Sayın Cumhurbaşkanımız önceki gün Milli Tarım Projesi kapsamında çiftçilere hitap etti. Tarımla ilgili çok önemli açıklamalarda bulunan Cumhurbaşkanımız, birçok temel soruna da değindi. Mesela topraklarımızı azotlu gübre ile mahvettiğimizi açıkladı. 19 çeşit sebze ile sınırlı kaldığımızı, ithalat artışının ihracat artışının üzerine çıktığını ve boş meralarımız olmasına rağmen et fiyatlarının başını alıp gittiğini ilan etti.
Bir diğer açıklama ise tarım ve enflasyon konusunda oldu. Sayın Cumhurbaşkanımız “enflasyonun sebebi gıda rakamlarıdır, domates biber rakamları söylenince ağrıma gidiyor” dedi.
Gelin bu açıklamalara biraz eğilelim.
Öncelikle belirtmem gerekir ki bende sayın Cumhurbaşkanımıza tüm bilgilerin eksiksiz verilmediği kanaati uyandı. Mesela önceki gün Cumhurbaşkanımız konuşmadan birkaç saat önce TUİK “Tarım üretici Fiyatları Endeksini” açıkladı. Buna göre tarlada çiftçilerin ürettiği mal fiyatları son bir yılda sadece %2,86 oranında artış göstermiş.
Yani son 1 yılda;
-Çiftçinin malı (tarla) yüzde 2,86 artarken
-Tüketici fiyatları (market) yüzde 7,16 artış göstermiştir.
-Marketteki gıda fiyat artışı da %5,20 ile enflasyonun gerisinde kalmıştır.
Olaya bir de daha uzun süreli bakalım: Son 6 yılda ne olmuş? (2010-2016);
-Ülkede genel enflasyon %57,02 iken
-Çiftçinin ürettiği tarladaki mal fiyatları %30,05 artmış.
Lütfen bu rakamları Sayın Cumhurbaşkanımıza tam ve doğru verelim. Tarlasında mal üreten çiftçilerin mallarındaki fiyat artışı hem son 1 yılda; hem de son 6 yıl toplamında genel enflasyonun çok ama çok altındadır.
Endeksleri yeniden vereyim:
TÜFE Endeksi: Ekim 2010:182,35 - Ekim 2016:286,33 Artış %57,02
Tarım ÜFE Endeksi: Ekim 2010: 103,78 - Ekim 2016: 134,97 Artış %30,05
***
-Son 1 yılda TÜFE %7,16 artarken, raflardaki gıda fiyatlarındaki artış %5,20
-Son 6 yılda enflasyon %57,02 olurken, raflardaki gıda fiyatlarındaki artış %56,99 olmuş.
Kısa vadede ve orta-uzun vadede enflasyon gıda yüzünden artmamış. Hatta zavallı çiftçinin ürettiği malların fiyatı, enflasyonun çok ama çok gerisinde kaldığı görülüyor. Çiftçi adeta enflasyona karşı ezilmiş, mağdur edilmiş.
Ama son 6 yılda okul öncesi eğitim ila ilköğretim fiyatları %73,95 artarken, orta öğretim fiyatları da %64,96 artış göstermiş. Veya sigorta hizmetleri de son 6 yılda %165,48 artış göstererek adeta uçmuş.
Ya da şöyle diyelim: Nerede ise yerli firmanın kalmadığı sigorta sektöründe fiyatlar %165,48 artarken; benim köylümün tarlasındaki sebze-meyve gibi tarım ürünlerinin fiyatları sadece %30,05 artmış.
Veriler kesinlikle çiftçinin enflasyonla ilgili zerre sorumluluğu olmadığı gösteriyor. Suçlu çiftçi değil... O zaman kim?
Gelin onu da açıklayalım?
***
Defalarca yazdım ve yine yazacağım: Tarladan markete fiyatlar bu kadar artıyorsa suçlu tarlada değil raf sisteminde aranmalıdır. Bunu zaten Merkez Bankası da sitesindeki raporda ilan etmişti.
1- Mahalle aralarına kadar giren perakende devleri artık küçük esnaf bırakmadıysa
2- Büyük marketler üreticinden “raf parası” adı altında fahiş paralar alıyorsa
3- İstemediği şirketlerin mallarını raflara koymuyorsa
4- Kendi markası ile fiyat belirleyip rekabeti aksatıyorsa
5- İstemediği markaları raf sistemi ile ölüme mahkum ediyorsa...
vs vs vs
Kısaca eğer bugün enflasyonda bir gıda sorunu var ise bunu tarlada, çiftçide aramamak gerekiyor. Eğer ortada bir sorun varsa bunu aracılık sisteminde, yıllarca kontrol edilmeden büyütülen perakende sisteminde aramak gerekiyor.
Rakamlar tarlada sorun olmadığını açıkça ortaya seriyor.
Türkiye yakın tarihte birçok üründe üretim rekorları kırarken aynı anda o ürünlerin fiyatları da raflarda fiyat rekoru kırabiliyordu.
Artık anlamalıyız ki tarımda sorunumuz, daha çok üretimde değil, aracılık ve perakende sisteminden kaynaklanıyor. Lütfen çiftçilerimize bu açıdan bakarak sahip çıkalım
***
Gelelim meralara ve hayvancılığa...
Meralar boş ama et fiyatları aldı başını gidiyor.
Peki, sorun ne?
Boş gezen herkese bu kadar maaş bağlayan bir devlet olunca insanlar niye çalışsın ki. Bu kadar basit...