Türk aydını ne biliyor, neyi bilmeli?

İbrahim Kiras

Bülent Aksoy’un ismini başarılı çevirilerinden ve Türk müziği tarihine dair çalışmalarından biliyorum. İngiliz filolojisi hocası olduğunu da biliyorum ama etimoloji çalıştığını, üniversitede bu alanda ders verdiğini bilmiyordum. Yine de “Kelimelerin Dünyasında Gezintiler” (İletişim Yayınları, 2023) başlıklı kitabını görünce şaşırmadım. Titiz bir çevirmenin dil üzerine, dildeki bazı kelimeler ve kavramlar üzerine, bunların dilden dile yaptıkları yolculuklar üzerine düşünüp kafa yorması olağan göründü bana. Arada bir sayfalarını karıştırıp ilgimi çeken bir bölümü keyifle okuyorum. Birçok yeni şey öğrendim bu kitaptan. Daha önce dikkatimi çekmemiş birtakım incelikler üzerine düşünürken buldum kendimi. Bazı yorumlarına katılmasam da kültür tarihine, dil felsefesine, dilbilime ve tabii etimolojiye ilgi duyan herkese öneririm.
Geçen yine rastgele sayfaları karıştırırken ansiklopedi terimi üzerine yazdıklarına takıldım. “Nurullah Ataç ülke aydınlarının Eski Yunanca-Latince öğrenmelerini isterdi” diyerek söze başlıyor yazar. Ataç’a göre aydınlarımızın Batı dillerindeki kavramları bir Batılı gibi anlayabilmeleri için bu uygarlığın köklerini bilmeleri gerekiyordu. Aksoy katılıyor bu görüşe, ben de katılıyorum. Ancak Türk aydınlarının yalnızca Batı dillerindeki kavramların değil, kendi dillerindeki kavramların da köklerini bilmeleri gerektiğini düşünüyorum ben. Yazdıklarından çıkardığım kadarıyla Aksoy da bu hususta benden farklı düşünmüyor olmalı.

“Ataç’ın aydınlarımızın asıl anlamını bilmediklerinden yakındığı terimlerden biri de ‘ansiklopedi’ydi” diye devam ediyor yazar. Ardından ansiklopedi teriminin köken bilgisini verirken bu bitişik kelimenin içinde Yunanca iki kelimenin yer aldığını söylüyor: enkyklios, paideia. İlkinin içinde yer alan cyclo sözcüğü Yunanlarca çevre anlamında kullanılıyordu, an (en) edatı ise içinde anlamı veriyor. Dolayısıyla enkyklios + paideia = Çocukların bir çevre içinde yetiştirilmesi demekti.

“Çevre derken kastedilen şey bilim, sanat, bilgili kişiler çevresi” diyor yazar. Ne var ki terim Latinceye geçerken iki kelime birleştirilmiş ve enkyklios “her şeyi kapsayan, genel” anlamında yorumlanmış. Dolayısıyla modern Batı dillerinde ansiklopedi terimi “çocukların eğitimi için gerekli her türlü bilgi, genel bilgi” gibi bir anlama gelir olmuş.

Bu değerli malûmatı okuyucuyla paylaşan yazar bilahare söz konusu kavramın bizdeki serüvenine el atıyor: “Ansiklopedi terimi Osmanlı Türkçesine muhitu’l maarif [maarif muhiti] diye çevrilmiş. Şemseddin Sami Kamus-ı Fransevî’de Fransızca encyclopedie terimini tanımlarken kullanmış.”

“Burada dikkati çeken,” diyerek devam ediyor, “terimin Latincede benimsenen anlamı olan ‘genel eğitim’ değil de, Yunancadaki ilk anlamının göz önünde tutulmasıdır.”

Batıdan aldığımız ansiklopedi terimine karşılık olarak kelimenin Latince’deki anlamı yerine Yunancadaki ilk anlamını gözeten Arapça bir sözün kullanılması şaşırtıcı olurdu sahiden. Gelgelelim durum öyle değil. Aslında “muhit” terimi modern dönemde Batıdan bize gelen ansiklopedi terimini karşılamak üzere ve “Yunancadaki ilk anlamı gözetilerek” bulunmuş bir kelime değil. Osmanlı Türkçesinde bu isimde eserler önceki yüzyıllarda da mevcuttu. Söz gelimi Seydi Ali Reis’in 16. yüzyılda kaleme aldığı deniz coğrafyasına ve astronomiye dair eseri Kitab’ul Muhit adını taşır.

Çünkü “muhit” terimi İslam dünyasında “ansiklopedik”eserleri niteleyen genel isimdir. Firuzâbâdî’nin meşhur el-Kamus’ul-Muhit’inin telif tarihi 15. yüzyılın başı.

Günümüz Türkçesinde çevre anlamında kullanıyor olsak da kelimenin Arapçada ilk anlamı “kapsayan, kuşatan”dır. İhata da aynı kökün mastarı. Yani belirli bir alandaki bilgilerin tümünü içerme iddiası taşıyan eserlere muhit denilir.

Demek ki yazarın “maarif muhiti” diye açıkladığı muhitu’l maarif aslında basbayağı genel eğitim demektir. Yani “terimin Latincede benimsenen anlamı” vardır burada da.

Maarif demişken, başka bir şey aklıma geldi: Bir iki hafta oluyor, ciddi bir yayın organında ciddi görünümlü bir makale okudum. Anladığıma göre doktorasını yurtdışında yapmış, birkaç dil bilen parlak bir akademisyen Milli Eğitim’in “maarif” modelini eleştirirken özetle şunu söylüyordu: Maarif kavramı marifet sözcüğünden gelir. Demek ki hükümet eğitimde kişisel beceriyi esas alan bir yaklaşımı getirmek istiyor. Söz konusu girişim bunun için yanlış...

Oysa bugünkü iktidarın eğitim alanında bir sistem arayışı içinde olduğunu düşünme iyi niyetinin yanlışlığı kadar maarifin marifet kelimesinden geldiğini zannetmek de bir yanlış. (Maarif marifetin çoğulu, bu arada. Bilmek anlamındaki a-r-f fiilinden geliyor. Mesela örf de aynı kökten. Keza irfan da maruf da tarif de öyle.)
Ama bağlam itibarıyla asıl yanlış marifetin -Türkçedeki daralmış kullanımına bakarak- Arapçada yalnızca beceri anlamına geldiğini düşünmek. Marifet bilgi demek esasen, maarif de bilgiler. Bağlam itibarıyla da -eski tabirle- ıstılahi manası eğitim.

Araplar eğitim bakanlığına Vezaretü Maarif’ül Umumiye diyorlar. Bizde de söz konusu bakanlığın adı daha önce Maarif Vekâleti’ydi. Yani “beceriler bakanlığı” mı deniliyordu eğitim sistemini düzenleyip yöneten kuruma? Akıl var mantık var!

Bu kadar yanlışın oluşturduğu bir zeminin üstünde doğru bir değerlendirme inşa edilebilir mi? Mesela hükümetin müfredata parti propagandası unsurlarını yerleştirmek uğruna eğitim sistemine verdiği zarar böyle yarım yamalak malumata ve halk etimolojisine dayanarak analiz edilebilir mi?

Mamafih bence buradaki sorun bilgi eksikliğinden ziyade ilgi eksikliği. Eski dilimize, eski kültürümüze “bilinmesi gereken” alanlar olarak bakmamak. Belki de genel anlamda dilin “zihniyet, kültür, dünya görüşü taşıyıcılığı” vasfını veya bunun önemini küçümsemek. Bugünkü dünyada İngilizce bilmenin her şey için yeterli olduğunu düşünmek. Böyle bir aydın zümremiz var. Yarı aydın daha doğrusu. Ama kamuoyundaki trend topicleri bunlar belirliyor. Sorun o.

Yorum Yap
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
Yorumlar (71)
Yükleniyor ...
Yükleme hatalı.