Geçen yıl Ankara’nın bütçesi 600 milyar lirası vergilerden olmak üzere toplamda 685 milyar TL gelir toplamayı hedefledi. Ve geçen yılın ocak ayında 56,5 milyar lira ile aylık hedef yakalanmıştı.
Şöyle söyleyelim: Bir yıl 12 ay ise bir aya düşen pay %8,3 ediyor. Geçen yılın ocak ayında da genel bütçe hedef gelirinin %8,3’ü alınmıştı.
Şimdi gelelim bu yıla.
Bu yıl devletimiz Ankara için 867 milyar lira para toplamayı hedefliyor. Bu paranın da 756 milyar lirası vergilerden alınacak.
Ocak ayında 96,5 milyar lira gelir ile hedefin %11,1’i şimdiden tahsil edilmiş oldu. Ama bir farkla...
Ocak ayı tahsilatını “Kamu Bankalarından Elde Edilen Temettü G.” başlığı altında gelen 33 milyar 767 milyon TL kurtardı. Programda 20 milyar hedeflenen bu gelir, Merkez Bankası karının temettü avansı ödemesi öne alınarak sağlandı.
Gelelim işin vergi kısmına.
Bu yıl devlet 756 milyar lira vergi toplamayı hedefliyor. Ama ocak ayında sadece 55,7 milyar lira vergi toplayabiliyor. Geçen yıl ocak ayında hedeflenen vergi gelirinin %,87’si toplanırken, bu yıl sadece yüzde 7,4’ü toplanabiliyor.
Neden mi?
Mesela asgari ücret yüzde 26 artıyor ama ücretlerden kesilen vergi sadece yüzde 13,5 artıyor. Burada iki ihtimal var: 1- Maaşlı çalışan sayısı çok ciddi oranda düştü ve vergi ödeyenler azaldı. 2-Asgari ücret arttı ama onun üstündeki ücretler nerede ise hiç artmadı. Belki de iki şık birden gerçekleşti.
Sonuçta ocak ayı bütçe verileri çalışanların toplamda çok fazla kaybettiğini gösteriyor.
Gelelim diğer vergilere...
Dahilde alınan KDV geçen yıl ocak ayında 8,2 milyar lira iken bu yıl 7,8 milyar liraya gerilemiş. Ama asıl büyük darbe Özel Tüketim Vergisinde. Geçen yıl ocak ayında 11,5 milyar lira toplanan ÖTV’den, bu yıl aynı ayda 10,6 milyar lira alınabilmiş. Oysa 2019 yılında 162,5 milyar lira ÖTV tahsil edileceği plana konulmuş. Ama planlanan gelirin ilk ayda sadece %6,5’i gerçekleşmiş.
Bu gidişle ÖTV tahsilatı 130 milyar lirada kalabilir. Ya da ÖTV’yi 30-35 milyar lira artıracak yeni vergi artışları gelebilir.
Kısaca seçimden sonra işimiz zor. Bizi yeni vergi artışları bekliyor.
Diyeceksiniz ki; illa vergi artışı mı olacak? Ya devlet kemer sıkarsa...
İşte asıl mesele de orada. Devletimiz maalesef kemer sıkamıyor. Hatta Ankara o kadar şişmanladı ki, kemer tutacak hali kalmadı.
Bakın örnekler vereyim:
2019 yılında 215 milyar TL Kamu personeline maaş verilecek. Bu tutar 2018 yılında 159 milyar liraydı.
Mesela SGK’ya yıl boyu 66 milyar lira katkı payı ödenmesi planlanmış ama daha ocak ayında 8,5 milyar lira ödenmiş bile. Bu ne demek biliyor musunuz? Gelir tarafında hedefin aylık yüzde 6,-7’si gerçekleşiyor ama gider tarafında sadece SGK ödeneğinin bir aylık payı yüzde 13,0.
Ya belediyeler...
Şimdi yerel seçim zamanı ama “Gelirden Ayrılan Paylar” kısmında “Mahalli İdare Payları” ocak ayında sadece 5,2 milyar lirada kalmış. Oysa yıllık hedef 87,6 milyar lira.
Geçen yılın ocak ayında bile mahalli idarelere gelirden ayrılan paylar 5,4 milyar lira ile bu yılın daha üstündeydi.
Kısaca para yok.
Eskiden yabancılar bize para yollar ve bu para ile çarklar dönerdi. Toplanan yüksek vergilerle oraya-buraya para dağıtırdık. Şimdi yabancılar para yollamıyor.
Para bitti.
İşimizi nasıl çevireceğiz belli değil. Ama belli olan şu ki, ekonomik daralma yaşarken devlet bu giderlerini karşılayacak para bulmak zorunda.
Ocak ayında Merkez Bankasından 33,7 milyar lira kullandık ve bir ayı atlattık. Ama yine aynı ocak ayında devlet 18,4 milyar TL karşılığı dış borçlanmaya gidiyor. (Geri ödeme sadece 801 milyon TL).
Yine ocak ayında devlet 12,8 milyar lira da iç borçlanmaya gidiliyor. (Geri ödeme sadece 988 milyon TL). Kısaca ocak ayında devlet iç-dış net borçlanmada 29 milyar 351 milyon lira kaynak topluyor. Oysa geçen yılın ocak ayında MB’den bir kaynak kullanımı olmamasına rağmen net borçlanma 11,2 milyar liraydı.
***
Özet mi?
Ayağımızı yorganımıza göre uzatmaya kalkarsak örneğin memur bile maaş alamaz. Uzatmasak ise, Millette vergi ödeyecek para yok.