MUSİAD’ın geleneksel iftar programı Başkan Nail Olpak’ın konuşması ile başladı. Olpak, gelir adaletsizliği üzerine konuşurken “Dünyanın bir ucunda fiyatlar düşmesin diye üretim fazlası gıdalar denize dökülürken, diğer ucunda bir lokma yiyecek bulamayan insanlar açlıktan ölmeye devam ediyor. Biz bu düzene mecbur değiliz” dedi. Sonra konuşmaya Cumhurbaşkanı Erdoğan geçti. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan da konuşmasını gelir adaletsizliği üzerine kurdu: En zengin 100 kişinin 3,5 milyar kişinin varlığına eşit geldiğini, dünyanın yüzde 99’unun kalan yüzde 1’i için çalıştığını belirterek “Bu adaletsiz sistemin yürümeyeceğini” ifade etti. Cumhurbaşkanı Erdoğan da “Bu kadar büyük bir adaletsizliği dünya kaldırmaz” dedi.
***
Bir not: Yıllardır MUSİAD’ın yayınladığı ekonomi raporlarını okurum. Hiç kırmadan, incitmeden ‘daha iyiye nasıl gideriz’ diye bolca uyarı ve yol gösterici raporlardır. Ama bu raporların çoğunun Ankara’da pek sevilmediğini de bilirim. “MUSİAD kim ki bize yol gösteriyor” diyenler çok fazladır. Ama tarih MUSİAD’ı haklı çıkardı...Biz de yeniden hatırlatalım “dost acı söyler.” Değil mi?
***
Şimdi gelelim ülke meselemize. Şu gelir dağılımı olayına yeniden bakalım:
A-) 09 Aralık 2014: OECD, Türkiye’nin gelir dağılımında kaydettiği ilerlemeye karşın, üyeleri içinde servetin en adaletsiz biçimde paylaşıldığı Meksika’dan sonra en kötü ikinci ülke olduğunu açıkladı.
B-) 21 Mayıs 2015’de ise OECD, üye ülkelerin büyük bölümünde zengin ve yoksul arasındaki uçurumun son 30 yılın en yüksek oranına ulaştığını belirterek, en adaletsiz ülkelerin sırası ile Şili, Meksika Türkiye, ABD ve İsrail olduğunu paylaştı.
C-) Forbes Dergisi Türkiye’de dolar milyarderi sayısının kur etkisi ile 33’den 31’e düştüğünü açıkladı. Listeye göre ülkemizde en zengin 100 kişinin varlığı 94,7 milyar dolar. Bir başka ifade ile Türkiye’de milyar doların üzerinde serveti olanların sayısı 30’un üzerinde.
D-) İsviçre’de açılan gizli hesaplardaki para miktarına göre yapılan sıralamada Türkiye 3,5 milyar dolar ile 23. sırada. Gizli hesaplar dikkate alındığında Türkiye’de “korkunç bir gelir eşitsizliği” olduğu anlaşılıyor.
E-) Bankalarda 1 milyon liranın üzerinde mevduat bulundurulan hesap sayısı 2012 yılında 47 bin iken Mayıs 2016’da 94,5 bine yükseldi.
F-) Credit Suisse tarafından 2014 yılında yapılan “Refah Raporuna” göre 2000 yılında refahın yüzde 67’sini elinde bulunduran en zengin yüzde 10’luk kesimin payı 2014 yılında yüzde 77,7’ye yükseldi. Refah payında en zengin yüzde 10’un payı Rusya’da yüzde 84,8 ile zirvede. Hemen arkasından en kötü ülke olarak Türkiye ikinci sırada geliyor.
D-) Credit Suisse Raporuna göre 2002 yılında Türkiye’de en zengin yüzde 1’lik kesimin payı yüzde 39,4 iken 2014 yılında bu pay yüzde 54,3’e yükseldi. Fakat 2002-2014 arası Türkiye’de yüzde 1’in payı yüzde 43 yükselirken Rusya’da bu oran yüzde 25 oldu. Yani Türkiye’de zenginlerin daha zengin olma hızı Rusya’dan daha yüksek.
E-) Türkiye İstatistik Kurumunun (TÜİK) “Yoksulluk Çalışması 2014” göre kişi başı günlük 2,15$ altı harcaması olan fert oranı 2007 yılında 0,52 iken 2014 yılında 0,03’e gerilemiştir. Kişi başına 4,3 dolar harcaması olan kesim ise 2007 yılında yüzde 8,41 iken 2014 yılında yüzde 1,62’ye gerilemiştir. TÜİK’in çalışmasına göre 2003 yılında açlıkta yoksulluk oranı yüzde 1,29 iken, gıda ve gıda dışı harcamaları içeren yoksulluk sınırının altında olan kesim yüzde 28,12 seviyesindeydi.
***
Kısaca ülkemizde son 10-15 yılda açlık ve fakirlik oranı azaldığı gibi zenginlerin sayısı ve zenginliğin oranı da oldukça fazla arttı. Ne oldu; kafanız mı karıştı? Biraz daha açıklamaya çalışalım:
Mesela son 15 yılda ülkemizde ücretler genel düzeyi ne oldu diye sorduğunuzda verilen cevaplar: 1-Asgari ücret yüzde 43 civarı reel arttı (2015). 2- Memur maaşlarında ortalama reel artış yüzde 40’lara geldi. Ve bu cevaplardan siz Türkiye’de ücretlerin reel arttığını sanıyorsunuz. Oysa ülkemizde son 15 yılda çalışanların geliri artmadı; hatta reel olarak azaldı.
Orta ve orta üstü maaş alan özel kesim resmen çöktü. Asgari ücretli kazandı ama okuyup değer oluşturan özel sektörde ücretler çok ciddi eridi. Ve toplamda çalışmak (özel sektörde) kazandırmadı, kaybettirdi.
İşte gelir dağılımında da olan böyle oldu. Zenginlerimiz servetlerine milyarlarca dolar yeni servet katarken fakirlerimiz de artık günlük 1 doları bulabiliyor. Anlayacağınız rahmetli Özal’ın kurduğu “Ortadirek” çökerken fakirlik azaldı.. Olan budur.