İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener dünkü grup toplantısında, “Bu tiksindirici borcu bizden değil, Erdoğan’dan alacaksınız” dedi.
AK Parti Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Erdoğan ise “Biz iktidar olduk ve bizden önceki borçlanmaları ödedik... Siz de ödeyeceksiniz” diye cevap verdi.
Devlette devamlılık esastır
Eğer bir işin parası önceki iktidar ihale etti diye ödenmez ise o devlet işlemez. Özellikle uzun süreli işlerde bu tür aksaklık tarihi hata olur.
Ama burada bahsedilen borçlar açısından bazı tasnifler yapmak gerekiyor.
Mesela AK Parti iktidara geldiğinde devletin borcu çok yüksekti ve bu borçlar ödendi. Ama devletin o borçları Millete olan borçlardı, yani birkaç müteahhide değildi.
Devlet birkaç müteahhide bağlanmamıştı.
Bugün muhalefetin ‘ödemeyiz’ dediği borçlar nedense bütün büyük ihaleleri alan birkaç müteahhitten başkası değil.
AK Parti iktidara geldiğinde de şaibeli borçlar vardı. Hatırlarsanız 98-99 yıllarında elektrik sorunumuz var deniliyordu. O zamanlar birim elektrik maliyeti 5-6 sent seviyesindeyken mesela Ünal Aysal’ın bir santraline 365 gün 24 saat kuralı içerisinde 29 sent üzerinden alım garantisi verilmişti.
Ve böyle daha nice santrallere...
AK Parti bu borçları da ödedi. Ama dönemin Enerji Bakanı Cumhur Ersümer’i de Yüce Divan’da yargıladı.
İşte o yargılama gerekçesi: “Türkiye aleyhine anlaşma ve uygulamaların yapılmasına yol açtığı, devlet alım satımına fesat karıştırdığı, uyguladığı yanlış ve usulsüz enerji politikaları nedeniyle kamuyu zarara uğrattığı ve görevini kötüye kullandığı iddiası”.
Acaba;
Yeni bir iktidar gelse ve mesela Türk Telekom’un özelleştirilmesinde Hariri Ailesi’nin alıp götürdüğü milyarca doları sorgulasa, yargıya taşısa...
Yeni iktidar 3. Havalimanında müteahhitlere ihale sonrası yapılan 5,5 milyar euro kıyağın hesabını sorsa...
Yeni iktidar Kuzey Marmara Otoyolu ihalesini kazanan firmalara toplamda 10 milyar dolara yakın ek kıyak çekecek ‘işletme süresini uzatma’ kararını Yüce Divana taşısa...
Yeni iktidar 1,5 milyar dolara mal olan Osmangazi Köprüsüne 13 milyar dolar Hazine garantisini kimin ve nasıl verdiğini hesaplasa ve hesap sorsa...
Yeni iktidar yapım maliyeti 10 milyar dolar civarında olan Şehir Hastanelerine nasıl oluyor da 100 milyar dolar (tahminen) Hazine garantisi veriliyor diye bir sorgu sual mekanizması çalıştırsa...
Ya da 100 milyona ihale edilen işin daha sonra iptal edilip 300 milyona muhteşem müteahhitler listesinden birine gittiğine baksa...
Bütün bu işlerin dışında yine müteahhit-siyaset ilişkileri mesela. Havalimanı ihalesi ile medya satın alımı gibi... Ya da şans oyunları ile medya el değiştirmesi gibi...
Kısaca o kadar çok örnek var ki... Meral Akşener’in “tiksindirici borç” tanımı çok önem kazanıyor.
Acaba “tiksindirici borç” kısmına Londra Tahkim ne der?
Burası da çok önemli.
Bütün bunların dışında şimdi yeni bir iş daha var: Kanal İstanbul
Değişik değişik rakamların ortada uçtuğu, alırken ucuz ama satarken pahalı örneklerin geride örnek olduğu bir düzende hangi muhalefet bu borcu öderim diyebilir?
Zaten bir kısım vatandaş Kanal İstanbul’un borcunu öderim diyen partiye de oy vermem diyor.
Muhalefet ne yapsın?
Seçmen böyle istiyor.