Eğitimde yapay zekâ devrimi mi?

İskender Öksüz

Aklımda evirip çevirip durduğum iki konu vardı. Biri, okuyucularıma da sıkça anlattığım yapay zekâ. Diğeri ilk okuduğumdan beri aklıma takılan ve eğitimcilerin “Bloom’un iki sigması” dedikleri deneyin çarpıcı sonucu.

Eylül’den beri yine kafamda ve dost meclislerinde bu iki meseleyi bir araya getirip “acaba” başlıklı konuşmalar yapıyordum. Acaba, yapay zekâ kullanılarak, Bloom’un iki sigmasını yakalayabilir miyiz?

İki sigma ne? Eğitim biliminin önde gelenlerinden Benjamin Bloom, bir sınıfta verilen eğitimle, aynı eğitimin aynı düzeyde çocuklara teke tek verilmesi arasındaki farkı ölçüyor. Neyin farkını? Ders sonunda öğrencilerin konuya hâkimiyetleri arasındaki farkı. Çarpıcı ve düşündürücü sonuç şu: Sınıfta öğrenenlerin başarı eğrisiyle teke tek öğrenenlerin başarı eğrisi arasında iki standart sapma fark var. Standart sapma Yunan alfabesindeki sigma harfiyle gösterildiği için bu buluşa Bloom’un İki Sigması deniyor.

DEHA FABRİKASI

Ne demektir iki sigma fark? Başarıyı değil de çocukların zekâ bölümlerini yani IQ’larını ölçüyor olsaydık, mesela sınıftaki çocuklar 100 yani orta zekâ seviyesinde olsalardı teke-tek öğrencileri iki sigma daha ileri zekâlı, 130 IQ’lu, yani üstün zekâlı gibi öğreneceklerdi. Bloom’un tavsiyesini uygula ve kendi dâhilerini kendin yarat!

Uzaktan eğitimin, özellikle pandemiden sonra başını alıp gittiği günümüzde şu tartışma yaygındır: Uzaktan eğitim, sınıfta yüz yüze eğitimin sonuçlarını alabilir mi? Çok değişkenli bir mesele… Yüz yüze eğitim herhâlde daha iyidir ama siz Türkiye’nin her tarafından, hatta dünyanın her tarafından bulup ders verdirdiğiniz hocaları yerel sınıfa getirebilir misiniz? Sınıfta verilen dersi tekrar edebilmek için video kaydına mı almalı? Hâlbuki uzaktan eğitim zaten video ile yapılıyor. Öğrenciler dersi zamandan bağımsız olarak izleyebiliyor. Hatta tekrar tekrar izleyebiliyor. Bütün bunlara rağmen aynı hocayı, aynı öğrencilerin bulunduğu sınıfa sokabilirseniz, hiç olmazsa bir ders için yüz yüze eğitimde muhtemelen daha iyi sonuç alırsınız.

BİRE BİR İMKÂNSIZDI

Bloom’unki yüz yüzenin ötesinde. Teke tek eğitim diyor. Sıralamayı “uzaktan- yüz yüze- teke tek” diye yapıyorum. Gördüğünüz gibi teke tek, yüz yüzeyi açık farkla, iki standart sapma farkla geçiyor.

Öyleyse hemen sınıfları tatil edip teke tek eğitime geçelim. İşte bu ne insan gücü ne ekonomi ne de zaman açısından mümkün. Ortalama 30 kişilik bir sınıfta 1 öğretmenin 1 saatte vereceği dersi 30 saate çıkarıyorsunuz. Otuz kat daha çok öğretmen, Otuz kat daha çok zaman ve mekân! Hele üniversite amfilerinde gerektiğinde yüzlerce, bazen binlerce öğrencinin toplanıp ders dinlediğini düşünürseniz Bloom, zaman, mekân ve ekonomi duvarını aşar; iki sigma imkânsızlaşır.

YAPAY ZEKÂ GELENE KADAR

İşte Kapadokya Üniversitesi’nin

ekimdeki yapay zekâ toplantısından beri, acaba yapay zekânın bunda bir yardımı olabilir mi diye düşünmeye başladım. Programlanmış, internet üzerinden verilen dersler zaten var. Yine Bloom’un ustalık sistemi dediği ve algoritma hâline getirmeye yatkın öğretme usulü var. Dersi iyi tanımlanmış basamaklara bölüyor. Her birinde not için değil, ilerlemeyi izlemek için testler yapıyor. Bir basamağın öğrenildiği kesinleşene kadar bir sonrakine geçmeyen bir sistem. Hani “dersin kazanımları” başlıklı bir şeyler okumuş veya yazmışsanız ustalık sistemine teğet geçmişsiniz demektir.

Şimdi bunlara, öğrencinin öğrenme hızını, öğrenip öğrenmediğini, hatta dikkatini izleyen yapay zekâ destekli bileşenler eklesek. Yani teke tek öğrenimin özelliklerini parçalara ayırıp her biri için yapay zekâ desteği kursak. En uçuk düşüncelerimden biri, kamerayla öğrencinin nerelere baktığını izleyip dikkat kaybolduğunda uyaran bir yapay zekâ. Bir yol verimsizse başka bir anlatım deneyen… Velhasıl usta bir öğretmen gibi davranabilen bir yapay zekâ.

Keşfimle öğünürken Google’a İngilizce “yapay zekâ ve Bloom’un iki sigması” diye yazdım. Ne göreyim! Sayfalar dolusu bu veya buna yakın başlıklı yazı çıktı. “Yapay zekâ Bloom’un iki sigma problemini çözdü” gibi kesin ifadeler ve bunu yaptığını söyleyen sistemlerin reklamları bile vardı. Keşfimin çoktan keşfedildiğini, hatta ticari hâle geldiğini gördüm.

Yorum Yap
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
Yorumlar (16)
Yükleniyor ...
Yükleme hatalı.