Nasip olursa artık bu köşede “bilgisayar oyunları”nı masaya yatıracağız. Tabii bunlar içinde hayata dokunan değerli oyunları seçeceğiz masaya yatıracağız, oyun teknolojisindeki atılımları izleyeceğiz.
Bilgisayar oyunları özellikle son yirmi yılda hızla büyüyen bir sektör. Milyarlarca dolar dönüyor bu piyasada. Milyonlarca insan bu teknoloji ve yaratıcı zeka harikalarının tiryakisi.
Sadece teknoloji değil. Oyunların senaryolarını yazmak için tarih, sosyoloji, değişik ülkelere ilişkin kültür antropolojisi uzmanlarından yararlanıyor. Uzak doğuda geçen bir bilgisayar oyununu sırf batı kültürüyle yazmak ve ekrana aktarmak mümkün mü?
Bir bilgisayar oyununu hazırlamak için senaryosundan, bilgisayarda görsellerin yapımına kadar birkaç bin insan yıllarca çalışıyor. Dijital çağda yeni istihdam alanlarının bir örneğidir bu.
Bütün bu nedenlerle çağımızda neredeyse salgın haline geldi.
Oyunlar piyasaya çıkmadan önce aylarca tanıtımlar yapılıyor, gelenekselleşmiş fuarlar kuruluyor. Milyonlarca insan heyecan içinde çıkış gününü takip ediyorlar. Hemen indirip bilgisayarlarına kapanıyorlar.
***
2019 yılında bilgisayar oyunları sektöründe baş döndürücü bir patlama yaşandı.
Sanıyorum 1998 yılından beri hem A kalite, derinlikli yapım sayısı, hem de inovasyon açısından bu kadar baş döndürücü bir yıl yaşamadık.
2019’un sonundayız ve oyun indirimleri hem Steam, hem de Epic gibi alternatif oyun pazarlarında başladı…
***
Bana göre 2019 yılının oyunu şüphesiz Hidetaka Miyazaki üstadın kalp hastalarının uzak durması gereken şaheseri Sekiro: Shadows Die Twice oldu. 22 Mart’ta piyasaya sürülen yapım, Haziran ayı geldiğinde 3.8 milyon satış rakamını geçmişti. Muhtemelen 5 milyonu geçtiğinde bir zafer açıklaması daha yapacaklardır. Bu tür büyük bütçeli yapımların 60 dolardan satıldığını düşünürsek, böyle emek isteyen, “niş” denebilecek bir yapım için büyük başarı.
Feodal Japonya’nın kanlı, feodal Sengoku dönemi ile Budizmdeki bazı mistik öğeleri harmanlayan oyun, aksiyon, macera, platforming ve bazı rpg elementleri içeriyor. Bunları o kadar muhteşem bir oyun dünyasında, usta işi bir olay kurgusuyla harmanlıyor ki doymak imkansız. Oyunun seçimlerinize göre hem dört farklı sonu var, hem de karşılaştığınız birçok karaktere karşı davranışınız ummadığınız sonuçlar doğuruyor. Müziklerin de Asyatik flütler ve yaylı orkestraların ihtişamının birleşimiyle büyüleyici olduğunu belirtmeliyim.
***
Oyun 16. yüzyılda Isshin Ashina adlı bir savaş lordunun yaptığı kanlı darbe ile merkezi otoriteden kopmayı başarmasıyla açılıyor. Ana karakterimiz Sekiro, bu savaş alanında henüz ufak bir yetim. Ünlü shinobi (bir nevi kiralık Ninja) “Baykuş” tarafından evlat edinilip, yetiştiriliyor. Sekiro 30larına geldiğinde ise doğaüstü güçleri olan bir klanın son varisi Kuro’nun fedaisi olmakla görevlendiriliyor, başarısız oluyor. Oyuna yalnız, bitap, bir kuyuya atılmış şekilde başlıyoruz. Akabinde Kuro’yu rehin tutulduğu kaleden kurtarıyoruz ancak nefes kesici bir düello sonunda Sekiro’nun sol kolu, oyunun başındaki darbeyi yapan Isshin’in oğlu tarafından koparılıyor. Uzun bir süre bilincini kaybeden Sekiro, oyuncuların çenesini düşürecek güzellikte bir Budist tapınağında gözlerini açıyor ve yaşlı bir adam, ona kolu yerine geçecek bir protez veriyor. Bu noktadan itibaren lordunuz Kuro’ya olan yemininiz gereği onu kurtarmak için asıl macera başlıyor. Oyunda plansız hareket etmek kesin ölüm demek ve bazen bir seramik parçasını yere atarak dikkati başka yöne çekmek, bazen birinin gözüne fırlattığınız bir tutam kül, hayatınızı kurtarabiliyor. Oyun dünyası kendini çok iyi anlatıyor. Mesela oyunun başlarında ölmüş atının başında ağlayan bir adam gördüm. Yanındaki muhafıza atının bir maytaptan ürktüğü için yüksekten yuvarlanıp öldüğünü söylüyordu. Sonra atıyla size saldıran ciddi bir düşmanla karşılaştığınızda oyuncunun bunu hatırlayıp, maytap edinmesinde yarar var. Çünkü at ürkmedikçe üzerindeki düşmanla etkili mücadele etmek zor.
Bu oyunun, bilgisayarınızda baş aktörü olmak istemez misiniz?
Gelecek yazımda, yılın en sevindirici sürprizi olan Red Dead Redemption 2’nin PC’ye geçişini ve 2020’den beklentilerimizi masaya yatıracağım.