“Son günlerde Türkiye’de ilginç tartışmalar yaşanıyor. İslamcılık veya Mavi Marmara olayı bu işin merkezinde. Ama bence merkez hiç de buralarda değil.
Yukarıda gelişmeleri biraz tarihsel ve içeriksel olarak izlediğinizde bu tartışmaların aslında merkezinin içeride de olmadığını anlayabilirsiniz. Veya yönetim gücü olarak merkezin ülke dışında olduğunu görebilirsiniz.
Türkiye, enerji üzerinden yeni bir politik gelişme zeminine gidiyor. Bu zeminde de vakit git gide yaklaşıyor. Artık zeminin oluşması gerekiyor.
Zaman azaldı.
İsrail ile siyaset üstü bir enerji anlaşması imzalanıyor.”
Bu satırlar 27 Nisan 2017 tarihli “İsrail ile siyaset üstü anlaşma ne durumda?” başlıklı yazımdan...
***
“Biliyorsunuz... İsrail deniz sahasında doğalgaz buldu. Şimdilik 900 milyar metreküpten fazla bir rezerv var. Bu deniz sahasının ise Filistinlilere ait olduğu belirtiliyor. Tabii ki, silahı ve gücü olan hukuk-adalet dinler mi?
Peki, Türkiye bu işin neresinde?
Karar Gazetesi’nde İsrail ve doğalgaz konusunda çokça habere rastlayabilirsiniz. Bu haberlerin nerede ise tamamı İsrail kaynaklı. Onca görüşmeye rağmen Türkiye tarafından elle tutulur bir haber-açıklama gelmiyor.
İsrail tarafından yapılan açıklamalara göre bu anlaşma “siyaset üstü” olacak. İsrail gazı Kıbrıs-Türkiye üzerinden dünya piyasasına açılacak.
İsrail enerji piyasasında köprü ülke Türkiye olacak. İşte bu aşamada Kıbrıs’ta çözüme ulaşılması gerekiyor. Yaklaşık 1,5 yıldır el altından hızlandırılan Kıbrıs görüşmeleri de bu yüzden yapılıyor. Bir an önce çözüm bulunmalı ve Kıbrıs üzerinden İsrail gazı Türkiye’ye gelmeli.
Buraya kadar bir sorun var mı?
Bence tek sorun var. Bu gelişmeler Türkiye’de de kamuoyu ile paylaşılmalı. Hatta bazı noktalar tartışılabilir ve daha avantajlı olabiliriz. Ama maalesef Türkiye’de İsrail ile el altından süren enerji işbirliği anlaşmaları hakkında kamuoyuna bir bilgi verilmiyor. Biz de haberleri İsrail tarafının açıklamaları ile kamuoyuna aktarabiliyoruz.”
Bu satırlar ise 23 Mayıs 2017 tarihli “İsrail Aşkı!” başlıklı yazımdan....
***
KARAR Gazetesinde defalarca İsrail ile el altından süren gaz görüşmelerini okuyucularımıza aktardık. Bütün haberler nerede ise yabancı kaynaklardandı. Türkiye tarafından hiçbir akış gelmiyordu.
Düne kadar....
Dün Anadolu Ajansı (AA) İstanbul’da süren 22. Dünya Petrol Zirvesinden haber geçti:
İsrail Enerji, Altyapı ve Su Kaynakları Bakanı Yuval Steinitz, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Berat Albayrak ile iki ülke arasındaki doğalgaz boru hattının inşa sürecini görüştüklerini belirterek, “Dört tur görüşmenin ardından, aramızdaki görüşmeleri hızlandırmaya ve bu yıl sonundan önce Türkiye ve İsrail arasındaki boru hattının inşa edilmesini sağlayacak hükümetler arası çatı anlaşmayı tamamlamaya karar verdik.” dedi.
Ne diyelim.
Hayırlı olsun...
YA BÜYÜME NE OLACAK?
Türkiye’de kamuoyuna ne kadar bilgi açıklanıyor?
Ya da, açıklanan bilgiler ne kadar doğru?
TÜİK sadece Ak Parti Hükümetleri döneminde GSYH hesabını iki kez revize etti. 2006 revizyonunda GSYH’mız eski seriye göre kağıt üzerinde 127 milyar dolar artırıldı. 2016 yılı revizyonunda ise, bu sefer 137 milyar dolar daha hesap değişimi ile GSYH’mıza ekledik. Hesap revizyonları olmasaydı 2015 yılı ekonomik büyüklüğümüz 856 milyar dolar değil, 592 milyar dolar olacaktı.
İŞ-KUR istihdam seferberliği başlayalı beri “Aylık İstatistik Bültenleri” yayınlamıyor. Zaten istihdam seferberliğinde tarlaya çıkan kayıtsız çiftçiler bile resmi açıklamayı karşılamıyor. Havalar iyileşince tarlasına çıkan çiftçinin TOBB’un istihdam seferberliği ile ne alakası olabilir?
Veri ve bilgi açıklama ile gerçekler arasında sayısız örnek verebilirim. Ama uzatmayacağım...
Konuyu bağlayalım: Dün KARAR Gazetesinde artan mevduat yarışını frenlemek için Ankara’nın bankacılarla yaptığı görüşmelerden bir bilgi aktardık. Bilgiye göre, bankacılara “Kredi Garanti Fonu üzerinden verilen kredileri azaltın-bitirin” tarzında telkinde bulunulmuş. Resmi olarak KGF kredilerini kestiklerini kimse ilan edebilecek yükümlülüğe giremezdi. Bir bankacı dostum “Zaten eskiden ödenmeyen KGF kredilerinde 3-4 gün içinde ödeme yapılıyordu, şimdi niye verdin, kime verdin gibi zorlaştırıcı sorular başladı” diyor.
Aslında iş daha büyük ya...KGF’nin ödenmeyen batıkları kime kalacak dersiniz?
Dün yine Dünya Gazetesinde Türkiye Bankalar Birliği Başkanı Hüseyin Aydın’ın açıklaması var. Kredilerde yılın ilk yarısında 100 metre maraton gibi koştuklarını belirterek, artık maratona dönüleceğini söylüyor.
Bu açıklamadan benim anladığım şu: Artık kredi muslukları eskisi gibi açık olmayacak. Tıpkı bizim kulis haberimiz gibi... Elbette resmi olarak kimse KGF üzerinden kredilerin kapandığını ilan edemeyecek. Ama artık KGF kredisi zor...İyi de o zaman kredisiz (az kredi) ekonomi ile yıl sonunu nasıl getireceğiz? Varın siz düşünün.