Ekonomide stok durum ve akım durumu vardır.
Bugün stok ve akım durumunda farklı bir noktadan bakacağız.
Mevcut stok durumda fabrikalar bulunuyor. Acaba bu fabrikaların çalışma kapasitesi nedir? Bütün mesele fabrikaları yüksek kapasitede çalıştırmak mıdır?
İlk anda bu çok önemlidir.
Mesela 2017 yılında Kredi Garanti Fonu üzerinden helikopter para dağıtıldı. Ve tüketimin ardına takılan fabrikalar yüzde 80’e varan kapasitede çalıştı.
Buradaki yüzde 80 kapasiteyi küçümsemeyelim. Mesela tarım sektöründe birçok tesis yılın 3-5 ayı çalışır. O nedenle ortalama kapasitenin yüzde 80’e gelmesi yüksek bir üretimi ifade eder. Hatta o aylarda bazı fabrikalar 3 vardiya bile çalışmıştı.
Sonra 2019 yılında yaşanan krizde kapasite kullanım yüzde 74’lere geriledi. Ve pandemi sürecinde de yüzde 70’in altına düştü.
Burada ne anlatmaya çalışıyorum?
Fabrikaların iyi bir kapasitede çalıştığı dönemde ülkemizde 28,7 milyon çalışan vardı. Yeniden o fabrikaları tam kapasite civarı çalıştırdığımızda yaklaşık olarak ulaşacağımız istihdam burası.
Yani stok durumdaki üretim kapasitemiz budur.
İyi de ya akım?
Yani Ülke olarak ilelebet o fabrikalarla kalamayız. Her yıl 1 milyon nüfus çalışma çağına giriyor. Bunların yaklaşık 550-600 binine yeni iş alanı açılması gerekiyor.
Yani yatırım gerekiyor.
Yani kalkınma gerekiyor.
Yani geleceğe umutla bakılan güvenli yatırım ortamı gerekiyor.
Acaba yatırım durumumuz nedir?
TÜİK yatırım olarak inşaatları da kayda ekliyor. Biz makine teçhizat yatırımına bakacağız.
En altta grafiğe bakın. Orada şunu görüyoruz: 2010 yılından 2015 yılına doğru istikrarlı sayılabilecek bir yatırım var.
Ama 2015 yılında yatırım durmuş.
Yani arabanın motoru stop etmiş.
İstikralı artıştan istikrarlı düşüşe geçmişiz.
O nedenle dünkü yazımda değindiğim konuyu yeniden hatırlatacağım: Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak’ın değindiği -V- çıkışı hayalden öte değildir.
Hayır, kapasite olarak yeniden eskiye çıkabiliriz ama ya yeni fabrikalar ne olacak? Yeni nüfus nerde iş bulacak? Ekonomik kalkınma ne olacak?
İşte oralar hiç umut vermiyor.
Yatırımı duran ülkede ekonomik gelecekten bahsedemeyiz.
Bakınız kısa geçmişe: 2017 yılında kredi genişlemesinde 3 vardiya çalışan fabrikalar bile yeni fabrika kurmaya gitmedi.
Yabancı yatırımcıları -gidiyorlar- diye suçluyoruz ama yerli yatırımcının da yatırım yaptığı yok.
Yatırımsız ülkenin geleceğini ise hiç düşünmeyin.