Asayiş berkemal değil

İlker Yıldız

Dün geceden beri sinirlerim çok bozuk. Canım sıkkın. Kafam allak bullak. Muhtemelen bu yazı da tek bir konudan başlayıp iç içe geçmiş bir çok konu barındıracak içinde. Dedim ya kafam karışık...

Neden mi?

Çünkü....

Balıkesir’de harçlığını çıkarmak için kuryelik yapan üniversite öğrencisi 20 yaşındaki Ata Emre Akman’ın bir suç makinesi cani tarafından 25 yerinden bıçaklanarak öldürüldüğü videoyu izledim.

Önceden tanışıyorlar mıydı? Aralarında husumet var mıydı? Yoksa sadece gibi rastlantısal bir şekilde mi karşılaştılar, ne önemi var ki?

Daha 17 yaşında 6 suçtan sabıkası olan bir psikopatın sokaklarda ne işi var? Bu 6 suçtan ne kadar ceza aldı bu kişi?

Ülkede inanılmaz bir asayiş problemi var ve bunu çözecek bir irade yok.

İnsanlarda cezasızlık algısı öyle bir hal almış ki caniler masumları hiç çekinmeden, ellerini kollarını sallaya sallaya öldürüyorlar. “En fazla 10 yıl yatarım” düşüncesi artık “En fazla 2 yıl yatarım”a evrildi.

Ekonomiyi batırdılar, sosyal yapıyı mahvettiler, demografik yapıyı katlettiler, adaleti yok ettiler.

AK Parti ve Recep Tayyip Erdoğan’ın bu ülkeyi getirdiği nokta Sevr Antlaşması sonrası İngilizlerin planları sonrası ülkenin gelebileceği hale çok yakın.

Beceriksizlik mi dersiniz başka bir şey mi, bunu size bırakıyorum.
Ve maalesef bu faciaya neden olanlardan çözüm beklemek ne kadar doğru onu da bilmiyorum.

Örneğin sığınmacı ve kaçak göçmen sorununun sorun olmadığını düşünenler var.
Sorunu çözmek için önce sorunu tespit edebilmek gerekiyor.

Türkiye’deki sığınmacıların doğum oranı Türk vatandaşlarının doğum oranının iki katından fazla. Bu gelecekte ülkenin demografik yapısının tamamen değişeceğinin bir göstergesi.

Çok değil 20 yıl sonra değişebilir.

Suriye’de savaş sona erdi. Bunun tüm dünya farkında. Biz de farkındayız. E öyleyse?
Neyi bekliyoruz?

Neden hukuka ve kanuna aykırı bir şekilde milyonlarca insanı ülkemizde tutmaya devam ediyoruz?

Eskiden nüfus sayımlarında Pazar günleri sokağa çıkma yasağı konulurdu. Sokağa çıkma yasağı konulsun, nüfus memurları yanlarında kolluk kuvvetleriyle saysınlar bakalım bizi. Kaç kişiyiz?

Ülkede kaç yabancı var? Yabancıların oturma izinlerinin süreleri dolmuş mu? Oturma izinleri dolanlar hakkında hemen işlem başlatılsın. Oturma izni olmayanlar zaten kaçak demektir. Kolluk kuvvetleri bu kaçakları sınırdışı etmek üzere işlem başlatsın. Derhal!

Suriye ile hemen yarın görüşmeler başlasın. Bu insanlar vatanlarına dönsünler.
Adı üstünde geçici sığınmacı olarak bir referandum olmaksızın ülkeye kabul edildiler. Daha geçen haftalarda bir arkadaşım iş için Suriye’deydi. Kendileri de zaten bayramda tatile gidiyorlar Suriye’ye. Yani Suriye’de bir problem yok. Dönebilirler.

Geçici sığınmacı diye bir oturma izni nedeni de yok üstelik. Eğer çalışma ya da eğitim ile ilgili bir oturma izni yoksa bu kişiler sonsuza bu kadar bu statüyle Türkiye’de kalamazlar.

Bu sorunu çözmek için hükümet ne yapıyor merak ediyorum.

Sınırdışı etmek ya da anlaşmayla gelenleri geri göndermek dünyanın her yerinde bir devletin kendi ülkesini koruması açısından hakkı olan bir eylemdir.

Ne ırkçılıkla ne yabancı düşmanlığıyla alakası vardır.

“Ne var canım, kardeş kardeş yaşıyoruz bu ülkede” diyenleri anlayabilmem mümkün değil. Konu kardeşlik değil zira. Bir ülkeye bir üke nüfusu kadar yabancıyı kabul etmek sorunun kendisi. Gerçekçi değil, sürdürülebilir değil. Tehlikeli. Daha kendi içimizdeki psikopatlarla başa çıkamıyorken bir de ülkedeki neden Türkiye’de olduklarını bilinmeyen yabancılar daha da ciddi bir asayiş problemi yaratıyor.
Artık içi boş duygusallığı bir kenara bırakmamız gerekiyor. Yoksa çok ama çok üzüleceğiz

Yorum Yap
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
Yorumlar (3)
Yükleniyor ...
Yükleme hatalı.