Herkes gibi ben de hala seçimin şok edici etkisinden kurtulamadım.
Bu sabah kendi kendime dedim ki, "Demek ki demokrasiye dair, bir şeylerin değişeceğine dair inancım o kadar azalmış ki, ben bile Erdoğan'ın yıllardır yarattığı yenilmez adam profiline inanmışım”.
Bile diyorum çünkü kendimi bildim bileli kendisine muhalifim. Hiçbir zaman Erdoğan'a ya da AKP'ye oy vermek, yakın bile olmadım.
Ama ben ne kadar itiraz etsem de, eleştirse de, yaptıklarına karşı isyan etsem de Türk halkının en çok oy verdiği parti 22 yıldır hep AK Parti oluyordu.
Özellikle de tarihin en büyük ekonomik krizindeki Türkiye şartlarında Mayıs ayındaki Cumhurbaşkanlığı seçimlerinden de Erdoğan ismi galip ayrılınca dedim ki, bu halk ne olursa olsun oy tercihini değiştirmiyor.
Bitti bu iş...
Ancak öyle olmadı.
Öncelikle CHP Türk siyasi tarihine geçecek bir hamle ile kongrede genel başkanını değiştirdi.
CHP'de değişim rüzgarı başladı.
Özgür Özel için hep İmamoğlu'nun gölgesinde kaldığı söylense de CHP seçmeni umutlandı bir kere. Kulak asmadı bu söylenenlere. Nitekim İmamoğlu ve Yavaş da Özel'e destek veriyordu.
Ve fakat bu seçim sonucu sadece CHP'nin genel başkanını değiştirmesiyle açıklanabilecek kadar basit değil.
AK Parti'nin asla kaybetmez dediğimiz ilçeleri, illeri kaybetmesinin altında artık AKP'li seçmenin AKP'den bıkması da var.
Nitekim her geçen gün derinleşen bir yoksulluğun yaşandığı bir ülkede en alt kademede görev alan AK Partili bürokratların bile makam araçlarıyla gezmeleri insanların gözüne battı.
Emekli ayın ortasını bile getiremezken, emeklilere ikinci bir iş bulsunlar diyenler emeklileri çıldırttı.
Hoş o saçmalığı söyleyen bir MHP vekiliydi ama AK Parti ve MHP arasında logo dışında bir fark kaldığını söylemek de Alparslan Türkeş'in MHP'sine hakaret olur.
Şunu da söylemeliyim. Türkiye demokrasisi cidden sorunlu bir yapıya sahip. Normal şartlarda AK Parti gibi bir partinin yüzde 5 alamaması gerekiyor. Sadece son 3 yıldaki ekonomik çöküşün ve kaçak sığınmacı sorunlarının bile bir siyasi partiyi yok etmeye yetecek şeyler olduğunu düşünüyorum. Yüzde 34 hâlen çok yüksek bir teveccüh, böyle başarısız bir parti için.
Şanslılar...
Ve AK Parti bitmiş falan da değil. Evet, güç kaybediyorlar, evet oylarını tek bir yerde artık konsolide edemiyorlar ama hâlâ yüzde 34 alan bir partiden bahsediyoruz. Tüm olumsuzluklara rağmen...
Ancak her ne olursa olsun CHP'nin en çok oy alan birinci parti olması geçen günkü yazımda da belirttiğim gibi müthiş bir psikolojik üstünlük sağlayacak CHP'ye.
Sağlamalı da. Artık iktidar partisi gibi davranmalılar. Gündem belirlemeliler. Ve Özgür Özel'in yeni alınan ilçe ve illere özel ilgi göstermesi gerekiyor. Seçilen başkanların ilk dönemlerinde hata yapma lüksü yok. "Bunlar beceremedi" dedirtmemeleri şart.
DERS ÇIKARMA KAPASİTESİ
AKP hatalarından ders çıkaran bir parti değil.
Van'da yaşananlar bunun en somut göstergesi.
Van'da İl Seçim Kurulu AK Partili rakibine fark atarak kazanan DEM Partisi adayı Abdullah Zeydan'ın seçilme yeterliliğine sahip olmadığına hükmetti ve mazbatayı ikinci olan AK Parti adayına verdi.
Yani hâlâ insanlarla dalga geçiyorlar. Hâlâ kamu vicdanına çomak sokuyorlar. Anlamak mümkün değil. Eğer bir seçimde bir usulsüzlük varsa ve kazanan adayın galibiyeti düşerse yapılması gereken seçimi tekrar etmektir. AK Parti tam da bu hukuksuz, nobran tavırları yüzünden kaybetti. Ancak ders alacak kapasiteleri yok belli ki.
HANİ 3 İHTİMAL VARDI?
Futbolun futbol olmaktan çıktığı, taraftarların sahaya girip oyunculara saldırdığı Trabzonspor - Fenerbahçe maçı sonrası Fenerbahçe kulübü tek yürek olmuştu.
Bir Fenerbahçeli olarak artık ben de bazı şeylerden bıkıp kulüpten bir aksiyon bekliyordum. Başkan Ali Koç da hepimizin yüreğine su serpmişti. "3 ihtimal var" demişti.
Alt lige inmek, bir süre için futbol faaliyetlerine son vermek veya yurt dışında bir takım almak...
Alt lige inmek saçma gelmişti bana. Nitekim aynı hakemler ve aynı futbol ikliminin içinde olacaktı Fenerbahçe.
Futbol faaliyetlerine ara vermek veya yurt dışından bir takım almak kulağa hoş gelmişti. Benim için fark etmezdi. Ben dünyanın neresinde olursa olsun Fenerbahçe maçlarını izlerdim...
Ancak dünkü kongrede alınan tek kararın Süper Kupa maçına U19 kadroyla çıkma kararı olması taraftarlarda da büyük hayal kırıklığı yarattı.
`O kadar yaygara bunun için mi koparıldı` diyorum ben de.
Madem gerçekleşmesi ekonomik ve sistemsel olarak imkânsız şeyler neden önümüze bunları koydun Ali Başkan? 3 ay sonra tekrar görüşülecek dedi ama artık bu konu da heves kaçırdı... Birçok şey gibi...