İktidar sözcülerine bakarsanız Türkiye’deki muhalif kesimler Ayasofya’nın cami olmasına çok üzüldüler; bunu engellemek için ellerinden geleni yaptılar ama AK Parti çetin bir mücadeleyle bütün engelleri aşarak bu işi gerçekleştirdi.
Keza bu muhalifler Karadeniz’de bulunan doğalgaza da sevinmediler. Millet bu güzel haberin mutluluğunu yaşarken muhalifler üzüntülerinden suspus oldular...
Bu iddialar hükümetin en üst seviyesindeki kişilerce dile getiriliyor. Aynı anda birtakım gazetelere manşet oluyor ve bazı insanlar bunları günler geceler boyunca TV ekranlarında konuşuyorlar. Bu şekilde aynı sözleri farklı yerlerde ve farklı zamanlarda hiç bıkmadan defalarca tekrarlayarak bir “algı” yönetimi yapıyorlar.
Gerçeğin söylendiği gibi olmadığı apaçık şekilde bilindiği ve görüldüğü halde yapıyorlar bunu. Sözgelimi Ayasofya’nın cami olmasına hiç kimse itiraz etmedi. Hatta İYİ Parti’nin bu yoldaki teklifi mecliste iktidar partilerinin oylarıyla geri çevrildi. Günümüzün haber alma kaynaklarının gelişmişliği ve yaygınlığı hesaba katılacak olursa iktidarın riskli bir kumar oynadığını söylemek lazım bu algı meselesinde. İnanmak isteyenlere inanacakları hikayeler sunmakla iş bitmiyor çünkü. İnandırılmaları için yoğun çaba gösterilmesi gereken kitleler de var toplumda.
İktidar partisinin toplumla iletişimini neredeyse “kamuoyu mühendisliği” boyutuna taşımış olması bu alandaki geçmiş başarısının verdiği özgüvene dayanıyor olmalı. Oysa algı yönetimine harcanan enerji ülkenin daha iyi yönetilmesine harcansa ortada uğraşılması gereken problem kalmayacak, algı oluşturmaya da gerek kalmayacak.
***
Karadeniz’de bir doğalgaz yatağının keşfedildiği haberi hepimizi sevindirdi, heyecanlandırdı, ümitlendirdi. Ancak iktidar sözcüleri milletteki bu sevinci ve heyecanı pek yansıtmayan bir öfke içindeler. “Gaz bulundu diye üzüldüler” diyerek muhalefete yükleniyorlar habire. Muhalefet neredeyse yemin edecek “Vallahi billahi çok sevindik” diye… Ama iktidar bu konuda ısrarlı. Muhalefetin oyundaki rolünü doğru oynamasını istiyor. Türkiye doğalgaz buldu diye üzülmesi gerekiyor muhaliflerin. Üzülmemişlerse üzüntülerini saklıyorlar demektir. “Biz gazı siz sevinin diye mi bulduk” diyecekler neredeyse…
***
Ne var ki sözkonusu keşif konusunda toplumun ilk günlerde gösterdiği heyecan ve ümit de yavaş yavaş zayıflıyor. Bunun ilk sebebi meselenin siyasi suiistimalinin çok göz önünde yapılması. Muhalefet partilerinin ifadesiyle “Erdoğan’ın veliahdını belirlemek” amacıyla bir PR çalışmasına dönüştürülmesi. Ama bunun da çok “kör gözüne parmağım” üslubuyla yapılması…
İkinci sebep, ilk günkü heyecandan sonra daha önce -çoğu seçim dönemlerinde- açıklanmış olan başka müjdelerin nasıl boş çıktığının hatırlanmış olması. Zihinlerde bir “Acaba…” sorusunun belirmesi…
Üçüncü sebep ise kavga dövüş konusu yapılmaya çalışılan doğalgaz keşfinin teknik ve ekonomik tarafının sloganlarla örtülüp geçiştirilmeye çalışıldığı izleniminin uyanması… Yeni yeni sesleri duyulmaya başlayan uzmanların verdiği bilgilerin siyasetçilerin söylediklerini teyit etmediğinin görülmesi… Rezervin miktarı ve ekonomik değeri konusunda yapılan açıklamaların -kibarca söylersek- abartılı ve spekülatif mahiyette olduğunun ortaya çıkması…
***
Evet, bütün bunlar ülkesinin çıkarını daima kendi kişisel çıkarının önünde tutan vatansever insanların bir bölümünü doğalgaz keşfine sevinemez hale getirmiş gibi görünüyor…