Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) yeni hesap yöntemi ile ülkenin ekonomik büyüklüğünü hesapladı. Yeni hesaba göre toplamda 136 milyar 555 milyon dolar daha zengin olduğumuz ortaya çıktı. Bu hesap, TL bazında ise 384 milyar 892 milyon TL artışa işaret ediyor. Oran olarak ise, TL bazında yüzde 19,71; dolar bazında ise yüzde 18,98 daha zengin olduğumuzu bize gösteriyor.
Artık GSYH 720 milyar dolar değil; bizlerin de kişi başına geliri artık 9 bin 257 dolar da değil. Yeni hesaba göre GSYH’mız 2013 yılında 949 milyar doları gördü ve 2015 itibari ile 856 milyar dolara düştü. Kişi başına gelirimiz de dolar bazında 12 bin 480 dolardan 11 bin 014 dolara geriledi.
***
Yeni hesap ülke risklerini düşürdü
Yeni hesap, aslında ülkenin risklerini de çok aşağıya çekmiş oluyor. 2015 yılında iç borç stoku 474,2 milyar lira ile aynı kalırken, borcun GSYH’ya oranı yüzde 24,3 ediyordu. Artık o borç oranı, yeni hesapla artan GSYH dolayısı ile yüzde 18,4’e düşmüş oldu. Benzer bütün borç oranları da aynı şekilde düşerek ülke riskini önemli oranda aşağıya çekmiş oldu.
Keza dış borç stoklarında da yeni hesapla oranlar önemli bir nispi azalma yaşamış oluyor. Son verilere göre yüzde 60 sınırına dayanan dış borçlarda da 20 puana yakın düşüş yaşanmış oluyor.
Tabii ki bu işin bir de gelir tarafı var. Yeni hesapla devletin topladığı vergi oranları da aşağıya düşmüş oldu. Mesela 2015 yılında merkezi bütçeye toplanan 408 milyar liralık vergi miktarı, artık GSYH’nın yüzde 20,9’u yerine yüzde 17,5’i etmektedir. Bu demek oluyor ki devlet daha az vergi toplamıştır ve vergi oranlarında artışın yolu açılmıştır.
Kısaca ekonomiye ne gözle baktığınız önemli. “Yeni hesapla gelir artışı riskleri düşürdü, bu sayede borçlanma imkanı artıyor ve kamu daha etkin olabilir” görüşünü mü benimseyeceğiz? Yoksa daha çok vergi toplama imkanı mı oluştu diyeceğiz?
Ya da her ikisi de mi?
Zaman gösterecek. Farkında olmadan artan gelir, umarım farkına varacağımız vergi artışlarını beraberinde getirmez. Çünkü son 14 yılda devletin ekonomideki payı çok hızlı arttı. Özellikle de 2009 kriz sonrası adeta tek büyüyen sektör devlet oldu.
***
TÜİK’in yeni hesap serisine bir de sektörler itibari ile bakıyoruz. Sektörlerin büyüme hızları ile beraber ekonomideki paylarını da inceliyoruz.
‘Tarım Sektörü’ 2003 yılında GSYH’dan yüzde 11,3 pay alırken, bu pay 2015 yılında yüzde 6,9’a düşmüş görülüyor. Kısaca tarım sektörünün payı yüzde 4,4 oranında azalmış.
Bir diğer can alıcı sektör ise ‘İmalat Sanayi’. Hani üretemiyoruz dediğimiz sektör. İmalat sanayinin 2003’deki payı yüzde 19,5 oranındaymış. Oysa 2015 yılında imalat sanayinin de payı yüzde 16,7’ye düşüş göstermiş.
Bir diğer kayıp yaşayan sektör ise ‘Ulaştırma Sektörü’ olmuş. 2003 yılında payı yüzde 11,6 iken 2015 yılında yüzde 7,9’a gerilemiş.
Mikro bazda sektörlerin paylarını tek tek topladığımızda ortaya çok ilginç bir sonuç çıkıyor. Nerede ise bütün sektörlerde bir can kaybı yaşanmış. İnşaat sektörünün payı 2,9 puan artsa da bu artış sektörlerin nette 12,4 puan kaybına engel olmamış. Hatta TÜİK’in hesabına göre ‘Vergi ve Sübvansiyonların’ payında da yüzde 14,1’den yüzde 11,9’a düşüş yaşanarak 2,2 puanlık kayıp olmuş. Bu sayede makro ekonomide TL bazında yüzde 19,7 artış gösteren GSYH’mız, mikro bazda (sektörel bazda) 14,6 puan kan kaybetmiş görülüyor.
Sektörlerin azalan payları:
Tarım: 11,3’den 6,9’a -%4,4
Ulaştırma: 11,6’dan 7,9’a -%3,7
İmalat Sanayi: 19,5’den 16,7’ye -%2,8
Perakende: 13,8’den 11,5’e -%2,3
Kamu Yönetimi: 6,2’den 4,3’e -%1,9
Gayrimenkul: 9,1’den 7,7’ye -%1,4
Vergi-Sübvansiyon: 14,1’den 11,9’a -%2,2
GSYH’da payı artan sektörler ise; inşaat 2,9; kültür 0,6; mesleki bilim 0,6; konaklama 0,5; eğitim 0,5.
İşte bu sonuca göre sektörlerin payları nette 12,4 puan kaybederken, vergi-sübvansiyonlarla kaybın yüzde 14,6’ya çıktığı görülüyor.
TÜİK hesabına göre, alt sektörlerin paylarında nette 14,6 puanlık bir kayıp ortaya çıkarken, bu kaybın nereye gittiğini bulamıyoruz. İşte orası hesaplanmamış.
Belki de yeni hesap yapılırken yoğunluktan gözden kaçmış olabilir. Eğer sektörlerde kaybolan bu paylar bir yerlerde bulunursa haber verinde sevinelim. Olur mu?