Geçenlerde bir okurdan mektup aldım. Size hakkımı helal etmiyorum diyordu, çünkü siz duyduğuma göre benim gibi vergi veren insanlardan toplanan parayla gazete kurmuşsunuz. Üzüldüm bunları okuyunca ama cevap vermedim. Muhatabımın gerçek bir kişi mi yoksa “trol” mü olduğunu bilmediğimden. Eğer gerçek bir kişiyse birkaç hafta önce internet üzerinden yayılan bir “iftiraname”ye kanmış olmalıydı.
Fail-i meçhul olduğu için ne cevap verme ne de yargıya götürme imkânı olmayan o andıç benzeri iftiranamede “Karar gazetesi Başbakanlığın örtülü ödeneğiyle kuruldu” iması içeren akıllara seza bir yalan da vardı. İnternetin anonim bataklığından paçamıza sıçrayan bu çamur, herkes bilsin ki bizim üstümüze yapışmaz. Biz hepimiz kırk kişiyiz, birbirimizi biliriz… Basın dünyasında herkes birbirini bilir, kimin ne yaptığından herkes haberdardır.
Hakkımızdaki bu tezvirat tamamen iftiradır, tamamen yalandır.
Karar ekibinin, bulaşık ilişkilerle kendilerine matbuat gemisinde yer arayan nevzuhur tayfaya benzemediğini bilenler bilir. Bilmeyenler de bilenlere sorabilir.
***
Yine de ateş olmayan yerden duman çıkmaz diye düşünerek duydukları yalanları ciddiye alabilecekler için söylemek istiyorum: Karar’ın patronu bellidir, sermayesi temizdir ve bırakın örtülü yalanını, hamurunda örtülü örtüsüz tek kuruş kamu kaynağı yoktur. Zaten, mali yapısıyla ilgili bütün bilgiler de ilgili kurumların elindedir. Bu bir.
İkincisi, örtülü ödenekle ilgili bütün kayıtlar Başbakanlık ve Maliye Bakanlığı’ndadır. Hâlâ söyleyecek lafı olanlar, iftirada ısrarcı olanlar oralara sorabilir. Hatta gücü oradan belge veya bilgi almaya yetenler de vardır; iddialarını ispatlayacak belge de isteyebilirler. Bekliyoruz…
Üçüncüsü, Karar hiçbir hizbin, hiçbir grubun, hiçbir cemaatin, hiçbir odağın gazetesi değildir, olmayacaktır da. Zaten saldırıların tek sebebi de budur. Hiç kimsenin adamı olmadığımız için, hiçbir kampanyanın parçası olmadığımız ve bağımsız bir gazete olmaya cüret ettiğimiz için benzeri görülmemiş bir saldırı altındayız.
Bir kolu siyasette, bir kolu medyada olan bir kirli yapının Karar’ı hedef alan iftira kampanyası ateş olmayan yerden duman çıkararak bizi yalnızlaştırmaya, etkisizleştirmeyi hedefliyor. Ama şu da bilinsin ki hiçbir ahlaki sınır tanımayan sözkonusu yapının iftiraları, yalanları, tezviratı bizi yolumuzdan döndürecek değil.
Zaten Karar’la ilgili ortaya atılan yalanlara en başta Karar okuyucusu metelik vermedi. Onun gazetesi, bunun gazetesi, şu mihrakların gazetesi diye çıkarılan dedikoduları ciddiye almadı. Çünkü zihni berrak, ahlak ve vicdan sahibi insanlar neyin ne olduğunu, iftiralarla aslında nelerin örtbas edilmeye çalışıldığını görüyor.
***
Bugünlerde görünce üzüldüğümüz bir şey daha var: “İnsan için alçalmanın sınırı yoktur” sözünün doğruluğu.
Maalesef bazıları alçaldıkça alçalıyor. Para için, mevki için, şöhret için haysiyetlerini, şereflerini, insanlıklarını satışa çıkarabiliyorlar.
Sadece bugün değil, her devirde görülebilen bu çeşit mahlûkat için Mehmet Akif şunu diyor:
“Bir külâh kapmaksa şâyet bunca hırsın gâyesi;
Kendi nâmûsun olur ergeç onun sermâyesi.”
***
Şimdilik bu kadar.