Kanal İstanbul için rakamları hatırlıyor musunuz? 5 milyar dolara yapılır diyenden tutun da, en son 74 milyar liraya biter diyene de rastladık.
Kanal’dan elde edilecek gelir için ise yıllık 1 milyar dolardan 15 milyar dolara kadar rakamlar havada uçuşmuştu.
Mesela, İstanbul-İzmir Otoyolu ve Osmangazi Köprüsü için de değişik maliyetler söylediler. İlk olarak ihalede 6,5 milyar dolar denilmiş ama Cumhurbaşkanı Erdoğan açılış kurdelesini keserken 11 milyar dolar diye ilan etmişti. Daha sonra Binali Yıldırım bu maliyeti eklemelerle beraber 14 milyar dolara yükseltti.
Ne gerçek maliyeti biliyoruz, ne de gerçek ödeme yükümlülüğümüzü.
Bakın YSS Köprüsünde 4 yıl daha kimseye söylemeden işletme süresini uzatmadılar mı? Yani müteahhit hiç yokken köprüden 4 yıl daha para toplayacak.
***
Bugüne kadar KÖİ projelerinde pek tartışılmayan bir konuya değinmek istiyorum.
Açıklanan maliyetler kısmına...
Şu nedenle.... Çanakkale Köprüsü 2,5 milyar euroya mal olmuş, yan yollarla vs 4 milyar euroya çıkmış ama Hazine garantisi 3,5 milyar euroymuş vs hikayeler anlatılıyor.
Burada doğru olan nedir; biliyor muyuz?
Bakın bir örnek vereyim: Japonlar açıkladığı için biliyoruz.
Osmangazi Köprüsünü Japon firma 1,2 milyar dolara yaptığını açıkladı. Biz buna TEM bağlantı yollarını eklediğimizde maliyet 1,3 milyar dolara çıkıyor. Tamamı kredi kullanılsa yüzde 5 dolar faizinden 1,43 milyar dolar ediyor (1,5 milyar dolar diyelim).
İşte size gerçek fiyat.
Bir başka gerçek fiyat daha söyleyelim: FSM Köprüsünü de aynı Japon firma yapmıştı. O dönemki 286 milyon dolar maliyetin bugünkü karşılığı fazlası ile 500 milyon dolar ediyor.
Oysa teknoloji ilerlediği için daha ucuza mal ediliyor ama olsun biz yine de fazla eklemeler yaparak 500 milyon dolar diyelim.
Şimdi bu iki örnekle diğer köprüleri kıyaslayabiliriz.
Sizce YSS Köprüsü’nün yapım maliyeti 800 milyon doları geçer mi? Ya da Çanakkale Köprüsü 1,5 milyar dolar geçer mi?
***
Bu rakamlar önemli.
Maliyet rakamları yüksek açıklandığında, geçiş ücretleri makulleştirilmiş oluyor. Bu çabayı özellikle Çanakkale Köprüsü’nde görüyoruz.
Tekrar soralım: Daha düşük maliyetli Osmangazi Köprüsü ücreti 50 dolar oluyorsa, daha yüksek maliyetli Çanakkale Köprüsü nasıl 17,5 euro (yani 19,5 dolar) oluyor?
Bu işte bir terslik yok mu?
***
Şimdi konumuzu maliyet-gelir üzerinden YSS Köprüsünde analiz edelim.
Köprü maliyetini 3,3 milyar dolar açıkladıklarında yıllık 800 milyon dolar Hazine garantisi makul mü geldi?
O zaman yeniden hesaba bakalım ve YSS Köprüsünün 800 milyon dolar yapım maliyeti üzerinden soralım: 1 yıllık Hazine garantisi ile 1 köprü yapılabilir mi? Böyle bir Hazine garantisi verilir mi? Verilirse, kim nasıl verir?
***
Bakın bütün bu gerçekleri bugün öğrenemeyeceğiz. Ülkede iktidar değişmezse hiç öğrenemeyeceğiz.
O nedenle diyorum: İktidarın o koltuktan kalkması epey zor... Hesap oldukça kabarık.
O hesabı ödemeden hiçbir yere gitmek yok.
KURU FASÜLYEDEN GAZ ÜRETENLER
Geçen hafta HALK TV’de Neden-Sonuç Programına bağlanan Prof. Dr Uğur Emek Çanakkale Köprüsü hakkında bazı açıklamalarda bulundu. Kendisinin programa bağlanması ve köprü verileri hakkında bilgi vermesi için ve de KARAR Gazetesi’nde yazmasını ben rica ettim.
Kendisi de kırmadı ve hem gazetede yazdı, hem de TV’de benim programımda açıklamalarda bulundu.
Seda Selek’in “Osmangazi Köprüsünde günlük 40 bin araçlık Hazine garantisi dolmazken Çanakkale Köprüsüne 45 bin araç garantisi nasıl verilir” soruna hocamız tıpkı KARAR Gazetesi’ndeki yazısındaki gibi cevap verdi.
“Eser Siyasetinin” ülkeyi nasıl batırdığını anlattı.
Evet, bu KÖİ projeleri evlatlarımızın geleceğini satan projeler. Gösterişi bol ama geliri olmayan projeler. Bazıları da gereksiz projeler.
Her baba evladının geleceğini düşünerek gelecek satışını sorgulamalıdır.
Fakat muhtemelen sosyal medyadan bir kesit alınarak cümlenin bütününe bakmadan Ahmet Hakan Hürriyet Gazetesi’nde Hocanın resmini de koyarak hedeften vurmayı denemiş.
Oysa daha kısa süre önce benzer durumu kendileri yaşamışlardı. Doğalgaza gelen zam üzerine ihtiyaç sahipleri için kuru fasulyeden doğalgaz üretmeyi öneren bir program yapmışlardı. Ve kendisi cümlenin bir yerinden alınıp hedefe konulduklarında, aslında öyle değil diye yazı yazmak zorunda kalmıştı. (Ve de öyleydi)
Neden ders almaz ki...