İktidarlar açısından seçmen hafızası tehlikelidir. Mesela, Tansu Çiller’in 2 anahtarı hala bekleniyor.
Hafıza önemlidir: Ne dedin ve ne oldu?
Örneğin Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan önceki akşam Bakanlar Kurulu sonrası şu açıklamalarda bulundu;
-”Cumhuriyet tarihinin en büyük demokrasi ve kalkınma hamlesi olan 2023 hedeflerine kararlılıkla ilerlediklerini” söyledi.
GERÇEK: 2023 hedefleri (1,5 trilyon $ gelir) ilk 2011 yılında GSYH 773 milyar dolarken dile getirilmişti. 2015 yılında GSYH kâğıt üzerinde revizyonla 242 milyar dolar artırılmasına rağmen halen 900 milyar dolar seviyesinde seyretmektedir. Türkiye dünya ekonomik büyüklüğünde de 16. sıradan 20. sıraya düşmüş oldu (Son 7 yılda).
Kısaca, hem rakiplerine göre hem de potansiyel büyüme gücüne göre 2015 yılından beri güç kaybeden ülkemizi 2023 hedeflerine en yakın durumda diye sunabiliyoruz.
-” Eskiden Türkiye olarak kendi vatandaşlarımızın ihtiyaçlarını karşılamakta, işinin, aşının, ekmeğinin sürekliliğini sağlamakta sıkıntı çekiyorduk. Dünyada işler yolunda giderken içerideki yönetim beceriksizlikleri sebebiyle bir anda milyonlarca insanın işsiz kaldığı, yüz binlerce esnafın kepenk kapattığı, herkesin yarınından umut kestiği, unutmayın, kara günler yaşadık. Bugün ise ülkemizi en sert küresel çalkantılardan en az kayıpla çıkarttığımız, gelişmiş devletlerin bile çaresiz kaldığı krizleri başarıyla yönettiğimiz, dünyanın yükselen değerlerini temsil ettiğimiz bir yerde duruyoruz.”
GERÇEK: Türkiye 1980 sonraki 1 yıllık ekonomik krizler yaşamış ama uzun süreli bunalım anlamına gelen ekonomik buhranı ilk kez AK Parti ile yaşamaya başladı. Şu anda Türkiye Büyük Buhranını yaşıyor ve bu buhran küresel ekonomiler çok daha iyiyken yaşanıyor. Hatta İSO PMI Endeksinin de gösterdiği gibi, şu anda Türkiye ekonomisini ayakta tutan tek tutunacak dalımız dış talebin, yani ŞER GÜÇLERİN bizden mal almasıdır.
İşsizliğe gelince;
1994 krizinde çalışan sayısı azalmamış ve işsizlik oranı %9,1 seviyesinde kalmıştır. Büyük kriz 2001’de ise işsiz sayısı 1 milyon 485 binden (2000 yılı) 2002 yılında 2 milyon 344 bine çıkmış ama işsizlik oranı %10,8’de kalmıştır.
Aslında tüm tabloyu aşağıdaki grafik veriyor: AK Parti öncesi 1980-2001’e kadar işsizlik adeta tek hanede kalmıştır. 2001 krizinde ise en fazla %11,0 oranı ile 2003’de tanıştık. Ama “TEĞET GEÇTİ” denilen küresel krizde işsizlik %14,0’e çıkmış ve 2015 yılında beri çift hanede seyreden işsizliğimiz 2019 yılında %14,7 ile rekor kırarken dış dünyada hiçbir sorun yoktu.
Yani sadece ve sadece bizim krizimizde %14,7 işsizlik ile rekor kırmış ülke olarak yukarıdaki açıklamayı okumanızı öneririm.
Ve lütfen o grafikte Başkanlık Sistemi ile İşsizlik Oranını iyi karşılaştırın. Çünkü Başkanlık Sisteminin fiili geldiği 2017’den beri ülkemiz yüksek işsizlik ve yoksulluk içinde kıvranmaktadır.
Rakamlar-grafikler bu tabloyu gözler önüne sermektedir.
-” Türkiye bir yandan dünyanın en büyük 10 ekonomisi arasına girme hedefiyle yatırım, istihdam, üretim, ihracat ve cari fazla yoluyla büyüme stratejisini kararlılıkla uygularken, diğer yandan da diplomaside merkez ülke konumunu güçlendirmektedir.”
GERÇEK: İlk 10 ekonomiyi bırakın ilk 20’den düşmek üzereyiz. Cari fazla vermeyi derseniz işte orası hepten çöküyor. Onca değersiz TL ve hayat pahalılığına rağmen Ocak ayı cari açığı son yılların büyük rekoru oldu. Aylık cari açık -7,1 milyar dolara, yıllık cari açık ise Aralık ayında -14,9 milyar dolardan ocak ayında -20,2 milyar dolara yükseldi.
Ben burada kesiyor ve daha açıklama yapmak istemiyorum.
GÖÇMEN KONUSU
2018 yılında göçmenleri ülkelerine göndereceğiz açıklamasında bulunan Recep Tayyip Erdoğan, önceki akşam muhalefeti göçmenleri ülkelerine gönderecekler diye eleştirdi.
Sanırım ülkemizin göçmen politikası da Sayın Cumhurbaşkanımızın düşünce değişimlerine göre şekilleniyor.
İşte durum öyleyse vah halimize.
VE SON:
Aslında sayısız hafıza sorunu gerektirecek durum yaşıyoruz. Mesela bir kısım ekonomist ve gazeteciler dolar 10 lira olacak dediler diye dolar 14 liraya geldiğinde yargılanıyorlar.
Ammaaaa...
2019 yerel seçimlerine günler kala AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Mahir Ünal Gaziantep’te “Göreceksiniz, dolar seçimden sonra 5 liranın altına düşecek” dedi.
Ve Türk Adaleti... Dedikleri gerçekleşen ekonomist ve gazetecileri yargılarken.... Öngörüsü çıkmayan siyasetçileri seçmenin hafızasına bırakmış oluyor.
Dolar 5 liranın altına düşmedi ama 15 liranın üzerine çıktığını da not edelim.
***
Umarım hafızanızı çalıştırdığınızda şok yaşamıyor ve ortama alışıyorsunuzdur. Aksi halde açıklamaları sindirmek ve gerçeklikle bağ kurmaya çalışmak sağlınızı tehlikeye atabilir.