Herkes birleşmiş Erdoğan’ı yıkma peşinde... Eğer böyle düşünüyorsanız sizin ülke sevginizde bir sorun var demektir.
Kişi peşinde koşulmaz, ülke için koşulur.
Peki, ülke ne durumda? Tam bir YAPISAL ÇÖKÜŞ içinde...
Okuyanların gittiği, yerlerine Afganlı’nın, Yemeli’nin, Iraklı’nın geldiği bir ülke. Büyük Roma İmparatorluğu’nu da iki şey yıkmıştı 1-Yüksek enflasyon ve 2- Dış göçler (Kavimler Göçü).
Ülkemizde ekonomi nasıl derseniz tek bir gösterge var: Millet yoksulluktan ve umutsuzluktan çocuk yapmıyor-yapamıyor. Marmara, Ege, Batı ve Doğu Karadeniz’de doğum oranları AB’nin bile gerisine düştü (2020-2021).
Nüfusu artırmak değil sadece korumak için 2,1 çocuk lazım. Ama bu bölgelerde doğum oranı 1,50’nin altına düştü.
Çocuk yapamayan, olanlarında okuyup göç ettiği Türkiye’ye kim mi geliyor: Afganlı, Iraklı, Yemenli... vs vs. Bunlarında çoğu savaşçı nitelikte.
Sahi, BOP Eş Başkanı kimdi?
***
Önceki gün Ankara’da Millet İttifakı ‘Ortak Politikalar Metni’ni açıkladı. 6 farklı parti 2300 konu üzerinde anlaşarak seçim öncesi yol haritasını belirlediler. Bu metin aynı zamanda Millet İttifakı’nın kazanması halinde Hükümet Programı’nın omurgası olacak.
Program hem ‘Onarım’ hem de ‘Reform’ kapsamında. Yani hem yıkımı düzletecek hem de yeni bir yapı kuracak.
Satır aralarında gözden kaçabilir diye ben burada bazı değişimleri vereyim:
Mesela diyor ki, tarımda destek ödemeleri ekim öncesi verilecektir. Bu demektir ki çiftçi bankaya borçlanmadan ekimini yapabilecek. Aynı zamanda sulama gideri gibi giderler ise hasat sonrası tahsil edilecek. Ama çok daha önemlisi tarımda destek fiyatları da ekim öncesi açıklanacak... Yani hasat zamanı değil.
Bu demektir ki tarımda ihtiyaca göre ekim planlamasına da geçiliyor. Çiftçi ne ekeceğini ve ne kazanacağını bilecek.
Çok daha önemlisi Bakanlığın adının değişmesi: Tarım ve Gıda Güvenliği Bakanlığı olacak. Gıda güvenliği ne demek? Bugün kanserden ölen ölene... Zehirli diye Rusların bile almadığı ürünleri bize yediriyorlar. GDO vs ne varsa yiyip tüketiyor ve kanserden geçilemez ülke olduk.
Gıda güvenliği o kadar önemli ki. Sadece bu değişim bile beslenme fiyatını ve beslenme güvenliğini baştan aşağı değiştirecektir.
***
Bir başka nokta: Türkiye Kalkınma Bankası Teknolojiyi finanse eden bir banka yapısına dönüşecek.
Sermaye tabana yayılıp uzun vadeli kaynaklar sürdürülebilir kalkınma amaçlarının gerçekleşmesine dönük şirketlere yönlendirilecek. Ve bunun yanına bir de ‘Yatılı Teknoloji Liseleri’ kurulacak.
Bu maddeye bir de “Strateji ve Planlama Teşkilatının” kurulmasını eklediğinizde büyük değişimi görebiliyor musunuz?
Kaynaklar Kanal İstanbul gibi yerlere gitmeyecek, KÖİ’lerdeki haksızlıklar giderilip zararlar geri alınacak ve imar rantı vergilenecek. Bu iki paragrafı birleştirin: Nereden kaynak alınacak ve kaynaklar nereye gidecek... Büyük değişimin ve kalkınma hamlesinin ana omurgası burada yatıyor.
Burada açık ve net şekilde ‘Bilişim stratejik sektör olacak’ deniliyor.
İlk kez inşaat ve beton yerine bilişimi ve teknolojiyi önceleyen bir ekonomik model vaat ediliyor.
‘Yabancıya konut satışı duracak ve kaçak yabancı çalıştırılamayacak’. Bu ise ülkemizde düşen ücretleri hızla yukarıya çekecektir.
Özellikle ileri yaş grubunun yeni meslek edinmesi açısından ‘İkinci Şans Okulları’ açılacak ve mesleki eğitimle işsizlik hızla aşağı çekilecek. Eğitim sistemi özellikle yabancı dil öğrenimini de içerecek şekilde 1+5+4+3 şekilde oluşturulacak. ‘Harika Çocuk Yasası’ ile yaratıcı kültür ve sanat gelişimi ilk eğitimle başlayacak.
***
Bakın hem oranım hem de reform niteliğinde düzenlemeler de var: Mesela Cumhurbaşkanlığımıza ait 13 uçak var. Bunlar satılıp ülkenin gerçek ihtiyacı olan yangın söndürme uçakları alınacak. Burada aynı zamanda Türkiye’nin kaynaklarını ihtiyaca değil de gösterişe yatırmasından geri dönüleceğini gösteriyor.
Atatürk Havalimanı yeniden hizmete açılacak ve Şehir Hastanelerine hasta gitsin diye şehir içlerinde kapatılan hastaneler de yeniden açılacak...TOKİ ise sadece sosyal konut, yani evi olmayanlara ev yapacak. TOKİ rant kurumu yerine hizmet kurumuna dönüştürülecek.
Öğrencilerin tüm ihtiyaçlarına yönelik yurtlar yapılıp, cemaat yurtlarına yönlenmeleri önlenecek!!!
(Ülkenin geleceğini kurtaracak en önemli adımlardan biri)
***
Ve özet: Türkiye sadık kullar zihniyetinden kurtarılıp HAK SAHİBİ VATANDAŞ dönemine geçecek.
Hak sahibi olmak, kul zihniyetinden dönmek büyük bir değişim. Yukarıda kaybedilen parayı nasıl bulacağımızı açıklarken burada da kaybedilen aklı nasıl bulacağımız izah ediliyor.
Çünkü ülkemiz maalesef parayı da aklı da geri kazanmak zorunda.