Cebimize para konulmasın yolumuz açılsın yeter

İbrahim Kahveci

Dün, Sabancı Holding Sanayi Grubunun yıllık toplantısındaydım. Sanayi grubu, 2017 yılında yüzde 15 büyüme hedefliyor. 18 bin çalışanın olduğu sanayi sektöründe, grubun karı 780 milyon lira.

Evet, evet sadece 18 bin çalışan ile elde edilen kar 780 milyon lira. Benim dikkatimi çeken nokta burası oldu. Oysa, Sabancı Grubu sanayide son yıllarda çok önemli değişim ve büyüme içerisinde. Sadece Kordsa’nın geliştirdiği kompozit ürünü hayran edecek türden. Çelikten çok daha fazla dayanıklı, ama çelikten çok daha hafif bir ürün. Uçak lastiklerinde, elektrikli araba pillerinde vazgeçilmez olarak kullanılıyor. Hatta askerlerin kaskları bile bu ürün kullanıldığında bir devrim olacak.

Ya Temsa...Dünyada sınıfında bir numara elektrikli otobüsler üretiyor. Amerikalı öğrencileri yakın zamanda kamyondan bozma otobüsler yerine, Temsa’nın yeni otobüslerinde göreceğiz.

Siz hiç Çanakkale’den Amerika’ya çimento satılır diye düşünebilir misiniz? Valla adamlar yapıyor ve satıyor...

Grup, sanayide üniversite işbirliği ile genç ve dinamik bir yapıda büyüme hamlesi içerisinde. Rakipler pazar kaybederken, onlar pazar paylarını artırıyor.

İyi, güzel... Bakın her şey yolunda değil mi?

Ama 2016 yılında sanayide büyüme sağlayamamışlar. Çünkü Türkiye’de ekonomi daralma yaşadı. Dinamik ve yenilikçi ekip en azından küçülmeyi önlemiş. Zaten 8,3 milyar ciro ve 18 bin çalışan ile elde ettiğin kar 780 milyon lira ise daha beklenir ki.

***

Son yazılarımda TOBB başta olmak üzere, TUSİAD’a İSO’ya, ASO’ya veya diğer sanayi ve ticaret odalarına seslenip duruyorum:

Ekonomide ciddi sıkıntılar yaşanıyor ve çözüm yolunda maalesef iyi gitmiyoruz. Eli taşın altında olan sizlersiniz. Fabrikalarınız ve işletmelerinizde binlerce-milyonlarca insana siz iş veriyorsunuz. Ekonomide yaşanan sorunları bire bir siz yaşıyorsunuz. Masa başında kesilen saçma sapan ekonomi teorileri ile sorunlar her gün daha da artıyor.

Konuşun... Öneri getirin.. Ortak noktalar ve çözümlere hep beraber gidelim.

Toplantılarınızda ‘ben daha fazla överim’ yarışını bırakın artık. Sorunları ve çözümleri hep beraber kamuoyuna taşıyalım. Yoksa yarın konuşacak bir şeyimiz kalmayacak.

***

Bakınız, 2016 yılında 18 bin çalışan ile, hem de dünyada çok önemli patentler alan bir grup sadece 780 milyon lira kar elde edebiliyor. Bu çok acı bir tablo...(Sanayide 780 milyon karın amortisman gibi giderler düşüldükten sonra geldiğini biliyoruz)

Dün, bankaların ilk 9 aylık değerlendirme sonuçları geldi. 211 bin çalışanın olduğu sektörün karı 29 milyar lira. Sanayide çalışanın kişi başına karı 43 bin lira; ama bankada çalışanın kişi başına karı 140 bin lira...

Bakınız burada illa da banka karına karşı değilim. Bu ülkede bu kadar emeğin harcandığı sanayideki bu az kara karşıyım. Bir sanayi bu kar oranı ile dönemez... Kendini yenileyemez..

Hani yukarıda iş dünyası konuşmalı dedim ya. Sabancı Sanayi Grup Başkanı Mehmet Hacıkamiloğlu’na bu karın neden düşük olduğunu ve nasıl artırılabileceğini sordum. İnanın hiç beklemediğim bir cevap geldi. 18 bin çalışandan sorumlu sanayici Mehmet Hacıkamiloğlu şunu dedi:

Cebimize para koymasınlar...Yolumuz açılsın yeter.

***

Cümleyi biraz açalım mı? Mehmet bey Türkiye’de teşviklerin çok olduğunu, iyi para verildiğini söylüyor. Ama gerçek soruna ve çözüm yoluna ışık tutuyor. Diyor ki; “Türkiye karayolu araçlarında, havayolunda ve de demiryolunda çok ciddi ithalat gerçekleştiriyor. Bu ithalatta biz yabancı firmalara bir miktar yerli malı kullanma zorunluluğu getirebiliriz. Mesela uçak alırken, Türkiye’den parça kullanım zorunluluğu getirilebilir.”

Gördünüz mü?

Tek kuruş devletten para çıkmıyor. Kimseye ek maliyet gelmiyor. Sadece yerli malı desteğini ithalatta bile kullanarak sanayicinin yolu açılabilir.

***

Bazı okurlar diyor ki; “önerin nedir?” Yeniden yazayım:

12 Aralık 2016’da TÜİK “Arz ve Kullanım Tabloları, Girdi-Çıktı Tabloları, 2012” yayınladı. Bakınız, üretimde İmalat Sanayinin payı yüzde 30,0 ila açık ara birinci (İnşaat %10,4 ila ikinci). Demek ki neymiş: Üretim desteklenecek...

İkinci nokta ise şu: Ekonomik faaliyetlere göre girdi-çıktı oranlarına bakıyoruz: 0,83 ilan elektrik-gaz (enerji) birinci sırada. Yani ekonomiyi destekleyeceksen en önemli kalem ENERJİ.

Şimdi diyeceksiniz ki “elektrik yok kardeşim, elektriğin olmadığı yerde enerji politikası mı olur?” Yine de yazalım: Türkiye 11,8 dolardan 35 milyar dolar ödediği doğalgazı artık 4,6 dolardan 15 milyar dolar ödeyerek alıyor. Kur 2,0 liradan 3,9 liraya çıksa bile doğalgaz fiyatı TL bazında 23,5 liradan 18,0 liraya düşüyor. Hala yüzde 25 indirim imkanı var.

İran’dan 1,9 milyar dolar ve yüzde 13,3 indirimi tahkimde kazandık. 2012’de verdiğimiz dava şimdi sonuçlandı. Sizce bu indirimler Türk Halkına yansıtılacak mı? Sanayici desteklenecek mi? Cevabı size bırakıyorum....

Yorum Yap
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
Yorumlar (24)
Yükleniyor ...
Yükleme hatalı.