Gerilerken ilerlediğimizi söylemek ve bunu bir başarı olarak satmak büyük maharet olmalı.
Mesela 2023 hedefini 2 trilyon dolar söyleyip sonra da 1 trilyon dolar ile milleti yetindirebilmek.
Henüz 1 trilyon dolar da gerçek değil zaten. Sadece geçen yıl 2023 yılı için 875 milyar dolar konulan OVP hedefi, şimdi 925 milyar dolara yükseltildi. Yani hedef bile 1 trilyon dolar değil.
Ama olsun yine de 1 trilyon dolara inmek büyük başarı!
Kişi başına 25 bin dolar söyledikten sonra 10.700 dolar hedeflemek bile apayrı bir şey. Dünyanın en büyük ilk 10 ekonomisi hedefinden sonra 16. sıradan 20. sıraya gerilemek nasıl izah edilebilir?
Evet, büyük bir başarı var.
Bu başarı ise başarısızlığın başarı olarak ifade edilmesinden başka bir şey değil.
Millete dünyada oyun kurucu güçlü Türkiye iması çizerken “göçmen politikasının finansını yönetiyoruz” demek bile önemli.
Bakınız sadece dolar bazında zayıflamıyoruz. Yani 2008 yılında 11.018 dolar olan kişi başına geliri 2023’de 10.700 dolara düşürmeyi bile sadece hedefleyebiliyoruz. Çünkü şu anda gelirimiz 8.597 dolar.
Hadi buna “bizim dolarla işimiz yok” diyelim. Yani zaten 2002-2012 arasında da reel büyüme o kadar değildi. Doların değeri düştüğü (ya da TL’nin değeri arttığı) için öyle büyüdük diyoruz.
Evet, doğru.
2002-2012 arasında dolar bazında yüzde 270 büyüdük. Yani 238 milyar dolardan 878 milyar dolara artan bir gelirimiz oldu. Ama bu gelir artışının yüzde 200’lük kısmı dolar oyunundan geldi.
Gerçek reel gelirimiz 2002-2012 arasında yüzde 72,4 oranında artış gösterdi.
Lakin dövizin değer kazanması ya da TL’nin değer kaybetmesi de yine bir ekonomik başarısızlık sonucu oluşmuştur. Özellikle yurtdışında yaşayanlar açısından çok ucuz ama bizler açısından ise tam tersi çok pahalı bir ülke oluverdik.
Hatırlarsanız SSCB çöktüğünde eski Doğu Bloğu ülkeleri uzun yıllar bu süreci yaşamıştı. Yapısal çöküş faturasını tabiri caiz ise 15-20 yıl ödemişlerdi. Türkiye için henüz bir yapısal çöküş söz konusu değil ama ekonomik göstergeler bu yönde çok ciddi işaretler vermektedir.
Henüz yapısal çöküşe geçmedik ama gerileyen ülke durumunda olduğumuz da nerede ise her veride karşımıza çıkmaktadır.
Gerileyen ülke için sadece dolar bazında gelirin düşmesi mesele değildir. Bazen ilerlerken de gerilemiş olursunuz. Nasıl mı? Anlatalım...
Hatırlarsanız emsal ülkeler ve/veya bizim gerimizde yer alan ülkelerin gelir durumlarını Dünya Bankası verilerinden aktararak vermiştim. Bir çok Afrika ülkesinin gelirleri bile bizim daha çok üzerimizde artış gösterdi.
İşte ilerlerken gerilme tam da budur.
Yıllar içinde büyüme gösterirsiniz ama küresel havuzda siz aslında görece gerilemiş bir ülke olmuşsunuzdur.
Bunu Gürcistan üzerinden de anlatabiliriz. Mesela 90’larda Gürcistan bizim için çok ucuz bir ülkeydi. Ama artık değil...
Artık Gürcistan parası bile bizden değerli.
Hatta Bulgaristan bile daha kısa süre önce Türkiye’den daha gerideydi. Ama artık Bulgaristan bizim için lüks ülke konumuna geldi.
İşte oyun kurarken oyuna gelmek tam da buna derler.
Türkiye oyuna gelmiştir ve müthiş derecede fakirleşmektedir. Hem içeride vatandaşlar fakirleşmektedir hem de emsal ülkelere göre fakirleşmektedir.
Unutmayın ki bu fakirlik, biz ileri yaşlılar için bir sorun olsa da asıl evlatlarımız-torunlarımız için büyük meseledir.
Çünkü onlar hem ekonomik çöküşün hem de yapısal çöküşün faturasını ödeyeceklerdir. O nedenle bu genç arkadaşlara bir tek cümle söyleyebilirim: Sakın ola ileri yaşlıların siyasi tutkularına kapılmayın; geleceğinize bakın. KARAR sizindir.