Bu bir kriz değil, aynı zamanda kriz+bunalım= buhran diyordum.
Nüfus büyümesini çıkartmamız gerekiyor. Hatta kredili büyümeyi de bir kenara ayırmamız lazım. Bakın 2017 yılına... KGF üzerinden yaşanan yüzde 7,5 büyüme işsizliği azalttı mı?
Aslında 2016’dan beri adı konulmamış bir ekonomik sıkıntı içerisindeyiz. Hatta bu sürenin içinde bir kriz dalgası da yaşadık. Bütün bu zaman dilimi içinde işsizlik tek haneden çift haneye geçti ve bir daha geri düşmedi.
İşsizlik için ayrı bir tespitte bulunuyoruz. İki önemli nokta var: 1- İşsiz sayısı ve işsizlik oranı; 2- İşsizlik süresi.
Hatta şunu söylemeliyiz: Uzun süreli daha düşük işsizlik, kısa süreli yüksek işsizlikten daha derin sorunlara yol açıyor. O nedenle süreli işsizliğin toplumsal sorunlarını iyi gözlememiz ve çözüm bulmamız gerekiyor.
Bakınız dün evlilik ve boşanma verileri açıklandı. Kriz süreçlerinde evlenme oranları düşüş yaşıyormuş. Mesela 2001 krizini karşılaştıracak 2000 yılı verisi yok. Yine de 2002 yılında evlenme sayısı yüzde 6,28 düşüş göstermiş. 2003 yılında ise ekonomi düzelince evlenme sayısı 2002 yılına göre yüzde 10,84 artışa geçmiş.
Sonra ne mi oluyor? 2009 yılında küresel kriz evlilik sayısını yüzde 7,82 düşürüyor. Sonraki yıllarda ise aynı seviyelerde bir evlilik sayısı söz konusu.
Geliyoruz son 3 yıla. 2017-2018-2019 yıllarında evlenme sayısı sürekli düşüyor. Bu 3 yılın ortalama evlenme sayısı, önceki 3 yılın ortalamasına göre tam yüzde 7,34 daha az olmuş.
Şöyle söyleyelim: 2014-15-16 yıllarında yılda ortalama 599 bin evlilik yapılmış. Bu sayı 2017-18-19 yılları için ortalamada 555 bine gerilemiş. Önceki yıllara göre yılda 44 bin evlilik gerçekleşememiş.
Durun daha bitmedi. İşin bir de boşanma tarafı var. Krizlerde boşanma sayılarında da artış var. 2009 krizinde boşanma sayısı 2008 yılına göre yüzde 14,55 artış gösteriyor.
Biz yine yıllık yerine 3 yıllık ortalamadan bakalım: 2014-15-16 yılları ortalamasında yılda 129 bin 636 boşanma yaşanıyor. Bu sayı 2017-18-19 yılları için yılda ortalama 142 bin 344’e çıkıyor.
Evlenme sayısı son 3 yılda yüzde 7,34 azalırken, boşanma sayısı da yüzde 9,80 artış gösteriyor. Böylece net evli kalanların oranında yüzde 12,07’lik bir gerileme yaşanıyor.
İşin bir de iller bazında boyutu var.
Mesela Türkiye’de evlilik sayısı son 3 yılın ortalamasında önceki 3 yılın ortalamasına göre yüzde 7,34 düşüyor ama bu düşüş İstanbul’da yüzde 9,52.
Büyük illerde durum aslında benzer. Ankara’da evlilik yüzde 7,07 ila Türkiye ortalamasına yakın gerçekleşirken, İzmir’de yüzde 8,20 ila daha yüksek düşüş var.
Bursa’da ise evlilik oranlarında düşüş çok daha sınırlı. Sadece yüzde 4,18 gerileme var. Konya, Ş. Urfa, Mersin, Kocaeli, Diyarbakır, Manisa benzer özellikte. Buralarda evlilik oranlarındaki düşüş yüzde 5,0 civarlarında.
İstanbul ve İzmir’in ardından Adana yüzde 8,72, Gaziantep yüzde 8,40 evlilik düşüşü ile dikkat çekiyor. Ama büyük illerde rekor yüzde 14,93 düşüş ile Van ilimizde.
Erzurum, Ağrı, Sivas, Zonguldak, Yozgat, Muş illerimizde de evlilik sayıları çift hane düşüş yaşamış.
İyi ama hiç mi iyi illerimiz yok. Mutlu mesut olan illerimiz ise sadece bir kaç tane. Mesela Çanakkale’de evlilik sayısı yüzde 1,96 artış gösteriyor. Bu ilimize Şırnak ve Osmaniye illerimiz de ekleyebiliriz.
Gelelim il bazında boşanma değişimine.
Türkiye genelinde son 3 yılda ortalama boşanma önceki eş döneme göre yüzde 9,80 artıyor. Büyük illerimizde boşanma sayısındaki düşüş oranı daha düşük. İstanbul’da boşanma yüzde 8,69 artışla Türkiye genelinin gerisinde kalıyor. İzmir -%6,60; Ankara -%8,85; Antalya -%7,72; Bursa -%7,69 boşanma sayısı düşüşü ile yine ülke genelinin altında bir oranda kalıyor.
Boşanma sayısındaki büyük artış daha çok küçük illerde. Mesela Şırnak önceki 3 yıla göre boşanma sayısı 94’ten 146’ya çıkıyor. Hakkâri’de ise 39’dan 56’ya. Ama asıl büyük sorun Van ve Diyarbakır’da. Bu illerde boşanma sayısı yüzde 35,5 ve yüzde 35,0 artıyor. Dikkat ederseniz bu illerde sayı da daha yüksek.
Bir başka sorunlu il ise Kocaeli. Yıllık 2913 olan boşanma sayısı yüzde 23,6 artışla 3600’e çıkıyor.
Kahramanmaraş, Hatay, Gaziantep, Tekirdağ, Mersin, Aydın illerimizde de hem sayı büyük hem de boşanma oranındaki artış yüksek.
Son söz: Ekonomik bunalımı ya da buhranı sadece işsizlik üzerinden islemeye gerek yok. Açıklanan büyüme oranları, yükselen borsa, düşen faiz vs. göstergeler aileye yansımıyor.
Aileler sıkıntıda ve bunalımda. Düğünler azaldı, boşanmalar arttı. Acaba nereye gittiğimizin farkında mısınız?