Merkez Bankası 25 Temmuz’da 425 baz puan faiz indirimine gitti. Dolar 5,76’dan 5,65’e düştü... Bu düşüş 8 Ağustos günü görülen 5,45 seviyesi ile dip yaptı ve ardından yine ağustos ayının sonlarına yakın 5,85’in üzerine çıktı.
Dün Merkez 325 baz puanlık bir indirime daha gitti. Ve bu seferde dolar yine 5,76 seviyesinden 5,65’e düştü... Ardından nasıl bir hareket göreceğiz bilemiyorum.
Acaba piyasada bu dalgalanmanın nedeni yabancılar mı yoksa yerli yatırımcılar mı? Hangisi daha etkin?
12 Temmuz 06 Eylül arasında yabancılar borsada 442 milyon dolarlık hisse senedi satışı yapmışlar. Nitekim endeks 95 bin seviyelerine düşmesine rağmen dün itibari ile yine 100 bin sınırının üzerinde seyrediyor.
Yabancı yatırımcıların DİBS (Devlet İç Borçlanma Senetleri) yatırımları anılan dönemde 287,4 milyon dolar artı vermiş. Bu rakam toplam piyasa açısından nerede ise sıfır etki derecesinde. Yabancıların halen (06 Eylül) DİBS varlıkları 15,6 milyar dolar düzeyinde.
Gelelim işin yerli ayağına...
12 Temmuz haftasında (Faiz indiriminin kesinleşmesi açısından bu tarihi alıyoruz) 215,8 milyar dolar olan yabancı para mevduatı 06 Eylül haftasında 220,9 milyar dolara yükselmiş durumda. 16 Ağustos haftasında bu tutar 221,1 milyar doları görmüştü.
Bayram esnasında veya ilk faiz indiriminin ardından TL mevduatlarında bir artış gözlenmişti ama o da durdu.
Şimdi ne olacak?
Yani faiz indirimlerine gelen tepki bir iç-dış sermaye akımı ile izah edilemiyor. Bu nedenle faiz indirimlerinin kalıcı etkisi açısından henüz bir zemin oluşamıyor. Anlık sert hareketler ile piyasalar yoklanıyor ama bu yoklayış bir net girişle olmuyor.
İşte o nedenle çözmemiz gereken konu faiz oranı veya enflasyonun baz etkisinden daha ileri bir boyut taşıyor. Kısa süreli iyimserlik algısı karşısından uzun süreli maliyet ok daha yüksek olabilir.
Tabansız bir piyasa dengesi kuruyoruz ama bunun sonucu nereye varır bilemiyorum.