Altta benzin fiyatını görüyorsunuz. Mayıs seçimlerine giderken benzinin litre fiyatı 19,30 liraydı. Bugünkü zamla beraber benzin artık 41,2 lira oldu.
Çünkü o günden bu yana 3 şey değişti.
1- Petrol fiyatı 73 dolar seviyesinden 82 dolara kadar yükseldi.
2- Dolar/TL 19,70 liradan 30,80 liraya çıktı.
3- Akaryakıt vergilerine zam yapıldı
Normalde petrol ve dolar/TL kuru değişimi benzin fiyatını 34 lira civarına taşıması gerekirdi. Lakin 41 liraya yükselen fiyat akaryakıttaki sabit ÖTV artışından geldi. Ve böylece benzin fiyatı 2 katın üzerinde artmış oldu.
Seçime giderken oluşturulan yalancı cennet akaryakıt fiyatlarında mecburen kaldırıldı. Toplum seçim sonrası gerçeklerle mecburen yüzleşti ama bir enerji kaleminde hala sanal cennet devam ediyor.
Yine altta grafikte gördüğünüz gibi bu yalancı cennet elektrik fiyatlarında oluşturuldu. Normalde elektrik fiyatını üretici maliyeti ve satış fiyatı belirliyor. İşte o EPİAŞ üretici fiyatının üzerine iletim-dağıtım-kayıp/kaçak ve vergiler eklenerek vatandaşa satılan nihai fiyat oluşuyor. Lakin 2022 yılından beri elektrik satış fiyatı kamuca destekleniyor.
Muhtemelen ve hatta çok büyük ihtimaldir ki bu yerel seçimlerden sonra elektrik fiyatında da piyasaya dönüş olacaktır. Bu ne demek diye öğrenmek isterseniz yine grafik üzerindeki bilgilerden yola çıkarak izah edeyim: Elektrik fiyatlarına en az yüzde 90 ama normale dönüş için ise en az yüzde 175 zam yapılması gerekiyor.
Seçimlerden sonra hep beraber göreceğiz. (Not edin)
Ve son tablomuz. Bunu da daha önce paylaşmıştım; Erdoğan’ın Cumhurbaşkanlığı döneminde kim kazandı-kim kaybetti?
2014-2023 döneminde gelirden alınan payın dağılımında görülüyor ki Erdoğan döneminde sadece ve sadece en zengin yüzde 5’lik kesim kazanmış. Toplumun gerisi hep kaybetmiş.
***
Bu tablolara göre sormamız gereken soru maalesef yine aynı. Millet zamlara-parasızlığa-fakirliğe rağmen neden siyasi tercihinde değişime gitmiyor? Neden boş tencere iktidarı etkilemiyor?
Burada benim öngörümün farklı olduğunu biliyorsunuz ama yine de tekrar edeyim: “Erdoğan ‘taban sınıfa’ çok hakim ve onları çok iyi yönetiyor. Terör, beka, vatan-millet vs ile taban sınıf adeta diğer herkesi hain görür oldu. Özellikle din ve milliyetçilik kullanılarak ekonomi dışında bir bağımlılık oluşturuldu.
Burada eski yanlışların da büyük katkısı var tabii. Mesela artık bu kesimlere laikliğin ne kadar da önemli olduğunu asla anlatamıyorsunuz.
Dikkat ederseniz toplum parti değişimini de yine Cumhur İttifakı içinde yapıyor. Mesela YRP ve ZP yanında ekonominin ana çözüm merkezi DEVA şimdilik o ilgiyi görmüyor. Toplumdaki radikalleşme eğilimi çok yüksek. Çünkü realite kaybı birey gibi toplumlarda da oluşabiliyor.
Ne zaman ki ekonomi öne çıkar ve toplum ekonomiyi önemser, anlarız ki realite oluşmaya başlamıştır.
Aksi halde altta verdiğimiz grafiklerde görüldüğü gibi sanal cennetler vs hiç önem arz etmiyor.