Dahi ressam Picasso, bir restoranda yemek yerken, restoran sahibi ayağına kadar gelen bu fırsatı değerlendirmek için, ünlü ressamdan hatıra olarak peçeteye bir şeyler çizmesini istemiş. Picasso masanın üstündeki peçeteye bir şeyler karalayıp adama uzatmış, “borcunuz 80 Frank” diyerek... Adam “ama 2 dakikada çizdiğiniz şey nasıl 80 Frank eder?” diye itiraz edecek olmuş; “2 dakika değil” demiş Picasso, “40 yıl artı 2 dakika.”
***
Bugün ilk sayısını elinizde tuttuğunuz Karar Gazetesi’nin de hazırlanma süreci topu topu birkaç ayı buldu. Ama bizim de arkamızda bir “kırk yıl” var... Kırk yıl sözün gelişi belki ama Karar’ı meydana getiren kadronun basın ve yayın alemine bugün adım atmış kişiler olmadığını bilenler biliyor.
***
Mehmet Ocaktan, Yusuf Ziya Cömert, Mustafa Karaalioğlu ve Hakan Albayrak’la ilk defa Yeni Şafak Gazetesi’nin kuruluşunda bir araya gelmiştik. Gerçi her biriyle daha da eski yıllara uzanan arkadaşlığımız ve mesai ortaklıklarımız vardı. Mesela Ocaktan ve Cömert’le İzlenim Dergisi’nde de birlikteydik. Karaalioğlu ve Albayrak “eski” Zaman Gazetesi’nde birlikte çalışmışlardı. Sonradan hem ülkemizin hem de her birimizin başına çorap örmeye kalkışan paralel ahlak sahibi bir cemaatin eline geçip bugünkü hazin sonuna ulaşan gazetede... (Bu ‘ekibin’ en genç üyesi Elif Çakır ise Star Gazetesi günlerimizde katılacaktı aramıza. Cesareti ve bitmeyen heyecanıyla...)
Nitekim 7 Şubat 2012 girişimiyle birlikte uyarılarımızın haklılığını başkaları da anladı. Bugün Karar’da buluşan arkadaşlarımla birlikte 7 Şubat girişimi 17/25 Aralık’ta paralel darbe teşebbüsüne dönüştüğü zaman da arkamıza bakmadan en ön saftaydık. Tehditlere, baskılara aldırmadan hukuk sistemimizin ve demokrasinin karşı karşıya bulunduğu bu en büyük tehdide karşı hakkın ve hukukun gücüyle mücadele vermekten geri durmadık.
Siz sormadan ben söyleyeyim... Adı geçen arkadaşlarımla belki her zaman her konuda hemfikir olmadık ama daima inandıklarımızı savunmak konusunda birbirimizden hiç ayrı düşmedik. Ülke sorunlarının çözüm yolları konusunda yine farklı görüşlerimiz olabilir ama bizim için önemli olan görüşlerimizin farklılığı değil, hassasiyetlerimizin ve temel değerlerimizin ortaklığı.
***
Karar Gazetesi’nin arkasındaki “40 yıl”ı anlatma ihtiyacı duyduğum için adlarını zikrettiğim arkadaşlarla sınırlı değil elbette bu prensip. Gazetenin bütün yazarları ve yazı işleri mutfağındaki bütün arkadaşlarım için de geçerli. Hepimiz aynı yolda, aynı presipler etrafında, aynı istekler doğrultusunda bir araya geldik... Çünkü biz bu ülkede herkesin inandığı gibi yaşaması, adil ve eşit muamele görmesi fikrinin insanlarıyız. Daha fazla hukukun, daha çok özgürlüğün insanları… Dün en karanlık zamanlarda ne isek bugün de oyuz; yarın yine o olmaya devam edeceğiz. Başka bir şey bilmeyiz, bilmek de istemeyiz.
Bugün yeniden büyük bir heyecan yaşıyoruz. Karar Gazetesi’yle birlikte uzun, meşakkatli, aynı zamanda keyifli ve verimli olacağını umduğumuz bir yola çıkıyoruz. Türkiye’nin içinden geçtiği şartlarda gazete çıkarmanın, medyada var olmanın, fikirlerimizin sözle, yazıyla ifade bulmasının ne demek olduğunu biliyoruz.
İyi ve adil bir ülke ancak daha çok fikrin özgürce ifade edilmesiyle mümkündür. Buna inanıyoruz, bunun için yola çıkıyoruz.
Allah mahçup etmesin.