Mehmet Şimşek’in yürüttüğü ekonomi programının iki temel ayağı var:
Fiyat istikrarı
Döviz istikrarı
Biz döviz istikrarına bakalım. Burada da iki temel hedef var:
Döviz girişini artırmak
Döviz çıkışını azaltmak
Döviz girişi konusunda son günlerde carry trade çok konuşuluyor. Yani sağlam-kalıcı bir döviz pozisyonu oluşmadı. “El altı taahhütlerle gelen vurgun parası var” deniliyor.
Gelelim ikinci kısma; yani döviz ihtiyacını azaltma noktasına. İşte burada dış ticaret devreye giriyor.
Önce güzel haberi vereyim: Geçen yıl mayıs ayında 12 aylık dış ticaret açığı 122,2 milyar dolardı. Aradan tam bir yıl geçti ve bu yılın mayıs ayında dış ticaret açığı 87,1 milyar dolara düştü. Dış ticaret açığındaki 35,1 milyar dolarlık iyileşme ve buna bağlı olarak cari işlemlerdeki iyileşme şu anda Mehmet Şimşek tarafından büyük başarı olarak dile getiriliyor.
Oysa gerçek öyle mi?
Evet, son bir yılda ithalatımız 29,2 milyar dolar düştü ve bunun yanında da ihracatımız 5,9 milyar dolar arttı. İşte bu sayede 35,1 milyar dolarlık dış ticaret iyileşmesi yaşadık.
Gelelim ithalattaki 29,2 milyar dolarlık düşüşe: Bunun 22,6 milyar doları tamamen enerji ithalatındaki azalmadan geliyor. Ayrıca altın ithalatında da 6,3 milyar dolarlık düşüş oldu ve böylece altın ve enerji ithalatı toplamda 28,9 milyar dolar geriledi.
Kısaca ithalatımızda ekonomik aktivite bağlı düşüş sadece 0,3 milyon dolar. Yani ithalatta değişen bir şey olmamış.
Gelelim ihracattaki 5,9 milyar dolarlık iyileşmeye: Burada da yine altın ve enerjiyi görüyoruz. Son 1 yılda enerji ihracatımız 2,0 milyar dolar artarken altın ihracatımız da 3,5 milyar dolar artış göstermiş. Kısaca ihracattaki 5,9 milyar dolarlık artışın da 5,5 milyar doları enerji ve altından geliyor. Ekonomik aktiviteye dayalı ihracat artışı sadece ve sadece 0,4 milyon dolar.
Makro veri olarak ifade edelim: Dış ticaret açığı 35,1 milyar dolar düşerken altın ve enerji hariç dış ticaret açığı sadece ve sadece 737 milyon dolar iyileşmiş.
Bu arada şu notumuzu da düşelim. Hani Mehmet Şimşek’te söyledi ya “tüketimle büyüyoruz” diye… İşte geçen yıl mayıs ayında 37,8 milyar dolar olan tüketim malı ithalatı şu anda 51,8 milyar dolara ulaştı.
Acaba tüketim ithalatında bir kısılma oluyor da biz mi görmüyoruz; ya da bu ithal tüketim rekoru neyi ifade ediyor?
Dün, Ticaret Bakanlığı geçici haziran ayı dış ticaret verilerini açıkladı. Bayramın da etkisi ile ithalat -%4,06 ve ihracatta -%10,56 oranında geriledi. Lakin asıl bozulma yine altın ve enerji hariç durumda oldu. Altın ve enerji hariç dış ticaret açığı geçen yıl haziran ayında -1,0 milyar dolarken bu yıl -1,95 milyar dolara yükseldi. Böylece dış ticaret açığı 1,14 milyar dolar artarak 87,1 milyar dolardan 88,2 milyar dolara yükseldi.
Gelelim işin nihai faslına…
İTO’nun aylık 3,42 açıkladığı enflasyonu TÜİK 1,64 olarak ilan etti. İlk 6 ayda ise; Türk-İş Açlık Sınırı %31,5; İTO Fiyat Artışı %29,7 iken TÜİK 24,7 olarak ilan etti.
İşin özüne dönelim: TÜİK yargı kararına uymuyor ve bağlı olduğu Bakan Mehmet Şimşek’ten de çıt çıkmıyor. Ve herkes biliyor ki TÜİK enflasyonu gerçekleri yansıtmıyor.
Hakan Kara sosyal medyadan paylaştı: Mevsim etkilerinden arındırılmış İTO verileri yıllık %65-67 aralığında bir enflasyona işaret ediyor. Aylık enflasyon rakamları yüzde 4,0’ün altına hiç düşmüyor.
Durum ciddi.
Yani söylendiği gibi baz etkisi ile bir küçük düşüş olacak ama yıllıkta baz geçince ne olacak? Koç Üniversitesi tarafından yapılan çalışmalarda halkın enflasyon için verdiği rakam %113… Bu fiyat artışını tüketim malı ithalatı zaten gösteriyor.
Deli gibi, çılgın gibi tüketiyor ve deli gibi çılgın gibi fiyatlar şişiyor. Ama gerçek durum açıklanmıyor.
Bakın bir örnek daha vereyim: Özellikle son bir yılda Türkiye döviz bazında çok pahalandı. Karpuz örneğini vermiştim: 25 sent olan kilo fiyatı şimdi 50 sent.
İyi ama TÜİK dolar artışı civarında bir enflasyon açıklıyor. O zaman gerçek nedir?
Veya tersten soralım: Gerçek dışı bilgilere dayalı bir ekonomi programı ne kadar başarıya ulaşabilir?
Şimdilik baz etkisi ile bir hikaye anlatacaklar… İyi ama baz bitince ne olacak? Yerine ne konulacak?
Ne enflasyon da ne de dış ticarette kalıcı-yapısal bir iyileşmeden eser yok… Bu yanıltıcı bilgilerle bir de erkenden faiz indirirlerse ne olacak?
Son hatırlatma: Filme bilet almayı unutmayın…