İktisat bilimi daha henüz emekleme çağındaydı.
Malthaus Fransa’yı gezdiğinde temel kazancın kapısı olarak tarımı görmüştü. Toprak en değerli varlık olarak nüfus arttıkça bulunmaz nimet olacaktı.
Malthaus’un teorisi tutmadı...Toprağın değeri nüfus artışı ile gerçekleşmedi.
Gerçi ülkemizde bu teori sonuna kadar tuttu diyebiliriz. Ama toprak ekilip-tarım ürünü almak açısından değeri artmadı. Tam tersine tarımdan kopartılıp üstüne beton dikmek için değeri arttı.
Malthaus yaşasaydı herhalde teorisinin Türkiye’de tuttuğunu ama tarım açısından değil, inşaat açısından gerçekleştiğini görürdü. Ve ne derdi inanın bilemiyorum....
***
Teorisi tutmayan biri daha vardı. Ricardo’yu demiyorum...Hani sanayileşme ile sanayi kapitalinin değer birikimi ile yaşanmaz dünya olacağını söyleyen K. Marx. Ona göre de işçiler fakirleşecek, zenginler uçacak ve çatışma başlayacaktı.
Marx’ın teorisi de toprak ülkesi Rusya’da karşılık buldu. Devrim Rusya’da oldu.
Ama bugün ne toprağın değeri, ne de sanayinin değeri gelir adaletsizliğinin merkezi olmadı. Bugün gelir adaletsizliği sonucu yaşanmaz bir dünya oluştu.
Ve bunun ana nedeni
finansallaşma ...
***
Oxfam 2015 yılında şunu demiş: “Dünyadaki en zengin yüzde 1’lik kesimin varlığı, 2009’da yüzde 44 iken, 2014’te yüzde 48’e yükseldi.”
Oxfam Genel Müdürü Winnie Byanyima, “Dünyadaki en zenginle diğerleri arasındaki uçurum hızlı bir şekilde büyüyor”.
Ya 2016 yılında ne diyorlar?
“Zenginlerle fakirler arasındaki gelir eşitsizliğinin artarak devam ettiğini belirten Oxfam, 2016 yılında dünyanın yüzde 1’lik nüfusuna denk gelen 70 milyon kişinin dünyanın geri kalan yüzde 99’undan (Yaklaşık 7 milyar insan) daha fazla servete sahip olacağını açıkladı.-
Oxfam’ın raporuna göre 62 “süper zenginin” toplam serveti, dünyanın nüfusunun en fakir olan yarısından daha fazla olduğu belirtildi. Bir yıl önce, dünya nüfusunun en fakir olan yarısının serveti, 80 “süper zenginin” servetine denk geliyordu.”
***
Ben asıl geçen yıl ki rapora dikkat diyorum. Bakın ne demişler 2017 yılında:
Oxfam’ın verilerine göre, dünyanın en zengin sekiz kişisinin serveti, dünyanın yarısını oluşturan 3.6 milyar nüfusun servetine eşit.
Kurum, eğer eşitsizlikle mücadele etmek için gereken önlemler bir an önce alınmazsa bireylerin öfkesinin daha çok büyüyeceğini, ABD’de Donald Trump’ın başkan seçilmesi ya da İngiltere’nin Avrupa Birliği’nden ayrılmak için referandumda Brexit’ten yana tavır alması gibi köklü siyasi değişikliklerin olacağını söylüyor.
Şirketlerin ve hükümetlerin sadece rekabet etmemesi gerektiğini, aynı zamanda çalışan hakları için işbirliği yapması gerektiğini vurgulayan rapor, zenginlerin vergi cennetlerini kullanmasının eşitsizliği körüklediğini aktarıyor.
***
Gelir dağılımı hakkında farklı kuruluşların farklı raporları yayınlanıyor. Ama nerede ise tek ortak noktaları gelir dağılımındaki uçurumun artmış olması.
Gelir dağılımındaki bozukluk ne mi getiriyor?
İki dünya savaşı öncesine bakın...Seçimlerden-savaşlara kadar.
Ülke liderlerinin profili krizler sonrası değişiyor. Savaşlar-çatışmalar artıyor. Sonuçta pasta bölüşülmeden fakirler ölüyor.
Sanırım dünya yeni bir iradeli lider arıyor. F. D. Roosevelt gelir mi bir daha bilmem ama gelmezse Hitler benzeri liderlerin geleceği çok açık.
Tarih böyle söylüyor.