Teknoloji ve kalkınma.
Güvenlik ve milli korunma...
Turkcell Genel Müdürü Kaan Terzioğluile Berlin’de görüştük. Açıkçası bütün konulara zaman yetmese bile önemli meselelere değindik. Bilmediğim bazı noktaları da öğrenmiş oldum: Mesela, yerli yazılımının yerli malı olarak devletimiz tarafından kabul edilmesi daha üç ay önce sağlanabilmiş.
İnanamadım...
Elle tutulur, fiziki olmadığı için yerli yazılımlar 3 ay öncesine kadar yerli malı kapsamında değilmiş.
H H H
Biliyorsunuz; GSM şirketlerinin lisans ihalesinde, yerli malı kullanımına vergi teşviki getirildi. Hem de epey ciddi oranlarda. Ama firmalar yerli malı bulup kullanamıyoruz diyorlar. O nedenle yerlilik oranı yüzde 5,0’i bile doldurmuyor. Hatta KARAR Gazetesinde biz bu durumu “5G’de yerlilik Huawei’ye kaldı” diye duyurmuştuk. Daha yeni palazlanan yerli yazılım firmalarından sadece yerlilik belgesi için 80 bin lira civarında ücret alınıyor. Ağır mali şartları karşılayamayan yerli firmalar yerine, mali gücü yüksek yabancı firmalar yerli belgesi alarak işi götürüyor.
Kaan Terzioğlu bu konuda “Ürün veya mamulde yerlilik şartı çok önemli değil; baz istasyonu düşünün, yabancı olmasının çok hükmü yok” diyor. “Önemli olan en optimal maliyetle bu işi yüklenmek ve yaptırmak. Çok daha önemlisi ise, bu işin yazılım tarafı ve datanın korunması” diye ekliyor.
“Ham petrolün varil fiyatı bugün 70 dolar ama petrolü işlediğinizde yüzlerce, hatta binlerce dolar elde ediyorsunuz. İşte biz Turkcell olarak bu noktaya odaklandık. Ham datalarımızı işleyerek gelir elde ediyoruz. Maalesef ülkemizin datasının yüzde 97’si yabancılarda. Asıl mesele bu datanın yerlileştirilmesinde” diyor.
Bu nedenle Turkcell’i: “Digital servis sağlayıcı” olarak tanımlıyor.
KONUŞMA 32 DAKİKA
İletişim şirketinden “Digital servis sağlayıcı” şirkete geçiş ne fark ediyor? Gün içinde ortalama 32 dakikalık konuşma ve SMS ile vaktimiz geçiyor. Oysa buna müzik (fizy), okuma (dergilik), televizyon (tv plus), mesajlaşma (BiP), internet arama (Yaani) ve bir nevi ödeme aracı Paycell eklendiğinde bu süre günün 1440 dakikasının çok daha önemli kısmını alıyor.
Bütün bu hizmetlerin kilit noktası ise data güvenliği.
Almanya, “Benim datam bende kalır” demiş. Yani, “ne twitter, ne facebook ne de diğerleri Almanların datasını yurtdışına çıkartamıyor” diyor Kaan Terzioğlu. Oysa biz daha bütün bu devlerden 1 lira bile vergi alamıyoruz. Sadece Google ülkemizden milyar liraya yakın reklam alıyor ama hiç vergi vermiyor. Diğerleri de çabası...
İşin bir de rekabet tarafı var: Facebook piyasada yüzde 50’nin üzerinde hakim. Rekabet hukuku; ‘hakim şirket ikinci bir hizmetini bedava satamaz’ diyor. Ama Facebook, Watsap hizmetini bedava veriyor. Kaan Terzioğlu “Türkiye’de kamuya bile bunları anlatmakta zorlanıyoruz” diyor.
YOL HARİTASI
Türkiye şimdi 5G hazırlığı içinde. Yerli malı olarak yazılım kapsama alındığında yerlilik oranı yüzde 35’e kadar çıkıyormuş. Lakin burada verilen örnek yine Turkcell içinden. Şirketin 5 bin civarındaki çalışanının 1000’i ar-ge’de yazılım tarafında çalışıyor. Açıkçası ben GSM şirketlerinin bütün hizmetlerini kendi mutfaklarından karşılayamayacaklarını düşünüyorum. Bu nedenle bu uzun yolda yerli yazılım firmaları üzerinden bazı hizmetlerin alınmasında uzun bir yol haritasının çizilmesi gerektiğini düşünüyorum.
Bakın nerede ise 3 GSM şirketine de yazılım satan 1 yerli firma var. Ama bu öyle katma değer yaratan firma değil. Mesela size mesaj geliyor ve hiçbir yere tıklamasanız bile sizi abone yapıyor. Hatırlarsanız oyun yazılımı vardı bir ara...
Şimdi hava durumu satılıyor.
Oyun aboneliği 20 lira civarındaydı. Gümrük Ve Ticaret Bakanımız sn Bülent Tüfenkçi bu konuda müthiş hızlı davrandı ve Milleti korudu. Şimdi ise 5,5 liraya hava durumu aboneliği başladı.
Kılık değiştiriyorlar, her GSM şirketi ile işbirlikleri var ve istemeseniz de aylarca süründürüyorlar. Bu şirket kim? GSM şirketleri ile nasıl anlaşma yapıyorlar? Neden tuzak abonelik (onaysız) sistemi kuruluyor?
Şu meseleleri de bir halletsek; petrolü benzin olarak satabileceğiz. Maalesef bizim petrolden epeyce fuel oil çıkıyor.
Not: “Türkiye’nin datası Türkiye’de kalır” hareketini başlatmayı öneririm. Asıl milli dava budur. Kaan Terzioğlu’nun bu söylemine kulak verelim.