Ne günlerdi ama o günler...
Kriz henüz bitmişti ama umutlar epeyce güçlüydü.
Özellikle beyaz yaka, yani üniversite mezunlarını daha sert vurmasına rağmen umutların da yeşermesinde bu kesim ön sıradaydı.
Neden olmasın ki? AK Parti diye yeni bir iktidar vardı. Özellikle demokrasi ve AB standartları hakkında sözleri beyaz yakalıları heyecanlandırıyordu.
2004 yılında ölçüm başlamış. Yükseköğretim mezunlarında mutluyum diyenlerin oranı yüzde 66,8... Mutsuzum diyenlerin oranı ise sadece yüzde 7,7...
Üniversite mezunlarında bu seviyeler aslında 2012 yılına kadar korunuyor. Özellikle 2014 sonrası üniversite mezunlarında müthiş bir düşüş yaşanıyor.
2014 yılında yüzde 60,2 olan mutluyum diyenlerin oranı artık yüzde 46,1’de. Mutsuzum diyenlerin oranı da yüzde 9,5’ten yüzde 14,6’ya çıkıyor.
***
Acaba toplumun diğer kesimlerinde dur5um nasıl oluyor?
Şu mutluluk işi aslında ülkemizdeki politik söylemleri de yansıtıyor. Gelin verilerle anlatalım.
2004 yılında lise altı eğitimlilerin mutluyum diyenlerin oranı yüzde 56,8 ile üniversite mezunlarından 10 puan daha geridedir.
Üniversite mezunlarında mutluluk oranı 2014 sonrası çöküyor dedik ya, bakalım lise altı eğitimlilerde bu ne olmuş?
2014 yılında lise altı eğitimlilerde mutluyum diyenlerin oranı yüzde 56,2 seviyesindedir. Ama o da ne? 2016 yılında bu oran yüzde 62,6’ya yükseliyor.
Veya bir başka noktadan daha izah edelim:
2004 yılında üniversite bitirenlerin mutluluk oranı yüzde 66,8 ila lise altı eğitimlilerden 10 puan daha yüksektedir. 2014 sonrasında üniversite mezunlarının mutluluk oranı artık lise altı eğitimlilerin gerisine düşüyor.
Ve 2020 yılı...
Üniversite mezunlarında mutluyum diyenlerin oranı yüzde 46,1 iken, bu oran lise altı eğitimlilerde yüzde 49,6 seviyesindedir.
Artık okumuşlar mutsuz ama daha az eğitimliler daha mutlu. Ama genel bir düşüş olduğunu da belirtelim. Lise altı eğitimlilerde de mutluyum diyenlerin oranı 2016 sonrası düşmeye başlıyor. Özellikle ortaöğretim mezunlarında düşüş oldukça hızlı.
***
Burada bir noktaya daha dikkat çekmek gerekiyor.
2001 krizi sonrası süreçte AK Parti özellikle yükseköğretim kuşağında ciddi beğeni topluyordu.
Oysa bu tablo sürdürülemedi ve 2015 sonrası özellikle bu tablo lise altı eğitimlilere geçti.
2004’lerde ve devamı 2012’ye kadar sürede üniversiteliler kesiminde oluşan olumlu beklenti, artık yerini lise altı eğitimlilere bırakmış oldu.
2012 yılında bir okul bitirmemiş olan kesimde mutluyum diyenlerin oranı yüzde 55,0 seviyesinden 2016 yılında yüzde 63,5’e çıkıyor. Ya da ilkokul mezunlarında 2012 yılında mutluyum diyenlerin oranı yüzde 60,0 seviyesinden 2016 yılında yüzde 62,9’a yükseliyor. Oysa aynı dönemde üniversite mezunlarında mutluyum diyenlerin oranı yüzde 67,4’den 2016 yılında yüzde 60,2’ye geriliyor.
***
İnsan burada şu soruyu sormadan edemiyor elbette...
1- Son 5 yılda üniversite mezunları iş bulmaya devam ediyor. Hatta lise mezunlarının bile üzerine çıktılar ve son iki yılda bile iş buluyorlar. Ama özellikle lise altı eğitimliler iş bulmayı bırakın, 2,5 milyonu mevcut işini bile kaybetti.
2- Lise altı eğitimliler krizle beraber çocuk sayılarında çok hızlı düşüş yaşıyor. Evlat sahibi bile olmakta artık çok daha sınırlı durumdalar.
O zaman bu mutluyum diyenlerin mutluluğu nereden geliyor?
Ya da gelecek bakışı hangi kesimde daha etkin rol oynuyor?
***
İşin özetini de verelim mi?
Rakamlar aslında her şeyi veriyor...Söze gerek var mı?
Bir zamanlar mutlu bir ülkeydik. Şimdi ise beka meselemiz, varlık davamız, şer güçlerle mücadelemiz var...
Yerli ve Milli davada mutluluğumuz kaybolmuşsa ne olacak ki? Dünya mı yıkılıyor... Biraz da mutsuz olalım bu hayatta...
Yönetim böyle diyor...