Yıl 2001 büyük kriz… 65,6 milyon nüfus içinde doğan bebek sayısı 1 milyon 323 bin.
Yıl 2023 Nass ekonomisi… 85,4 milyon nüfus içinde doğan bebek sayısı 958 bin.
Nüfus 19,8 milyon artmasına rağmen doğan bebek sayısı -365 bin azalmış.
Hatta Erdoğan Cumhurbaşkanı olduğu 2014 yılı: 77,7 milyon nüfusta doğan bebek sayısı 1 milyon 351 bin. Ve ne oldu ise Erdoğan’ın Cumhurbaşkanı olmasından sonra başladı.
Binde 20,17 olan 2001 doğum oranı 2014 yılında yine binde 17,39’daydı.
Ama şimdi bizde 11,23’e düştü.
Büyük felaket 2014 sonrası başladı.
Bir ülkenin nüfusunun aynı kalması için kadın başına doğumun 2,1 olması gerekir. Bu doğum oranı uzun vadede ülke nüfusunu sadece aynı yerde tutar… Yani sınır seviye 2,1…
2001 büyük krizinde 2,38 olan kadın başına doğum 2014 yılında da 2,19 seviyesinde. Ama sonrasında başlayan şelale düşüşü ile bugün kadın başına doğum oranı 1,51’e geriledi.
Türkiye’nin nüfusu kesin ama kesin olarak yakın tarihte düşmeye başlayacak. Bu kesinkes bir bilgi…
Bundan yaklaşık 10-15 yıl önce her 100 doğuma karşı 30 ölüm olurken şimdi bu oran 100 doğuma 50 ölümü geçiyor.
Ölüm sayısı yılda 500 bini geçerek her yıl artarken doğum sayısı ise her yıl sürekli düşüyor. Doğum sayısı ile ölüm sayısının eşitlenmesi bu gidişle 10-15 yıl içinde gerçekleşir. Ve Türkiye’nin kendi nüfusu hıza düşmeye başlar.
Hatta burada bir parantez daha açalım: Türkiye’de doğum sayısını Doğu ve Güneydoğu illeri ayakta tutuyor. Şanlıurfa’da doğum oranı 3,27 ama İstanbul ve Ankara’da 1,20’de kalıyor. Bu 1,20 oranı AB ortalaması olan 1,42’nin bile çok altında.
Daha da ileri gidelim ve şunu söyleyelim: Doğu ve Güneydoğu illeri olmasa Türkiye’de doğum oranı AB Ülkelerinin bile gerisine düşmüş durumda.
Doğum oranını refaha bağlayanlar olabilir (ki, uzun vadede refah arttıkça doğum oranı düşer. Mesela 2002-2015 arası Türkiye bunu yaşadı. Doğum sayısı arttı ama oranında küçük küçük düşüşler yaşandı. 2015 sonrası ise oran çok daha sert düşerken sayı bile hiç ama hiç artmadı. (grafikte hem sayı hem oran var)
***
Eğer dolar milliyetçisi değil de gerçek bir vatansever milliyetçi iseniz bu yazdıklarım karşısında adeta isyan etmeniz gerekir.
Türkiye’de Türk nüfusu bitiyor.
Buna nasıl izin verilir? Buna kim, neden, nasıl yol açtı? Hele bir bakın yaşananlara ve sonuçlarına.
Yakın zamanda evlatlarımız bu ülkede azınlık olacak.
Bakın bazı illerimizde doğan çocuk sayısından daha fazla ölümler yaşanıyor. Mesela Balıkesir’de 2021’den beri daha fazla ölüm var.
Doğan çocuk sayısından daha fazla ölüm olan diğer illerimiz ise şunlar: Ordu, Çanakkale, Kütahya, Çorum, Zonguldak, Giresun, Edirne, Kırklareli, Kastamonu, Amasya, Burdur, Karabük, Çankırı, Sinop, Bartın ve Artvin.
Durumu nüfus artışı ile izah edemeyiz. Mesela Balıkesir’de son 4 yılda 43 bin 633 bebek doğdu ama 50 bin 128 kişi de öldü. Nette nüfus 6.495 kişi azalması gerekirken tam tersine 50.730 kişi arttı. Çünkü 44 bin kişi dışarıdan göç olarak Balıkesir’e geldi.
Son 4 yılda göç veren illere bakın: Şanlıurfa, Gaziantep, Diyarbakır, Van gibi doğum oranı yüksek iller.
***
Türkiye, hem kendi içerisinde demografik yapısı bozulan bir ülke hem de yabancı istilası ile demografik yapısı bozulan bir ülke…
Acaba bu duruma kimler neden sebep oluyor ve neden niçin kimse ses çıkartmıyor? Kısa vadeli bir iktidar uğruna hangi milliyetçi, hangi vatansever ülkesinin bu şekilde yıkılmasına seyirci kalabilir?
Bakın 2008 yılında 0-5 yaş grubu gözbebeğimiz çocuk nüfusu 7 milyon 174 bindi. 2018 yılında 7 milyon 777 bine kadar çıktı ama 2023 yılında 6 milyon 604 bine düştü.
Bu bir felaket… Türkiye’de çocuk nüfus sayısı artmıyor, tersine 2018 yılından beri düşüyor. Bakın tekrar ediyorum: Burada oran vermiyorum… Mutlak sayı olarak bile çocuk nüfus sayısı düşüyor.
Oysa 2008 yılında +65 yaş nüfus 4 milyon 893 binken şimdi (2023) 8 milyon 723 bine çıktı.
Hadi şimdi oran vereyim: 2008 yılında 100 çocuk nüfusa karşı 68 yaşlı nüfus vardı. Şimdi her 100 çocuk nüfusa 132 yaşlı nüfus var.
Ve daha vahimi ne biliyor musunuz? Yaşlı nüfus hızla artmaya devam ederken çocuk nüfus azalmaya devam edecek.
Sorarım size, bu ülke nereye gidiyor?
Bu kadar hızlı değişim olabilir mi? Neden Erdoğan Cumhurbaşkanı olduktan sonra Türkiye’nin demografik yapısı bu derece hızlı çöktü?