Önceki gün Turkuaz Medya’nın davetinde Hazine ve Maliye Bakanı Lütfi Elvan ekonomiye dair açıklamalarda bulundu.
Sanırım bu açıklamaların ne anlama geldiğini oradakiler ya çözemedi ya da görmezden geldiler. Veya biz yanlış anladık.
Gelin beraber söylenenleri ve anlamlarını irdeleyelim:
L. Elvan : “Türkiye’nin makroekonomik ve finansal istikrarı güçlendirilip; sağlıklı, dengeli ve sürdürülebilir bir büyüme hedefliyoruz. Bu hedefin gerçekleşmesi için, düşük enflasyon ve kur istikrarına önem veriyoruz.”
Uygulamada ise maalesef bu söylenenin tam tersi yapılıyor. Nasrettin Hocanın borç ödemek için komşunun koyunlarının tüylerine tel çekmesine benziyor. Makroekonomik ve finansal istikrar adeta tamamen devre dışı bırakılmış ve seçimlerde nasıl oy alırız politikasına dönülmüş durumda.
Bu politika ile dengeli ve sürdürülebilir bir büyüme olmayacağını daha geçen hafta İSO Başkanı Erdal Bahçıvan net şekilde kamuoyuna açıklamıştı.
Merkez Bankası’nın enflasyonun altında bir faiz politikası ile hızlı indirimlere gitmesi, Ülkemizde finansal istikrara katkı vermek yerine tersine finansal istikrarı bozucu politikanın bizzat kendisi olmaktadır.
Lütfi Elvan açıklamasında yapılması gerekenleri izah ederek bir bakıma uygulamanın ne kadar tersten gittiğini de ortaya sermiş oldu.
L. Elvan : “Hükümetin ihracatı desteklemek için yüksek döviz kuru hedeflemiyor. Türkiye dalgalı kur rejimi uygulamaktadır ve kurun değeri piyasada belirleniyor. Bir ülkedeki rekabet artışı; verimlilik, yani üretkenlik artışından; inovatif kabiliyetlerinizden; teknolojiyi üretme ve kullanma becerinizden gelir.”
Lütfi Elvan’ın bu açıklamasına rağmen Merkez Bankası Başkanı Kavcıoğlu açık açık cari işlemler fazlası vererek piyasaların dengeye kavuşacağını söyledi. Hatta bu yolda bir süre kur artışının da olabileceğini ifade etti.
Cari işlemlerin kur üzerinden dengeye geleceğini ve bu sayede kur dengesinin de sağlanacağını açıklayan Merkez Bankası Başkanı Kavcıoğlu’nun tersine Hazine ve Maliye Bakanı böyle bir politikanın olmadığını açıkladı.
Dalgalı kur rejiminde kurun değeri piyasada belirlenmesine rağmen Merkez Bankası’nın faiz kararları ile bir bakıma istenen kur seviyesi de ilan edilmiş olmaktadır. Negatif faiz politikasına dönen Merkez Bankası bir bakıma TL’nin cazibesini de azaltmış olmaktadır.
Lütfi Elvan tıpkı ISO Başkanı Erdal Bahçıvan gibi rekabetin kur üzerinden bir başarı getirmeyeceğini, asıl rekabetin bilim-teknoloji ile olacağını ilan ederek bugün uygulanan politikanın temelsiz kaldığını da açıklamış oldu.
***
Dün Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı basında çıkan haberleri yalanladı ve Lütfi Elvan’ın istifa etmeyip, görevinin başında olduğunu açıkladı.
Açıklamanın Lütfi Elvan yerine Cumhurbaşkanlığı tarafından yapılması ilginç oldu. Çünkü Merkez Bankası Başkanı’nın politikası ve açıklamaları ile buradaki kadro değişimlerine ortaya bazı rahatsızlıkların çıktığı kamuoyuna yansımıştı.
Hatta Elvan’ın sert kur hareketleri olsun, piyasalardaki ani dalgalanmalarda dahi adeta ketum davranması ve ortaya çıkmaması ilgiyle izlenen bir meseleydi.
Aylarca adeta sessizliği oynayan Elvan nihayetinde ortaya çıkmış ve uygulanan politikaların tersine açıklamalarda bulunmuş oldu. Galiba aylarca süren sessizliğe de en net cevabı bu şekilde vermiş oldu.