Dün yeni bir reform paketi açıklayan Hazine ve Maliye Bakanı Albayrak şöyle dedi: “Daha adaletli bir vergi sistemi için, gelire göre artan oranlarda vergilendirmeyi daha etkin hale getireceğiz.”
Aslına dün bir reform paketi açıklanmadı. Resmen devlet olarak Milletten para toplama paketi açıklandı.
İşsizlik fonunun özellikle bu son seçimde nasıl kullanıldığını biliyoruz. Adeta seçim finansman fonu oldu. Şimdi yeni bir fon daha geliyor: Kıdem Tazminatı Fonu...
Ayrıca bireysel emeklilik sistemi de zorunlu hale geliyor. Yani sözleşme hürriyeti vs bitti sanırım. Devlet, zorunlu BES uygulayarak buradan da kaynak toplayacak.
Biz yeniden artan oranlı vergi sistemine dönelim.
Gelir Vergisi Tarifesi 2019 verileri:
18.000 TL’ye kadar %15
18.000-40.000 arası %20
40.000-148.0000 arası %27
148.000+ ise %35
Şimdi 2007 yılına bakalım. O yılın 12 aylık ortalama enflasyon endeksi 140.03. Bu yılın ilk üç aylık enflasyon endeksi ise 399,86. Yani aradan geçen süre içerisinde enflasyon %185,5 artmış.
2007 yılında ilk vergi dilimi 7.500 TL. Bugün ise 18.000 TL. Artış oranı %140,0. Kısaca yüzde 15’lik ilk vergi dilimine giren ücretli aslında 21.500 TL’den sonra ikinci vergi dilimine girmesi gerekirken, 18.000 TL’den sonra yüzde 20 vergi ödüyor.
Hem de bu oran sadece enflasyon üzerinden hesaplanmıştır. Oysa ülkenin büyüme oranı, ya da artan refahtan pay alma anlamında düşünüldüğünde daha da yüksek olmalıydı.
Gelelim asıl meseleye...
Yüzde 20 vergi dilimi 2007 yılında 19.000 TL’ye kadardı.Şimdi (2019) bu tutar 40.000 TL. Yani artış sadece %110,5. Oysa enflasyonun %185,5 olduğu bu sürede vergi dilimleri enflasyonun çok altında artırılmış.
Size şöyle bir örnek vereyim:
2007 yılında idare eder bir maaş alıyorsunuz. Brüt ücretiniz 2.500 TL. Ve aradan geçen süre zarfında brüt ücretiniz yine sadece enflasyon oranı kadar (%185,5) artırılmış. Bakalım elinize geçen ücret ile geçmesi gereken ücret ne oluyor?
2007 yılı:
2.500*12=30.000 TL
İlk 7.500 TL’ye %15 üzerinden 1.125 TL
Sonraki 19.000-7.500 arası için 2.300 TL
Ve kalan 30.000-19.000 arası için de 2.970 TL vergi ödüyordunuz. Yani toplam vergi 6.395 TL ile brüt ücretinizin yüzde 21,3’ü ediyordu.
Gelelim 2019 yılına. Maaşınız (brüt) sadece enflasyon oranı kadar arttı ve 7.137 TL’ye çıktı.
7,137*12=85,650 TL
İlk 18.000 TL’ye %15 üzerinden 2.700 TL
Sonraki 40.000-18.000 arası için 4.400 TL
Ve kalan 85,650-40.000 arası için de 12.325 TL vergi ödüyordunuz. Yani toplam vergi 19.425 TL ile brüt ücretinizin yüzde 22,7’si ediyor.
Gelin hesabı tersten de yapalım:
Eğer vergi dilimleri enflasyon oranında artırılsaydı ilk dilim 18.000 lira yerine 21.500 lira olacaktı ve ilk verginiz 3.225 TL olacaktı. İkinci vergi dilimi ise 54.250 TL olacağı için orada da 6.550 TL vergi ödeyecektiniz. Ve son verginiz de %27 üzerinden (85.650-54.250 farkı) 8.478 TL olacaktı. Böylece toplam ödenecek vergi 18.250 TL’de kalacaktı.
Kısaca mesele şu: Bugün vergi dilimleri o kadar az artırıldı ki, her ücretli hemen bir üst vergi dilimine girmektedir. Hatta asgari ücretli bile yılın 9. ayından sonra yüzde 20 vergi dilimine giriyor.
Hükümet asgari ücretliyi kanunla koruyup vergisini az tutuyor ama ya biraz okumuşların durumu ne olacak?
Hatta biraz daha fazla okumuşlar!
İşte onların vay haline... Vergi üstüne vergi ile eziliyorlar.
Ülkelerin kaderini bu orta sınıf denilen kesim belirler. Genellikle parti değiştiren, doğruyu arayan bu kesimdir. Hataları cezalandıran, takım tutar gibi parti tutmayan bu kesimdir.
Nitekim son seçimlerde de bunu gözlüyoruz.
Ve Sayın Bakan Berat Albayrak yeni reform paketi ile tabiri caiz ise biraz okuyan meslek-kazanç gruplarına müjdeyi verdi:
-Kurumların vergisi düşecek
-Gelir vergisinde artan oran daha etkin hale getirilecek.
Geçmiş olsun...