Önce şu notu düşeyim: Bundan önceki Ekonomi yönetimi Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın fanteziye varan ekonomi düşüncelerini uyguluyorlardı.
Orada dünyanın ve bilimin tam tersine giden bir anlayış vardı.
Türkiye büyük batışa vardı varacaktı ki, Mehmet Şimşek bakanlığa geçti. Ve dedi ki “İrrasyonel dönem bitti”
Yani akla-bilime geri döndük.
Diyeceğim o ki Mehmet Şimşek’e eleştirilerimiz aynı yöndeki yanlış tercihlerdir. Nureddin Nebati olsun Şahap Kavcıoğlu olsun Erdoğan’ın fantastik düşüncelerinin akıl dışı tercihleriydi. Ne yönü vardı ve de bir akıl-bilim temeli…
***
Şimdi gelelim eleştirilere…
Önce şu notu da ekleyelim: Eğer Mehmet Şimşek ilk geldiğinde enflasyon oranına yakın bir faiz dengesi kursaydık bu şoku bu derece yaşamazdık. Mesela ilk faiz artımı 20-25’lerden başlasaydı bugün belki de 50’ye gelmezdik ama asıl mesele bundan sonraki fatura. Adeta 1 yılı kaybettiğimiz gibi ödeyeceğimiz faturayı da artırdık.
Gelelim diğer dengelere.
Şimdi diyoruz ki “dezenflasyon dönemine girdik”.
Evet, bu doğru ama ne kadar doğru?
Zaten hedeflediğimiz enflasyon yüzde 38… İyi de Mehmet Şimşek zaten enflasyonu 39’dan devralmıştı. Ama burada asıl tartışımız nokta 2025 yılı. Yani enflasyonda baz etkisi bitince 38’den aşağı nasıl geleceğiz ve de ne kadar geleceğiz?
***
Şimdi diyoruz ki, “Bakın hem enflasyon düşüyor hem de ekonomide canlılık devam ediyor. Yani büyük sorun yaratmadan enflasyonu düşürüyoruz.”
Ve bazı ekonomik veriler veriyoruz.
1-Enflasyon düşüyor diyoruz ama gerçek enflasyonu kimse bilmiyor. Her nedense Mehmet Şimşek kendisine bağlı TÜİK’in gerçek enflasyon için şeffaflaşması konusunda bir cümle etmiyor.
Sahi gerçek enflasyon nedir?
2-İşsizlik azalıyor, çalışan sayısı artıyor diyoruz… Hafta başında yazdım: TUIK’e göre artan çalışan sayısı SGK kayıtlarında görülmüyor. Hatta SGK kayıtlarına göre çalışan sayısı artmadığı gibi tam tersine azalıyor.
Sahi gerçek istihdam ne?
3- Cari işlemler açığı -57 milyar dolardan -25 milyar dolara gerilemiş. Müthiş başarı… Diyorlar…
Bakın cari işlemler açığı -57 milyar dolarken altın ve enerji hariç cari denge +44,3 milyar dolardı. Oysa şimdi altın ve enerji hariç cari denge +40 milyar dolar.
Grafikte göreceksiniz. Dış ticarette ve cari dengede yaşanan iyileşmenin nerede ise tamamı altın ve enerji ithalatından geliyor. Yani cari işlemlerde ekonomik aktiviteye dayalı hiçbir iyileşme yok.
Sahi gerçek cari denge nedir?
***
İşin özeti şu: Maalesef henüz baz etkisi dışında enflasyonda başardığımız bir durum olmadı. Evet, enflasyon düşecek ama istenen seviyeye düşecek mi? Ya da bu enflasyon düşüşü için ödeyeceğimiz fatura ne olacak?
Şu ana kadar Mehmet Şimşek’in verdiği başarı rakamları maalesef gerçeği yansıtmıyor. Bakalım gerçekle yüzleştiğimizde ne olacak?