Ağır hastasınız... Tedavi olmak yerine ağrı kesiciler ve benzeri geçiştirici önlemlerle ayakta duruyorsunuz.
Oysa bu suni ayakta durma yorgunluğu hastalığınızı daha da ilerletip belki de sizi tamamen yatağa bağlayacak bir duruma getirecek.
Sorunu görmemek ve ertelemek mi daha iyidir yoksa sorunu açığa çıkartıp ne olduğunu gördükten sonra önlem almak mı? Tabii ki gönül isterdi ki sorun hiç oluşmasın.
Nitekim sorun oluşmasın diye uyaran iktisatçılar hain, Londra tefecilerinin temsilcileri, mandacı vs vs gibi suçlamalara maruz kaldılar.
Hep söylediğim cümlemi tekrar edeceğim: Kaybettiğimiz parayı buluruz ama kaybettiğimiz aklı zor buluruz.
Bu ülke bir akıl tutulması yaşadı. Ve bu akıl tutulmasının faturasını ödeme zamanı geldi.
Kısaca acı reçete içilmezse ileride derin bir yatağa düşmüş hastalık çekeriz.
***
Şimdi ne olacak? Ya da ne olmalıdır?
Öncelikle bizim olmayan gelirle ithalatı besleyen tüketimi kısmamız gerekiyor. Kazanmadığımız parayı harcayarak yalancı baharı yaşadık.
Fatura ödeme zamanı geldi...
Kemerler sıkılacak, bu olmadan düzelemeyiz.
Kemer sıkmak için ucuz kredi artık olmayacak. Talep düşüşü bir süre sonra fiyatları stabil hale getirecek.
Ama şimdilik alev sönmeden önce son harlanma yaşıyoruz. Keşke biraz daha kontrollü ve 1-1,5 aya yayılı olsaydı.
Merkez Bankası 22 Haziran toplantısında bu ateşi söndürecek kararları almak zorunda. Aksi halde bu ateş her tarafı yakabilir.
Artık kaçış yok. Ateş yeniden parladı ve sorunun ne olduğunu herkes gördü.
***
Fakat bu iş eğer daha hafif geçsin istiyorsak öyle çoğu kimsenin pek umurunda olmadığı hak-hukuk-adalet gibi sembolleşen demokratik değerlere de ihtiyacımız olacak.
Çünkü sadece yurtiçi kemer sıkarak tarladaki ateşi söndürürüz ama yeni ekim için dış sermaye de gerekiyor.
İşte o yabancı sermaye gelirken bu söylediğim değerleri de göz önüne alıyor. O nedenle ülkemizin kısa sürede sorunları çözmesi isteniyorsa herkesin bu ülkenin düzelmesine katkı vermesi gerekiyor.
Bu iş öyle basit sloganlarla geçiştirilebilecek bir durum değil.
Ciddiyetin farkına umarım varmışızdır.