Döviz ihtiyacı ve egemenlik sorunu

İbrahim Kahveci

Eylül ayında ihracat %9,2 ve ithalat %41,5 artış gösterdi. Yılın ilk 9 ayında ise ihracat %17,1 artışla 188,2 milyar dolara ulaşırken ithalat %40,8 artışla 272,0 milyar dolara çıktı.

Geçen yıl ilk 9 ayda dış ticaret açığı -32,4 milyar dolarken bu yıl dış ticaret açığı -83,8 milyar dolara geldi. Böylece sadece dış ticaret açığında -51,4 milyar dolarlık artış oldu.

Kısaca bu yıl sadece ilk dokuz ayda dış ticaret açığı için 83,8 milyar dolar bulmamız gerekiyordu.

Peki bu dış ticaretten kaynaklanan dövizi nereden bulabiliriz?

-Turist gelsin ve bize döviz bıraksın diyorsanız o rakam kolay kolay bulunacak bir rakam değil. Bu yılın ilk 6 ayında turizmden 14,2 milyar dolar gelir elde etmişiz. Yılın kalanında bu rakam 40 milyar dolara çıksa bile geriye yine 40 milyar dolarlık bir açık kalıyor.

-Yabancıya konut satarak mı?

Bakınız sadece gelir tarafına bakmayalım... İşin bir de dış ticaret harici gider tarafı var. Mesela bize kimse borç vermiyor. Dış finansman kanalları adeta kapanmış durumda.

Borç alacak ne halimiz ne de borç vereceklere karşı sağlam görüntümüz kalmadı. Notlarımızın tamamı çöp seviyesinde.... Risk göstergelerimiz de iflas durumuna çok yakın...

Ama yurt içinde biz buna rağmen ekonomide uçuyoruz, şahlanıyoruz vs söylemlerindeyiz.

Dışarıda perişan halimizi içeride kurtuluş olarak satabiliyoruz.

Büyük başarı!!

***

Bu yıl artan enerji ithalat faturamız ilk 9 ayda 73,8 milyar dolara çıktı. Bunun yanında bir de dandik faiz politikası yüzünden altın ithalatımız da 14,2 milyar dolara yükseldi. Geçen yıl ilk dokuz ayda 37,5 milyar dolar olan altın ve enerji ithalatı bu yıl aynı sürede 88,1 milyar dolara çıkmış oldu.

Bu nedenle 12 aylık dış açık -44,4 milyar dolardan -97,5 milyar dolara yükselirken altın ve enerji hariç dış açık -9,1 milyar dolardan -15,2 milyar dolara yükselmiş oldu.

Dikkat ederseniz burada altın ve enerji hariç dış açığımız onca kur şokuna rağmen düzelmediği gibi bozulmaya devam ediyor.

Evet, sorun belli.

Yeni Ekonomi Modeli dedikleri şey her şeyi bozuyor. Bütün dengeler alt-üst oldu.

Ne kredi alacak notumuz var ne de döviz ihtiyacını azaltacak politikamız.

Peki bu dövizleri nereden bulacağız?

***

Cemal Kaşıkçı cinayet dosyasını S Arabistan’a verince döviz mi gelecek?

Ya da Putin enerji faturamızı veresiye defterine mi yazacak?

Her iki halde de ülkenin egemenlik hakları sorun olacak mı?

***

80’lerde 70 sente muhtaç Türkiye’nin tekrar aynı yere gelmiş olması ne acı...

Tek fark var: 80’lerde faturanın ne olduğunu bilen ve kabullenip çözüm arayan bir yönetim vardı (24 Ocak kararları)

Oysa şimdi ne sorunu bilen ne de sorunu çözmeye çalışan bir yönetim anlayışı var.

Bakalım sonumuz ne olacak?

Yorum Yap
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
Yorumlar (38)
Yükleniyor ...
Yükleme hatalı.