu kanunu iktidar mensuplarına da uygulamaya kalkarlar. Sayın Binali Yıldırım uyarmıştı, dünyada bütün iktidarların seçimden önce söyledikleriyle sonra söyledikleri bir birini tutmaz diye. Şimdi, bozguncunun biri, mesela 2011 seçimlerine giderken iktidarımız Altay Tankı yollarda demişti, yalan söylemişti diye çıkarsa ne olacak? Dünya ekonomilerinde ilk ona girmek… Ve benzerler. İktidarın ve partisinin yalan kanunundan masun tutulması teklife mutlaka eklenmelidir.
2- Yalan kanununu uygulama görevi, bu konuda başarıdan başarıya koşan RTÜK’e verilmelidir. Kurul’un adında yapılacak küçük bir değişiklik, yetkisinin bu alana genişletilmesini sağlayabilir. Mesela, Kutsal İktidarı Koruma Üst Kurulu- KİKÜK olabilir.
Burası Dingo’nun ahırı değil!