Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin en önemli özelliklerinden birisi hiç kuşkusuz ‘’sorumluluk üstlenilmemesidir.’’
Sorumluluk üstlenmeme durumu yönetimde en baştan aşağıya doğru sirayet ediyor. Bunun bir örneğini de dün Merkez Bankası Başkanı Şahap Kavcıoğlu’nun sunumundan öğrenmiş olduk.
Kavcıoğlu iki şey söylüyor:
1- Enflasyondaki yükselişin en önemli belirleyicisi döviz piyasasında yaşanan sağlıksız fiyat oluşumlarına bağlı davranışlar oldu.
2- Türkiye’de döviz alıp döviz satanın olmadığı bir noktada kurun yükselmemesi mümkün değil. Bunun faiz indirimiyle hiçbir alakası yok. Faiz indirimi yapmasaydık da bu sefer faiz artımı için baskıyla aynı şey yapılacaktı.
***
Enflasyonun yükselişi kurlar nedeniyle olmuş ise demek ki neymiş: Kurlar sebep-Enflasyon sonuçmuş.
Kurların yükselişi faiz indirimi ile alakasızmış; zaten yükselecekmiş.
İyi ama kurlar ne zaman yükseldi; buna bir bakarsak cevap aynı mı olacak?
İlk kur yükselişi Naci Ağbal yerine Şahap Kavcıoğlu getirildiğinde yaşandı.Sadece 1 gün önce 7,20’den işlem gören dolar/TL kuru, Şahap Kavcıoğlu ismi geldiğinde ertesi iş günü 8,40’ın üzerine çıktı.
Şahap Kavcıoğlu kurları nasıl sakinleştirdi: “Enflasyon düşmeden faizleri düşürmeyeceğini” açıklayarak.
Sonra kurlar yeniden ne zaman artışa geçti: Şahap Kavcıoğlu manşet enflasyon yerine çekirdek enflasyona bakacağını söylediğinde...
Yani piyasaya verdiği sözü tutmadığında...Ya da zaten eksik güven duygusunu tamamen kaybettiğinde.
Ve kurlar ne zaman patladı? Merkez Bankası faiz indirimlerine başlayıp, bu indirimleri çekirdek enflasyon bile yükselirken devam ettirdiğinde.
Ama siz yukarıda yazılanlara hiç bakmayın... Kurları aslında uzaylılar patlattı. Bizim kötü yönetim olarak hiçbir hatamız ve suçumuz yok.
Bakın dış güçler derlerdi eskiden. En büyük dış güç de BAE denen ülkeydi. Şimdi onunla da swap vs. her türlü para ilişkisine girmiş bulunuyoruz.
Demek ki, dış güçler de değilmiş.
Geriye bir tek uzaylılar kalıyor. Kurları uzaylılar patlattı diyelim ve defteri kapatalım.
Ama siz defteri kapatmayın; elektrik faturası var, doğalgaz faturası var... Bunlar kur artışından kaynaklı büyük zamlar. Siz o faturaları ödemeye devam edin lütfen.
Siz “ülkede döviz alım-satımı oluyorsa kurlar yükselir” mantığında bir Merkez Bankası yönetimi ile yaşadığınızı unutmayın. O Başkanı da oraya “Faiz sebep-enflasyon sonuç” düşüncesi ile kimin atadığını biliyorsunuz.
Kolay gelsin...
MESELE PARA
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu bir ihale serüvenini paylaştı. 3 milyar liraya yapılan ihale iptal edilmiş ve sonraki ihaleyi ilginçtir ki, Kalyon kazanmış. Pardon ihale bile olmamış, Kalyon’a verilmiş.
Hem de 9,4 milyar liraya...
Aslında bakarsanız benzer şekilde sayısız hikaye görebilirsiniz. Mesela Mardin-Diyarbakır demiryolu ihalesinde de 110 milyon lira daha yüksek fiyat vermesine rağmen ihalenin Cengiz’e gittiğini görürsünüz. Ya da Cengiz&Limak alamayınca iptal edilen Çukurova Havalimanı ihalesi mi?
Kuzey Marmara Otoyolu Kurtköy-Akyazı kısmında Cengiz&Limak işbirliğine ihale sonrası garanti ve işletme süresi uzatılarak sağlanan 3,9 milyar dolar mı? Ya da YSS Köprüsü bitiminden 5 yıl sonra tam devlete geçecekken verilen 4 yıllık fazladan işletim süresi ile geçilen 3,2 milyar dolarlık kıyak mı?
***
Açıkçası ‘dava’ diye satılan ama içinin tamamen ‘para’ dolduğu bir anlayış.
Siz yine davanıza sahip çıkın ama bilin ki bunun üstü paradan başka bir şey değil.
Size satılanın sadece dava olduğunu ne zaman öğreneceksiniz?