Türkiye’de yargının hükümetin cezalandırma mekanizması olarak kullanılması ve herkese eşit şekilde uygulanmıyor oluşu ülkemizin en büyük problemlerinden birisi.
Şimdi belki de çok eleştiri alacağım bu yazıyı neden yazdığımı ve neden böyle bir giriş yaptığımı anlatacağım.
Kendisini agnostik olarak ifade eden benim de adını bu olayla duyduğum Diamond Tema isimli yazar ve Youtuber şeriatın tartışıldığı ve karşıt görüş olarak da karşısında Asrın Tok’un olduğu bir yayında konuyu Hz. Ayşe’nin Hz. Muhammed ile evlendiği zaman 9 yaşında olduğuna getirdi. Şeriatın neden gelmesi gerektiğini kendi bakış açısıyla anlatan Asrın Tok’a karşı Diomand Tema Diyanet İşleri Başkanlığı Yayınları’nın da yayımladığı hadis derlemesi Sahih-i Buhari’den örnekler verdi ve konuyu Hz. Ayşe’nin Hz. Muhammed ile evlendiğinde 9 yaşında olduğuna getirdi. Kullandığı cümleler aşağıdaki gibiydi:
“Evet 6 yaşında evlenmiş, yetiştirmiş biraz daha büyünce 9 yaşında ergenliğe bile girmemiş bir kızla ilişkiye girmiş. Bu tip inançların, adetlerin meşru sayıldığı bir sistemde sen ne kadar insan haklarından bahsedebilirsin ben bunu merak ediyorum.”
9 yaşında bir kızla evlenmenin ahlaksızlık olduğunu da vurguladığı bu yayın sonrasında sosyal medyada kellesini isteyenden, ağıza alınmayacak küfür edenlere kadar on binlerce tehdit mesajı aldı. Bu tehdit mesajlarını X platformundaki hesabından paylaşan Diamond Tema çift vatandaşlığa sahip olduğunu, ikinci vatandaşlığı olan Arnavutluk’a yerleştiğini ama Şırnak’ta askerlik yapan bir Türk genci olarak ülkesini sevdiğini ifade etti.
Videonun yayılmasının üzerinden 48 saat geçmeden de Adalet Bakanı Yılmaz Tunç X platformundan yaptığı paylaşımla Diamond Tema hakkında yakalama kararı çıktığını açıkladı. Yılmaz’ın paylaşımı aşağıdaki gibiydi:
“Yer6 adlı sosyal medya hesabında paylaşılan video içeriğinde Peygamberimizle ilgili kullanılan hakaret içerikli, çirkin ve provokatif ifadeler nedeniyle İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından “Halkı kin ve düşmanlığa alenen tahrik etme” suçundan, paylaşımın yapılmasının ardından derhal 16.06.2024 tarihinde resen soruşturma başlatılmış olup, şüpheli Diamant Tema’nın yurtdışında olması nedeniyle hakkında yakalama kararı çıkarılmıştır.
İslam dini ve sevgili Peygamberimizle ilgili kullanılan tahrik edici, çirkin ve provokatif ifadeler asla kabul edilemez.
Soruşturma titizlikle sürdürülmektedir.”
Diamond Tema’nın kullandığı cümlelerin muhatabı İslam Dini’nin peygamberi, son peygamber Hz. Muhammed olduğu için tüm müslüman aleminin bu sözlere tepki göstermesi, reddetmesi, üzülmesi ya da sinirlenmesini yadırgamıyorum.
Ancak Avukat Cemil Çiçek’in de ifade ettiği şu gerçeği de paylaşmak istiyorum.
“Diamond Tema hakkında yakalama kararı çıkartıldı.
Çıkartılan yakalama kararı hukuka ve Anayasa'ya açıkça aykırı. Hadis kitaplarında yazan bir olguyu aynen okuyor.
Hakaret etti deniyor ama Yargıtay 4. ve 18. Ceza Dairesi'nin yerleşik kararlarına göre "ahlaksızlık" ibaresi hakaret değil.
Sevmeyebilirsiniz, katılmayabilirsiniz fakat herkesin ifade özgürlüğüne saygı duymak zorundayız. Aksi takdirde bu hukuksuzluk ve zulüm olur.”
Sadece Cemil Bey değil hukukçu dostlarıma da sorduğumda bu ifadelerin bir suç teşkil etmediğini teyit etmiş bulundum.
Sözleri kırıcı olabilir. Ancak Erdoğan ile Hazreti Peygamberi kıyaslayarak “Peygamberin de diploması yoktu”, “Allah başbakanımızı bize nasip ettiği için her gün iki rekat şükür namazı kılmamız gerekiyor”, “Erdoğan Allah’ın tüm vasıflarını üstünde toplayan lider”, “Erdoğan’ı görünce salavat getiririz” ifadeleri kullanan kişi veya kişiler hakkında da dine saygısızlık yaptıkları için herhangi bir işlem başlatıldı mı diye sormak gerekiyor.
Sosyal medya hesapları üzerinden her Allah’ın günü din hakkında yalan yanlış bilgi veren hocalar hakkında işlem başlatıldı mı?
Atatürk hakkında hakareti geçen, artık salt küfür olarak bilinen cümleleri kuranlar hakkında, “Kemalistler kafirdir” diyenler hakkında bir işlem başlatıldı mı diye sormayacağım çünkü biliyorum “Atatürk ile Hz. Muhammed’i mi kıyaslıyorsun bre kafir” diyenler olacak.
Ve fakat maksadım aslında kıyaslama yapmak değil. Çifte standardın boyutlarını göstermek. Halkın hassasiyeti kisvesi altında yargının bir kırbaç olarak kullanıldığına vurgu yapmak. Zira halkın farklı hassasiyetleri olması gayet doğaldır.
İsrail Devleti’nin katliamlarını haklı olarak kınarken bu ülkenin vatandaşı olan Musevi vatandaşlarımızın hassas olabileceğini düşünmeden “Tüm Yahudilere lanet olsun” diyenler hakkında bir soruşturma başlatıldı mı?
Bunun yanında Yılmaz Tunç’un bu ülkenin vatandaşı olan inanan, inanmayan, Müslüman olan, olmayan herkesin Adalet Bakanı olduğu gerçeğiyle ve laik Türkiye Cumhuriyeti’nin kurumsal olarak bir dininin olmadığı bilgisine de vakıf olarak şunu söylemek gerekiyor ki
Adalet Bakanı’nın görevi hukukun eşit, adil olarak işlemesini sağlamaktır. Hukuka, yargıya yorumlarıyla yön vermek değildir.
Konumuz Diamond Tema denilen 30 yaşında bir adamın sözlerinin doğruluğu, yanlışlığı değil.
Hukukun kişiden kişiye değişmemesi gerektiğine dair olan inancımdan dolayı bu yazıyı yazıyorum.
Bence Diamond Tema hakkındaki yakalama kararı hukuksuzdur.
GÜRCİSTAN’I YENDİK DE ŞAMPİYON MU OLDUK?
Gürcistan karşısındaki 3-1’lik galibiyetten dolayı milli takımımızı kutluyorum.
Montella bana göre yanlış bir kadro çıkardı ve bence mili takım hala istediğimiz seviyede değil.
Öncelikle kapanan takımlara karşı Barış Alper’in santrafor olarak başlaması yanlış bir karardı. Barış Alper patlayıcı özelliğe sahip, çok güçlü, süratli defans arkası koşularla rakibi yıpratacak bir oyuncu. Topun daha çok rakipte olduğu maçlarda santrafor olarak oynatılabilir ancak Gürcistan maçı doğru bir seçim değildi. Allah’tan bireysel yeteneklerden gelen mükemmel goller izledik de maç bizim lehimize döndü.
Maçla ilgili bir kaç notum daha var.
Özellikle Hakan Çalhanoğlu’nun her duran topun başına kendisinin geçmesi Arda’ya top kullandırmaması biraz canımı sıktı diyebilirim. Arda’nın daha serbest oynaması gerekiyor. Dünkü maçta mükemmel bir gol attı ve maçı kazandıran oyunculardan biri oldu ancak biraz daha dikine oynayabilir. Bu beklenen dikine hamleleri çok denememesi Montella’nın direktifleri miydi yoksa kendisi mi tutuk kaldı bilemiyorum. Maçın içine çok geç girdi gibi geldi bana.
Diğer bir not da Samet Akaydın ile ilgili.
Kendisinden özür dilemek istiyorum. Sosyal medyada onu o kadar eleştirdim ki oynadığı kusursuz futbol ve son dakikada kalecinin yerde olduğu esnada çıkardığı topla maçı kazandıran oyunculardan biri olarak beni utandırdı.
Bir daha böyle beylik laflar etmemem gerektiğini de bana öğretmiş oldu.
Son olarak genel bir eleştiri yapmak istiyorum.
Alt tarafı Gürcistan’ı yendik ve hemen Avrupa Şampiyonu olmuş muamelesi yapmamalıyız. Havaya girmemeliyiz.
Cumhurbaşkanı telefonla aranıyor, TFF başkanı her fotoğrafa, röportaja girmeye çalışıyor.
Turnuvanın en zayıf takımına karşı oynadık.
Biraz gerçekçi, biraz sakin olalım.