Türkiye İstatistik Kurumu -TÜİK, dün açıkladığı fiyat artışı verilerine göre Türkiye’de öyle büyütülecek bir enflasyon sorunun olmadığını ilan etti.
Yıllık fiyat artışı %19,58 ama daha üç yıl önce, 2018 Eylül ayında bu oran %24,52 düzeyindeydi.
Üç yıl önce fahiş fiyat artışını sorun olarak görmeyen Merkezi Yönetim ya da Ankara, acaba şimdi neden fahiş fiyat artışını kabullendi? Neden acele market açmayı düşündüklerini açıkladı?
***
Bugün içecek hariç gıda enflasyonu %29,48 ama üç yıl önce de gıda enflasyonu %28,55 düzeyindeydi.
Son 4 yıllık toplamda ülkemizde genel enflasyon yüzde 81,81 oldu ama aynı dönemde gıda enflasyonu da yüzde 109,45’e dayandı. Kısaca sorun genel enflasyondan ziyade gıda enflasyonunda yaşanıyor.
Yani Milletin boğaz derdi büyüdü. (Kanal İstanbul değil elbette)
Bakınız Eylül 2017-Eylül 2021 arasında ekmek fiyatı tam iki kat artış gösterdi. Diyeceksiniz ki, aynı dönemde asgari ücrete de yüzde 100 zam yapıldı. 2017 yılında 1.404 lira olan asgari ücret bugün 2.825 liraya yükseldi.
Ekmek fiyatı asgari ücret ile aynı düzeyde artmış olsa bile mesela süt, peynir ve yumurta fiyatından oluşan sepet fiyatı yüzde 135,6 artış gösterdi. Meyveler yüzde 118,64 ve sebzeler de yüzde 129,90 artış yaşadı.
***
Şimdi bir başka açıdan bakalım.
Gıda sektöründe en yüksek tüketim oranı yüzde 2,4745 ila ekmek yer alıyor. Buna toplamında yüzde 4,1375 ila etleri ekleyebiliriz. Bu ürünleri ise yumurta, beyaz peynir, domates, ayçiçek yağı ve süt izlemektedir.
Son bir yılda ekmek fiyatı yüzde 26,7 artış gösterirken son 1 ayda da yüzde 3,14 artış yaşandı. Et fiyatlarında da son bir yılda yüzde 33,06 artış yaşandığını not düşelim.
Şimdi gelelim bir başka noktaya...
Son 1 yılda süt fiyatları yüzde 34,2 artarken yoğurt fiyatları da yüzde 34,7 artış gösterdi. Ama ne hikmetse süt ve yoğurt fiyatlarındaki artış peynir fiyatlarına yansımadı.
Bakın bu yansımayış sadece beyaz peynirde oluyor. Örneğin kaşar peynirde de fiyatlar yüzde 33,7 artarken, tulum peynirde yüzde 21,5 ve krem peynirde de yüzde 29,1 fiyatlar artıyor.
Ama beyaz peynirde her nedense artmıyor.
Neden acaba?
Sizce de beyaz peynir fiyatı artışında hammadde olarak süt fiyatları etkili mi olmadı? Ya da başka nedenler mi?
Aslında TÜİK’in enflasyon hesabında sıkça benzer soru işaretleri oluşturan kalemlere rastlıyoruz. Son 4-5 yıldır nerede ise sürekli bu ve benzeri bir çelişkiyi yazıyoruz.
Bu sefer de beyaz peynir çıktı.
***
Bu hesapları neden yapıyor, neden ince detaylara bakıyoruz?
Bunu bir örnek ile izah edelim: 2018-2019 yıllarında sigara ağırlığı giderek düştü. Ve bu ağırlık düşünce 2019 yılında sigaraya büyük zam geldi. Ardından sigara ağırlığı yeniden iki yıl arttı.
Eğer sigara ağırlığı eski düzeyde olsaydı enflasyonda 0,71 puanlık daha fazla artış olacaktı. Ama bu ağırlık düştüğü için enflasyon 0,71 puan daha düşük çıktı.
Ücretler belirlenirken enflasyon elbette dikkate alınıyor. İşte sadece bu sigara olayından büyün milletin ücretinin yaklaşık yüzde 0,71’i alınmış oldu.
Yılda 3 bin lira maaş alıyorsanız mesela bu maaşın yüzde 0,71’i olan 21 liranız sizden alınmış demektir. Bunu 12 aya vurduğunuzda 250 liranız sadece sigara hesabındaki değişimden dolayı sizin gelirinizden düşülmüş olduğunu söyleyebiliriz.
***
İşte bütün bu nedenlerden dolayı açıklanan enflasyon ile hissedilen enflasyon farkı giderek açılmaktadır.
Ücretliler gerçek gelire ulaşamazken, fiyatlarda da gösterilen resmi rakamların çok daha üzerinde artışlar yaşanmaktadır.
Şimdi asıl soruyu sorarak bitirelim: Bizler acaba bu gizli gelir kayıplarını ortaya çıkartarak topluma mı hizmet etmiş oluyoruz, yoksa iktidara karşı hainlik mi yapmış oluyoruz...
Lütfen bunun cevabını kendi geliriniz üzerinden raf fiyatlarına bakarak verir misiniz?