Yeni parti komploları...

İbrahim Kahveci

Toplumun yeni parti arayışı yokmuş. Toplumun böyle bir ihtiyacı da yokmuş. Yeni partiler birer komplodan ibaretmiş.

21 Eylül 2018:

Oğluna okulun istediği pantolonu alamayan İsmail Devrim, çocuğu okuldan gönderilince kendisini banyoda iple asarak yaşamına son verdi.

16 Aralık 2019:

Denizli’nin Çameli ilçesinde Osman Karul uzun süren işsizlik sonucu bunalıma girerek yaşamına son verdi.

Kaç evden cansız bedenlerin çıktığını hiç düşündünüz mü? Ya da Kızılay Meydanında kendini yakan o vatandaşın fotoğrafına hiç baktınız mı? Bakmadı iseniz, resmini alta koyuyorum.

Acaba hayatına son veren bu insanlara da birer komplo oyuncusu mu dersiniz?

Ya da ülkemiz yedi düvele karşı meydan okurken açlıktan, yoksulluktan, işsizlikten bunalmanın sırası mı değil.

Komplocu olursan böyle düşünmekte haklısın tabii.

TÜİK son derece ‘titiz’ bir çalışma ile 4,6 milyon işsizimiz olduğunu açıkladı. Bir yıldan uzun süreli işsiz sayımız ise temmuz ayından bu yana 1 milyonun üzerine çıktı. ‘Bir iş olsa çalışırım’ diyen ama işsiz sayılmayan 2 milyon 246 bin kişiyi de ayrıca eklemek lazım.

Ankara’da devlet imkanları ile ya da Ankara’nın imkanları ile orada-burada toplumun sorunlarından kopuk yaşamak, elbette toplumun ihtiyaçlarını anlamamak gibi bir sonuç doğurur.

İktidarın ‘güç merkezini’ kaybetmemek için elbette her çözüme komplo diye bakılır. Ne diyelim...

Ama ben asıl meselenin daha büyük olduğunu düşünüyorum. İşte o açıdan bakınca topluma yeni bir ufuk açmak gerektiğini anlatacağım.

1991 seçimleri sonrası ülkenin çok büyük kayıplar vereceğini işi bilen herkes anlamıştı. Nitekim 2001 krizi ile bir kısmı çözülen bu sorunların, hala emeklilik gibi yılda 200 milyarı aşan gider tarafı çözüm bekliyor.

91 seçimi 10 yıl sonra 2001 de açığa çıktı.

Şimdi yeni kriz tohumları ekiyoruz. Hatta çözüm bekleyen eski sorunların üzerine ekiyoruz bu tohumları.

Yeniden 90’lı yılların politikalarını uyguluyoruz ama daha sert ve daha geniş bir alanda.

Ama bizi asıl bekleyen tehlike daha büyük.

Bugün ülke nüfusumuz hızla yaşlanıyor. Bu yıllar en parlak dönemimiz. Yarın çalışacak nüfus sayısı hızla azalacak.

Oysa biz bugün ne geçmişin kamu mallarını bıraktık ne de bugünün borçlarını ödedik. Hatta yetmedi 150 milyar dolardan daha büyük bir meblağı Hazine garantisi adı altında resmi hesaplarda borç görülmeyecek şekilde şimdiden harcadık.

Biz yakında yaşlanacağız.

Gelecek nesillere betondan başka bir şey bırakmıyoruz. Pardon, bir de Hazine garantili yüklü borçlar.

Toplumun bu büyük sorunu kavramasını ve çözüm aramasını bekleyemeyiz. Bu sorunu kavrayacak ve bugünden çözüm bulacak kişiler veya ‘devlet aklına’ ihtiyacımız var.

Siyasi istikbali uğruna kısa vadeli çıkarları değil, orta ve uzun vadeli çözümleri uygulayacak anlayışa ihtiyacımız var.

Bugün toplumun çok farkına varmadığı onca sorunu biriktiriyoruz. Kısa vadeli düşünceler ile geleceğimiz adeta heba oluyor.

Aslında bugünümüz bile tarihi bozuklukta. İşsizlik sayısı ve oranı 94 ve 2001 krizlerini nerede ise katlar derecesinde aşmış durumda. 2008-09 küresel krizin bile üstünde bir işsiz sayımız ve oranımız var.

Bu kadar derin sosyal krizin yanında toplumun adeta nefes kanalları tıkanmış, sesini duyuramaz duruma geldiği görülmektedir. Bir bakıma insanların arayışlarının bu derece acı noktaya varmış olması da bu yapının sonucu gözükmektedir.

Komplo aramak yerine toplumu anlamaya çalışırsak sanırım ülkeye daha iyi hizmet etmiş olacağız.

Yorum Yap
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
Yorumlar (48)
Yükleniyor ...
Yükleme hatalı.