Son bir haftada yazmak istediğim çok fazla konu oldu. Ama itiraf etmeliyim ki sakinleşmeyi bekledim.
Bana ağır gelen, hazmedemeyeceğim çok fazla şey oldu sanırım.
Bu can sıkıcı konulara girmeden önce herkesin yeni yılını kutlamak isterim.
Yeni yıl umarım ülkemize huzur ve refah getirir.
SUUDİ ARABİSTAN’DAKİ SÜPER KUPA
Ekim ayından beri itiraz ediyordum. Ne işi var takımlarımızın Suudi Arabistan’da diye?
Daha önce de Süper Kupa maçları yurtdışında oynandı fakat oynanan ülke dünyada Türk kökenlilerin ve Türk vatandaşlarının en çok yaşadığı ülke olan Almanya’da gerçekleşti. Sonuç olarak da neredeyse tamamı Türklerden oluşan full statlarda oynandı o müsabakalar.
Konunun teknik boyutu, detayları, ilk yapılan protokolde Atatürk tişörtü ve Atatürk’ün sözlerinden oluşan pankart detayları var mıydı yok muydu bilmiyorum.
Önemi de yok aslında.
Bu bir Uluslararası maç değil. Bu maç Türkiye Futbol Federasyonu’nun sorumluluğunda olan bir maç ve Atatürk ile ilgili bir detay eklenecekse de bunun bu kadar sorun olmaması gerekiyordu.
Ancak Atatürk’ün temsil ettiği tüm değerler Suudi Arabistan’ın neredeyse karşısında yer alıyor.
İşte tam da bu sebepten dolayı Atatürk’ten haz etmiyor olabilirler.
Ancak Türkiye Futbol Federasyonu ve federasyonu dolaylı yoldan yöneten Erdoğan’ın Atatürk’ü pazarlık malzemesi yapmayı akıllarından geçirmesi bile beni çıldırtmaya yetiyor.
Her ne kadar günler sonra yapılan açıklamada böyle bir pazarlık hiç olmadı denilse de bu akla mantığa yatmıyor. Kriz nereden çıktı o zaman?
Niye maç iptal oldu?
Benim anlayamadığım maalesef ülkemizde “ne olacak canım, Atatürk olmayıversin” yaklaşımında bulunan bir zihniyet var.
“Suudlara ayıp ettik, Atatürk diye tutturdular” diyen bir grup...
Aklım almıyor. Bir insan kendi ülkesinin kurucu değerlerine bu kadar nasıl uzak olur?
Bu ülke paranın her şeyi satın aldığı bir ülke olmamalı...
Atatürk yoksa Türkiye yok.
Nokta!
İKİ YUMRUK ARASINDAKİ FARK
1 Ocak 2024 tarihinde, yeni yılın ilk gününde Filistin’e destek mitingi düzenlendi. Elinde Kelime-i Tevhid bayrağı taşıyan bir vatandaşa başka bir vatandaş yumruk attı.
Ve olanlar oldu.
Yumruk atan kişi üniversite öğrencisiydi. Türkiye Cumhuriyeti’nde hilafet istemek, şeriat istemek anayasaya aykırıdır, suçtur düşüncesiyle yapmaması gereken bir şey yaptı. Yumruk attı.
Yaptığı yanlış.
Bu arada şunu da belirtmekte fayda var. Kıymetli okurlarımızdan ve liseden bir avukat arkadaşım paylaştığım tweetlerdeki öfkemi görmüş olacak ki beni bir konuda uyardı.
Cebir ve şiddet olmadığı takdirde anayasaya aykırı bir düşünceyi savunmanın hukuken suç olmadığını dile getirdi.
Elbette TCK’da cebir ve şiddet yoluyla anayasal düzeni yıkmaya çalışmak bir suç, ancakburada herhangi bir cebir ve şiddet yok bir bakış açısıdır.
Öte yandan bu halkı kin ve düşmanlığa tahriğe sebep olabilir, ki bu yumruk olayı bunun net örneği de oldu aslında.
Bir yandan da bir kesimin ayaklanıp cebir ve şiddete başvurmasını da teşvik edebilir. Dediğim gibi bunlar benim yorumlarım. Hukukçu değilim.
Peki mesela bir grup çıksa ve “İmam Hatipler kapatılsın, diyanet kapatılsın” diyerek yürüyüş ve pankart açsa hukuk sistemimiz ve kolluk kuvvetlerimiz aynı hoşgörüyü bu grubu karşı da gösterecek mi?
Laik bir ülkede olduğumuzu unutmamalıyız. Hiçbirimiz...
Üniversite öğrencisi yumruk attı ve ters kelepçeyle tutuklandı. Olay yerine polis geldikten sonra polisin yanında ona tokat atan kişi sosyal medyadaki baskıdan dolayı sonra gözaltın alınsa da serbest bırakıldı.
Neden?
Cevap yok...
İşte hemen her gün iktidarın özellikle de muhalif, seküler kesime karşı olan çifte standardı artık toplumsal kutuşmanın, toplumsal çatışmaya doğru ilerlediğini gösteriyor.
İnsanlar birbirlerine saldırmaya başladı ve bu çok tehlikeli bir yere gidiyor.
Devlet taraf tutamaz! Her vatandaşına eşit davranmadığı takdirde ülkede huzur diye bir şey kalmayacaktır.
MÜSLÜMAN YILBAŞI KUTLAR MI?
Kutlanan şey sadece yeni bir yılın gelişi olduğu için Müslüman yılbaşını kutlar. Şeriatla yönetilen İslam ülkelerindeki kutlamalara, şovlara baktığımızda anlıyoruz ki yılbaşını bir tek bizim ülkemizde aşırı uçlarda düşünen, ülkeyi Ortaçağ karanlığjına götürmek isteyen tipler yılbaşını kutlamak istemiyorlar.
Dolayısıyla konu Müslümanlık falan da değil onlar için.
Ne diyeyim, Allah akıl fikir versin...