Almanya’da mitinge bıçaklı saldırı ve İslam karşıtlığı

İlker Yıldız

Perşembe günü iş yerinde pek de yıldızımızın barışmadığı Alman bir iş arkadaşım direktörümüze Cuma günü işe gelmeyeceğini ve yaşadığı yer olan Mannheim’da mitinge gideceğini söyledi.

Açıkçası kişiyi pek sevmediğim için ne mitingi falan diye de sormamıştım. Cuma günü akşamüstü sosyal medyaya kan dondurucu bir video düştü.

Videoda Mannheim’daki bir miting alanında elinde ekmek bıçağı olan bir kişi elinde flamalar olan birine saldırıyor onu bıçaklıyordu. Polisin müdahale etmekte aciz kalması üzerine daha sonra da orada olaya müdahale etmeye çalışan polis memurlarından birini ensesinden bir kaç defa bıçaklayıp, polis tarafından sonunda vuruluyordu.

Videoyu izlerken kanım dondu desem yeridir. Bu arada bu video Alman yüksek takipçili sosyal medya hesaplarından biri tarafından “İslami terörist miting alanını kana buladı” şeklinde paylaşılmıştı.

Videonun şokunu anlattıktan sonra mitingi kimin düzenlediğini, saldırganın kimliğini bulmaya çalıştım.

Öncelikle öğrendiğim ilk bilgi mitingin, 2008’de kurulan ve İslam karşıtı bir Sivil Toplum Örgütü olan Yurttaş Hareketi: Pax Europa’nın bir etkinliği olduğuydu.

Ana konuşmacı Pax Europa’nın lider isimlerinden, 2016’da kendi kendini fes edip Neo Nazi partisi AfD’ye katılan “Daha Fazla Özgürlük ve Demokrasi için Sivil Haklar Partisi” eski Genel Başkanı Michael Stürzenberger’di.

Evet Stürzenberger sadece Müslümanlar için değil tüm göçmenler için pek de makbul bir adam değil. Halka kin ve nefret duyguları aşılama gibi suçlardan pek çok kez hüküm giymiş, İslam dinine her fırsatta hakaret eden, tüm yabancıların Almanya’dan gönderilmesini savunan birisi.

Stürzenberger yaşıyor ama orada görevini yapmaya çalışan 29 yaşındaki polis memuru Roeven L. hayatını kaybetti.

Saldırganın profiline baktığımızda saldırganın 2014 yılında Afganistan’dan Almanya’ya henüz 14-15 yaşlarındayken göç ettiğini görüyoruz. Daha sonra Almanya’da evlenmiş, iki çocuğu var. Muhtemelen Taliban’ın zülmünden kaçıp, refah ve özgürlüğü Almanya’da bulacağını düşünmüş.

Ancak Taliban’dan öğrendiği vahşeti sığındığı ülkede sergilemeye karar vermiş belli ki.

Videoda görüldüğü şekliyle inanılmaz bir öfke ve canilikle direkt öldürücü darbelerle saldırıyor.

Saldıran kişinin amacı gerçekte neydi aslında henüz öğrenilmiş değil. Nitekim saldırgan etkisiz hale getirildi ve araştırmalar sürüyor. Ama saldırganın kökeninden, kimliğinden ve saldırdığı kişinin sembol ettiği düşünceden dolayı çıkarımlar ilk dakikadan itibaren yapılmaya başlandı.

“İslam terörü” diyen de var “Akli dengesi yerinde olmayan kaçak göçmen” diyen de var.

Müslüman dünyasının en büyük problemlerinden biri diplomatik tepki vermeyi, protesto etmeyi, anayasal hak kullanımını yıl 2024 olmasına rağmen bir türlü öğrenememesi. Genelleme yaptığımın farkındayım ama konu gerçekten genel.

Haklıyken haksız duruma düşme ve haksız duruma düşerken de kendi cenahındaki herkesin itibarını zedeleme durumuna sıklıkla Müslümanlar düşüyor. Bunun nedenini düşünmek gerek.

Bu muhteşem dinin adının lekelenmesine neden olan kişiler topluluktan dışlanmalı.

Stürzenberger kanımıza dokunacak şeyler söylüyor olabilir. Bu kişiye ağzının payını yine miting alanlarında konuşarak, sosyal bilimler çerçevesinde tartışarak, kamuoyu yaratarak verebilirsin. Ama eline ekmek bıçağı alıp katliam yapmak teröristliktir, barbarlık, şerefsizlik, caniliktir.

Avrupa’da yükselen İslam ve yabancı düşmanlığı hareketine katılmak için en ufak bir kıvılcım bekleyen insanlar bu olaydan sonra bu hareketi destekleyecekler, bunda herkes hemfikir.

Almanya’da çok fazla sayıda ve değişik düşünceyi temsil eden radikal grup var ve bu radikal gruplar Almanya’nın başına bela olmaya başladı bile.

Ancak Alman politikacıları da sorunun temelini sığınmacılar olarak görüyorlar. Entegre edemedikleri, topluma uyum sağlayamayan sığınmacıları toplumdaki bir çok sorunun temeli olarak görüyorlar.

Ve bu toplumsal sorun eğitimli, dil bilen, ülkeye çalışma vizesiyle gelmiş yabancıların da huzursuz olmasına neden oluyor.

Aynı durum daha beter bir şekilde Türkiye için de geçerli.

Çalışma ya da eğitim vizesiyle Türkiye’ye gelmiş, Türk ekonomisine katkı sağlayan insanların Türkiye’de kalma hakkıyla “geçici” sığınmacıların ve kaçakların durumu aynı değil.

Türkiye’deki kayıtsız, oturma izni dolmuş, ülkesindeki savaş ortamı sona ermiş insanlar gitmeli. Ve hükümet bir an evvel bu konuda bir şeyler yapmalı.

Ancak bu gruptaki kişilerle Türkiye’ye çalışmaya ya da okumaya gelmiş insanlar aynı kefeye konmamalı.

Yabancıların ülkemizde olması zenginliktir ancak neden ülkemizde olduklarını bildiğimiz ve ülkemize katkı sağladıkları sürece.

Yazının başına dönmek istiyorum. Şimdi bu mitinge giden iş arkadaşım, belli ki İslam karşıtı, yabancı karşıtı düşüncelere sahip.

Bu kişiye bu konu hakkında ne demem gerektiğine hala karar veremedim.

Ben karar vermedim ama onun bizlere bakıp ne düşündüğüne neredeyse eminim...

Yorum Yap
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
Yorumlar (15)
Yükleniyor ...
Yükleme hatalı.