Sayın Bakanım lütfen başarın

İbrahim Kahveci

Ülkem için bu reformların başarılması gerekiyor. Yıllardır üzerinde durduğum ve çözülmesini beklediğim meseleler bunlar...

Aslında bugün yazı günüm değil. Ama dün Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Sayın Mehmet Müezzinoğlu toplantısı sonrası yazmak zorundaydım. Ülkeyi kurtaracak büyük reformlar aslında Çalışma Bakanlığında... (Bir dönem -Çalıştırmama Bakanlığı bile derdim)

***

SGK kayıtlarından çalışan sayısına bakalım: (Ekim 2016)

4/a: 13 milyon 963 bin kişi

4/b: 2 milyon 695 bin

4/c: 2 milyon 994 bin kişi.

Sosyal güvenlik kapsamında aktif sigortalı sayısı 20 milyon 491 bin kişi. Bunların 18 milyon 914 bini zorunlu sigortalılardan oluşuyor.

Pasif olarak aylık alanlar; yani emeklilerin sayısı ise 11 milyon 679 bin kişi. Dosya sayısı 10 milyon 986 bin kişi. Kısaca 2 milyon 651 bin ölen sigortalıdan 3 milyon 313 bin kişi maaş almaya devam ediyor. 8 milyon 77 bin kişi ise yaşlılık aylığı alıyor.

Ama, bu emekliler gerçekte yaşlı değil. Yani, bizler yaşlılık aylığı alıyoruz ama öyle sanıldığı gibi yaşlı emekli değiliz. Peki, neyiz?

Bakan Müezzinoğlu açıkladı: OECD ülkelerinde emeklilerin yaş ortalaması 72..Türkiye’de ise emekli olanların yaş ortalaması 52.

OECD ülkelerinde insanlar çalışma hayatını bıraktıktan sonra ortalama 17 yıl emekli maaşı alabiliyor. Yani şöyle düşünün: 65 yaşında emekli oluyor ve 17 yıl daha maaş alabiliyor. Ve 82 yaşında vefat ediyor.

Türkiye’de ise 52 yaşında emekli oluyor ve 27 yıl maaş alıyor. Ve de 79 yaşında vefat ediyor.

Bizler daha az çalışıp, daha çok uzun yıllar yan gelip yatarak emekli maaşı alıyoruz.

Durum bu...Hem de OECD ülkeleri bizden 2 kat daha zengin.

***

Sayın Bakana iki soru sordum:

1-) Devlette çalışanlar, özel sektörde çalışanlarla aynı maaşı alsa bile, onlar daha yüksek net maaş alıyor. Çünkü devlette çalışanların maaşlarından daha az kesinti yapılıyor. Oysa, özel sektörde kesinti çok yüksek. Ayrıca devlette çalışanlar emekli olunca da özel sektörde çalışanlardan çok daha yüksek emekli maaşı alıyorlar. Sayın Bakana “özel-kamu eşitsizliğini kaldırmayı düşünüyor musunuz” diye sordum.

2-) İkinci konuda çalışma teşvikiydi. “Ben emekli olmak istemiyorum” dedim. “Ben daha çok çalışıp, devlete daha çok prim ödemek istiyorum. 52 yaşında emekli olmak istemiyorum ama 65 yaşında da emekli olunca çok daha yüksek emekli maaşı almak istiyorum. Yani Çalışma Bakanlığı çalışmak isteyenleri ne zaman teşvik edecek” diye sordum.

Sayın Bakan ilk soruma cevabında, bu adaletsizliğe Anayasa Mahkemesinin yol açtığını söyledi. Anayasa Mahkemesi aldığı karar ile, kamuda çalışanların haklarının özel sektörde çalışanlardan farklı olmasına neden olduğunu belirtti.

İnanın nutkum tutuldu. En üst hukuk kurumumuz çalışanlar arasında ayrımı hukuka uygun bulmuş. Bir iktisatçı olarak bu kararı keşke anlayabilsem. Devlet korumacılığı böyle bir şey olsa gerek.

ikinci konuda da reformların 2017 yılında yapılmaya çalışılacağının müjdesini yine sayın Bakan Müezzinoğlu verdi. Hatta kamuda çalışanların da bir disiplin altında yeniden düzenleneceğini de yine sayın Bakan açıkladı.

***

Bugün bizim ülke olarak 2 büyük sorunumuz var: Devlet çok büyüdü ve küçülmesi gerekiyor. Eylül 2016 itibari ile kamuda 2 milyon 884 bin kişi kadrolu, 151 bin kişi sözleşmeli, 388 bin kişi sürekli, 28 bin kişi geçici ve de 97 bin kişi de diğer olmak üzere 3 milyon 569 bin 220 kişi çalışıyor.

2006 yılında bütçeden 34 milyar lira personel gideri yapılırken, 2016 yılında gider 129 milyar liraya yükselmiş durumda. 2006 yılında GSYH’nın yüzde 4,49’unu kamu personeline öderken, şimdi (2015) bu oran yüzde 5,52’ye yükselmiş durumda. Veya daha anlaşılır olsun diye söylüyorum: 2006 yılı orantısına göre söylersek, Devlet personel giderleri yılda 20 milyar lira daha fazla ödeniyor durumda. Tabii ki, burada özel sektörde ücretlerin enflasyon oranında bile artmadığını, ama kamuda bırakın enflasyonu, büyüme oranının bile üzerinde bir personel gider artışı olduğunu söyleyebilirsiniz.

Eğer kamuda personel gideri enflasyon oranında artmış olsaydı, 2016 yılında 129 milyar TL değil, 74 milyar lira olması gerekirdi. Enflasyon oranına göre ise kamu personel gideri yılda 55 milyar lira daha fazla olmaktadır.

Kamuda gider artışının sadece personelden kaynaklanmadığını da not düşelim ama.

***

İkinci büyük sorunumuz ise, az çalışıp çok uzun yıllar emekli oluyoruz. Emekli olunca da çok düşük maaş alıyoruz. Çalışırken aldığımız maaşın yüzde 35’i... Eskiden yüzde 65’iydi.

20 milyon çalışanın 11 milyon emekliye bakma imkanı elbette olamaz. Bu sistemin yürümeyeceği aşikar. Hatta bugün emeklilerin nerede ise büyük kısmı kayıtsız çalışıyor. İşte bu sistemin değişmesi gerekiyor.

Asgari emekli maaşı kalkacak ki, adaletsiz sistem değişecek. Ne kadar prim-o kadar maaş. Ekstra durumda devlet kasasından elbet verecek, ama 50-60 yaşında değil...75-80 yaşında. Sayın Bakanım çalışmak isteyenlerin yolunu açın. Bunu sizden bekliyoruz.

Yorum Yap
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
Yorumlar (23)
Yükleniyor ...
Yükleme hatalı.