Geçtiğimiz sekiz yıl boyunca hemen yanı başımızda yaşanan Suriye iç savaşının ülkemiz üzerindeki etkilerinin başında sayısı yaklaşık 4 milyon olduğu ifade edilen sığınmacının ülkemiz topraklarına gelmiş olması yer alıyor. Türk halkı bu insanlara kardeşçe bir yaklaşımla kucak açtı, bunun vurgulanması gerekiyor. Bu kadar büyük sayıda bir sığınmacı nüfusa ev sahipliği yapacak başka bir ülke bulmak kolay değildir. Hem ekonomik imkanlar bakımından hem de doğal sosyolojik direnç açısından.
Gerçi nüfusu ve yüzölçümü Türkiye ile mukayese edilemeyecek kadar küçük olan Ürdün de çok büyük bir topluluğu topraklarına kabul etti ama bildiğim kadarıyla bu insanlar için devasa kamplar kurarak yaptı bunu. Suriyelilerin orada mevcut sosyal hayatın içine dahil olmaları büyük oranda engellendi. Söz gelimi kamplarda kalanlar için ücretsiz olan bazı hizmetlerin kamplar dışında yaşayan Suriyeliler için ücretli yapılması gibi önemlerle sağladı bunu Ürdün hükümeti.
Avrupa’da ise Almanya’nın hakkını teslim etmek gerekiyor galiba. Son yıllarda yabancı düşmanlığının ve ırkçılığın yükselişte olduğu bir ülkede takriben yarısı Suriyeli olmak üzere 2 milyona yakın sığınmacının bulunması dikkat çekici.
Türkiye ise başlangıçta Ürdün gibi sığınmacı kampları kurdu ülkeye sığınan insanlar için ama bu kadar büyük bir topluluğun kamplarda hayatlarını devam ettirmelerini sağlamak kolay değildi. Daha doğrusu, sığınmacıların önemli bir kısmının kamplarda yaşamak yerine belli başlı şehirlere yerleşme isteğine başlangıçta karşı çıkıldıysa da bunun önlenmesi mümkün olmadı. Bugün itibarıyla Türkiye’ye gelen Suriyeli sığınmacıların büyük çoğunluğu şehirlerde yaşıyor.
Göç İdaresi Genel Müdürlüğü’nün geçen ay açıkladığı rakamlara göre geçici barınma merkezleri denilen kamplarda kalan Suriyeliler 142 bin 676 kişi. Türkiye’deki kayıtlı Suriyeli nüfusun yarıya yakını (%45,5’i) 18 yaş altında. Aynı istatistiklere göre Suriyeli erkeklerin sayısı Suriyeli kadınların sayısından 309 bin 958 kişi fazla. Erkek-kadın sayısı arasındaki en büyük fark 91 bin 131 kişi ile 19-24 yaş aralığında. Yaş sayısı artıkça bu fark azalıyor. 55 üzeri yaş aralıklarında kadınların sayısının erkeklerden fazla olduğu görülüyor. Toplumsal entegrasyon söz konusu olduğunda problem teşkil edebilecek bir detay bu.
***
Suriyeli sığınmacılar konusunda ne yazık ki vaktiyle esaslı bir şey yapamadık. İç savaşın bunca uzun süreceği hesaplanamadığı için ülkemize gelen insanların kısa zaman sonra kendi evlerine dönüp gidecekleri düşünüldü. Oysa hesap edilemeyen diğer konularda olduğu gibi bu konuda da beklenmedik bir sonuç ortaya çıktı. Suriyeli sığınmacıların misafirliklerinin geçici olmadığı anlaşıldığında -veya öyle olduğu resmen kabul edildiğinde diyelim- geç kalmış olduk.
Suriyeliler birçok ortaklıklara ve benzerliklere rağmen kültürel olarak bizden farklı bir toplum. Dolayısıyla buradaki mevcudiyetlerinin kalıcı olduğu artık anlaşıldığına göre Türkiye’nin toplumsal yapısına entegre olmalarını sağlayacak politikalar geliştirilmesine ihtiyaç var. Bu alanda hiçbir şey yapılmıyor diyemeyiz ama yeterli ve hızlı adımlar atılamadığı ortada. Mesela bizdeki kadar yabancı nüfusa sahip olmayan Avrupa ülkelerinde bile göç bakanlıkları varken bizde yok. Bu da konunun ne derece ciddiye alındığına dair olumsuz bir işaret.
Bu konuda hızlı ve yeterli adımlar atılmayışının bedeli önümüzdeki yerel seçimin en önemli konu başlıklarından biri olarak “Suriyeliler meselesi”nin ortaya çıkışı oldu. Özellikle İstanbul’da adayların önüne getirilen en önemli şikâyetler bu meseleye ilişkin görünüyor.
Ancak siyasetin ödeyeceğinin yanısıra toplum olarak hep beraber ödememiz gereken başka bedeller olacağı da bir gerçek. Buna rağmen devletten beklediklerimiz konusunda sivil toplum örgütlerinin, medyanın, üniversitelerin, aydınların, kanaat önderlerinin vs. bir çözüm üretmeye yönelik çaba içinde olduklarını, hatta ülkeyi yönetenlerden bu konuda talepkâr olduklarını bile söyleyebilecek durumda değiliz maalesef.
Gerçekçi olmak gerekirse, toplam nüfusunun -resmi rakamlara bakarsanız- yüzde yirmisi tek bir şehirde -İstanbul’da- her biri başka bir şehirde yaşıyormuş gibi yaşayan bir ülkenin Suriyelilerin topluma entegrasyonu konusunda etkili bir çözüm üretebilmesi büyük başarı olur.