27 Aralık 2023 Çarşamba günü Asgari Ücret Tespit Komisyonu’nun son toplantısından sonra yeni asgari ücret açıklandı.
17002 Türk Lirası...
Sonundaki 2 lirayla umumi tuvalete gidemiyorsunuz. Dalga geçer gibi...
Aslında izahı olmayan şeyin mizahı olur mantığıyla herkes sonraki 2 liraya takıldı ve bu 2 liranın şaka gibi olduğunu ifade etti.
Ancak esas şaka gibi olan şey 17002 Lira’nın kendisi aslında. Şimdi uzun uzun övünerek, böbürlenerek “Asgari ücreti %49 oranında arttırdık, vatandaşımızı enflasyona ezdirmedik” laflarını işiteceğiz.
Türkiye’nin en tartışmalı kurumlarından biri haline gelen TÜİK’e göre bile enflasyonun yıllık %61,98 olduğunu varsayarsak asgari ücrete yapılan %49’luk zam hiç bir şey ifade etmiyor.
Hükümetin en az bu oranda zam yapması gerekiyordu.
Yapılmadı.
Ama hayat pahalılığı en şiddetli haliyle devam ediyor.
Dün Maltepe’deki bir AVM’de 15 bin lira borcu olan bir baba herkesin gözleri önünde intihar etti.
15000 lira için...
Ücretler artıyor ama alım gücü düşüyor, bu bir kısır döngü ve insanlar bunun farkında.
Maaşla geçinen kişinin maaşı belki yılda bir kere artıyor ama marketteki ürünler neredeyse her gün zamlanıyor.
1 kilo dana kıymanın kilosu 400 lirayı bulmuş durumda. Çılgın fiyatlar görüyorum...
Hayatın her noktasında öyle zamlar gördük ki artık çok da şaşırmıyorum.
Üretim ülkesi olmak yerine ithalat ülkesi olmayı tercih eden, ithalattaki ödeme aracı olan dövizin yükselişine neden olacak şekilde politika yapılan bir ülkede hayat pahalılığı çok normal bir durum.
Ama tüm bu ekonomik bunalımın dolaylı nedenlerinden biri de hukuk sisteminin keyfileşmesidir.
Türkiye’nin en yüksek mahkemesi olan Anayasa Mahkemesi’nin kararlarını hukuka aykırı şekilde reddeden Yargıtay ülkede yargı darbesine neden olmaktadır.
Dolayısıyla konu Can Atalay, Osman Kavala değil.
Bugün Can Atalay yarın siz aynı haksızlığa uğrayabilirsiniz.
Anayasa Mahkemesini itibarsızlaştırmak ve tanımamak Anayasayı tanımamak demektir.
Haksızlık karşısında susanın dilsiz şeytan olduğuna inanılan bir toplumda buna tepki göstermemek mümkün değildir.
Bu modern demokrasilerde asla görülmeyecek bir durum ve iktidarla arası iyi olanın korunduğu, iyi olmayanın cezalandırıldığı bir sisteme hiç bir yatırımcı yatırım yapmaz.